Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Başbakanlık’tan önceki akşam, Özel Kalem harcamalarının nasıl olup da 2005 yılından sonra aniden 8 kat arttığına ilişkin bir açıklama yapıldı... Denildi ki:
“Başbakanlık Özel Kalem Müdürlüğü 2007 yılı bütçesi 290 milyon 785 bin 381 YTL olup, bunun yüzde 90’ı olan 262 milyon 286 bin 521 YTL’si örtülü ödenektir. Örtülü ödenek, bütçe tekniği gereğince ‘görev gideri’ olarak Başbakanlık Özel Kalem Müdürlüğü bütçesinde gösterilmektedir.”
Açıklama yeterli mi? Hayır... CHP Milletvekili Atilla Kart dün Başbakan’a sordu:
“Yasaya göre örtülü ödenek faslından yapılacak harcamaların; Başbakan, Maliye Bakanı ve sorumlu bakan tarafından müştereken imza edilmiş kararnameye dayanılarak tahakkuk ettirilmesi , Merkez Saymanlığı’nca bu ödemelerin yapılması gerekir...
1. Başbakanlık Özel Kalem Müdürlüğü, örtülü ödenek harcamalarına hangi sıfat, yetki ve yasal dayanakla iştirak etmiştir?
2. Yukarıda anlatımı yapılan süreç, Başbakanlık örtülü ödeneğinin, Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu, Muhasebei Umumiye Kanunu, Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu ve diğer ilgili mevzuat hükümlerine aykırı bir şekilde, Maliye Bakanlığı ve diğer sorumlu bakanlıklar bertaraf edilerek, doğrudan Başbakanlık Özel Kalem Müdürlüğü tarafından sarf edildiği anlamına gelmez mi?
3. Bu durum başlı başına vazife suiistimali anlamı taşımiyod mu?
4. Türkiye’nin ‘tek adam iradesiyle’ yönetildiği anlamına gelen bu vahim tablo karşısında, kamuoyuna tatminkâr bir açıklama yapacak mısınız?

Haberin Devamı

İstanbul’a TÜBİTAK’ın geliştirdiği “Geri Dönüşüm Tesisi” kurulacakmış.
AKP’nin TÜBİTAK’taki kadrolaşması semeresini vermiş gibi görünüyor...
Haldun Ertem

Dengir mengir...
New York Times gazetesine “Atatürk devrimleri travma yaratmıştır” diyen Mir Dengir Fırat, tepkiler üzerine sözlerini izaha çalışırken dedi ki:
“Her devrim gibi Atatürk devrimleri de toplumda bir travma yaratmıştır. Çünkü bir gecede yazı değiştirilmiştir. O gün okuma-yazma oranı sıfıra düşmüştür...”
Devrimler onu benimseyen halkta travma yaratmaz. Gericilerde yaratır. H. C. Armstrong’un “Bozkurt” adlı kitabından bir bölüm sunalım:
“Milletin yüzde onu bile okuma bilmiyordu. Karmaşık Arap yazısı öylesine zordu ki, okuma yazma din adamlarıyla birkaç entelektüelin tekelinde kalmıştı; bu, Türklerin adeta bir duvarla Batı’dan ayrılmasına, karmaşık Arap düşüncesi ve Farsçasının yapaylığıyla ellerinin kollarının bağlanmasına yol açmıştı; dil öylesine girift hale gelmişti ki, Türkçeyi öğrenmenin gerektirdiği büyük çabayı pek az yabancı göze alabiliyordu; pek az Türk herhangi bir Batı dilini öğrenebiliyordu. Mustafa Kemal’in büyük bir hayali vardı, (Bütün halkın okuma-yazma öğrenmesini istiyordu.)”
Atatürk’ün hatası(!) belki de buydu... Halkı aydınlatıp gericilerin elinden kurtulmasına çalışmak..

Haberin Devamı

Efemçukuru’nda
Efemçukuru’nda altıncılarla çevreciler arasında süren hukuk mücadelesinin son raundunu çevreciler kazandı... İzmir’in Menderes ilçesine bağlı Efemçukuru, adının aksine, tepelerin üzerinde kurulu bir köy... Üzümcülükle geçiniyor... Alfonso adı verilen son derece kaliteli bir sofralık üzüm yetişiyor bölgede. Köy sınırları içinde birkaç yıl önce altın bulunuyor. Tüprag Metal adlı bir Kanada şirketi işletme ruhsatı alıyor... Galeri işletmesi kuracağını, çıkardığı toprak ve kayayı Uşak - Eşme‘ye götürerek işleyeceğini bildiriyor...
Tüprag’ın 800 dönümlük bir araziye ihtiyacı var... O yüzden kimi köylülerden arazilerini satın alıyor... 35 kadar köylü ailesi ise arazisini satmıyor... Satmamakta direniyor...
Tüprag Ankara’ya koşuyor... Ankara’dan olağanüstü hallerde söz konusu olabilecek bir kamulaştırma kararı çıkarıyor...
Efemçukuru aynı zamanda İzmir’in su havzası içindedir. Çamlı Barajı bu bölgede inşa edilecek...
Egeçep Derneği, Elele Hareketi gibi çevre örgütleri hareketleniyor. Köylülerle el ele veriyor. Suların ve çevrenin kirlenmesine karşı ortak direniş başlıyor.
Avukat Arif Ali Cangı,  köylülerin vekâletini alarak Danıştay’da Tüprag aleyhine davalar açıyor.
Danıştay 6. Dairesi kamulaştırma konusunda altıncılardan yana karar veriyor
Arif Ali Cangı, yılmıyor, Danıştay Dava Daireleri Kurulu’na başvuruyor. Kurul geçen hafta sonu kamulaştırma izninin iptali yönünde yürütmeyi durduruyor... Mutlu son...
Bölge şimdilik kurtulmuş görünüyor.. Bu mücadeleye baş koyan Efemçukuru köylüleri ile başta Arif Ali Cangı ve Dr. Oya Otyıldız olmak üzere Egeli tüm çevre savaşçılarına buradan selam gönderiyoruz... Tabii yargıçlara da...

Haberin Devamı


ANAYASA Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt’ün Kara Kuvvetleri Komutanı Org. İlker Başbuğ’a
komutanlıkta yaptığı ziyarete “gizli” havası verdiler...
Buradan TSK’nın Anayasa Mahkemesi’ne mesaj
gönderdiği dedikodusunu ürettiler...
Okurumuz soruyor: “Mesai saati içinde Karargahta
yapılan ziyaret gizli olabilir mi? Bu dedikoduyu
üretenlerin  esas olarak Başbakan’ın üç gün önce
5.5 saat ortadan kaybolmasından kuşkulanmaları gerekmez miydi?