Günlükleri ilk eline alan ve ilk yayımlayan Tempo24 internet sitesinin yöneticisi Doğan Akın dostumuza bunların sağlamlığı konusunda ne düşündüğünü sorduk:
- Biz bunları “Mustafa Balbay’a atfedilen günlükler”, diye yayımlıyoruz, dedi Doğan Akın, bu konuda Mustafa Balbay bir açıklama yapmadıkça günlüklerin ona ait olup olmadığını kesin söyleyemeyiz...
Tabii onun böyle demesi bir önem taşımıyor! AKP tetikçileri günlükleri çoktan yargıladılar, yalnız Balbay’ı ve adı geçen generalleri değil Balbay’ın mesleki haklarını konusunda dayanışma amacıyla Cumhuriyet gazetesine giden bizleri de darbeci ilan ettiler.
Bu yargısız infazcıların demokrasi ve darbe ölçülerini anlatmak için cumhuriyet mitinglerine katılan milyonları da darbecilerin adamı ilan ettiklerini anımsatalım...
Hekim dostumuz Ali Rıza Üçer, bu AKP ayakçısı takıma “Red Kit demokratları” adını yakıştırmış... Diyor ki:
- Anayasa’nın 38. maddesinin 4. fıkrasında “Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz” denmektedir. Ayrıca malum, soruşturma gizlidir. Ancak onlar kendilerinden geçmiş durumda. Hukuku, yasayı görecek halleri yok. Red Kit hikâyelerinde öfkeli kalabalıklar ellerine geçirdikleri kişileri hemen asmak ister, “Önce yargılayalım” diyenlere “Önce asalım, sonra yargılarız” diye karşı çıkarlar. Bizim tetikçiler de öyle... Ne iddianamenin yayımlanmasını bekliyor, ne sanığa söz hakkı bırakıyorlar. Onların sanırım tek derdi var; AKP’nin sivil darbesi önünde engel oluşturan kişi ve güçleri bir an önce ortadan kaldırmak...
Bazı AKP’liler “kentsel dönüşüm” çalışması yürüten Sulukule’de düşük fiyattan mülk satın almış.
Hırsızlar genelde insanların parasını pulunu çalar.
Bunlar punduna getiripgaribanın evini barkını da çalıyor...
Pusula Baskısı-2
Bu sütunda 24 Şubat 2009 tarihinde “Pusula baskısı” başlıklı yazımızda oy pusulası basımının Devlet Malzeme Ofisi tarafından yapılan ihalesine Eskişehir’in en büyük firması Etam’ın çağrılmadığını yazmıştık. Devlet Malzeme Ofisi, gönderdiği açıklamada, doğan kuşkuları gideriyor ve özetle şöyle diyor:
“İlk ihaleden yeterli sonuç alınamayınca teknik şartnamede revizyona gidilerek 25.02.2009 tarihinde yeniden ihaleye çıkılmış, Etam ve Ersan firmaları katılmıştır. Etam firmasının 95 bin TL teklifine karşılık 56.6 bin TL teklif veren Ersan firması ihaleyi kazanmıştır...”
MAR kuruldu...
Mülkiyeliler Birliği Genel Merkezi bünyesinde düşünce üretimine yönelik olarak kurulan Mülkiye Araştırma Merkezi (MAR) çalışmalarına başladı. Bu merkezde, Türkiye’nin iktisadi, toplumsal, siyasal, idari ve dış politika alanlarındaki sorunlarının incelenmesi, çözüm geliştirilmesi amaçlanıyor.
Başkanlığını DPT uzmanlarından Rahmi Aşkın Türeli’nin yürüteceği merkezde Prof. Aziz Konukman, Fikret Gülen, Ahmet Erhan Çelik ve Erdal Eren yönetim kurulu üyeleri olarak görev yapacaklar.
Merkezde ilk olarak oluşturulan kriz çalışma grubu çalışmalarına başladı...
AK’ın karası!
Ankaralı okurumuz, eski Çanakkale Milletvekili Altan Tuna’nın oğlu Tan Tuna, dün 16.00 sularında Burdur’dan aradığını belirterek tanık olduğu manzarayı anlatıyor:
“Arabamla Antalya’ya gidiyorum. Burdur Organize Sanayi Bölgesi’ne yaklaşırken benzin almak için durduğumda soğuktan dişlerimin takırdadığını hissettim. Biraz ileride ne göreyim. Üzerlerinde sadece önlükleri olan yüz civarında ilkokul öğrencisi... Ellerinde AKP bayrakları, yol kenarında titreşerek bekleşiyorlar. Sorunca öğrendim ki, biraz sonra Tayyip Erdoğan oradan geçecekmiş, o nedenle toplu halde getirilmişler. Cep telefonumla fotoğraflarını çektim isterseniz size hemen gönderebilirim.”
İlkokul çocuklarından medet umduklarına göre, demek Erdoğan Bey biraz moralsiz. Sayın Erdoğan oraya zorla getirilmiş soğuktan titreyen yavruları görünce “Beni görmek için koşa koşa gelmişler” diye sevinip moral bulmuş mudur?
Bilim ve sanat, bir kuşun iki kanadı gibidir.
Bu iki kanadı kullanabilen toplumlar uçar ve özgür olurlar. Uçamayanlar ise tavuk olur..
“Tavuk toplum”, önüne atılan bir avuç yemi gagalarken, arkadan yumurtalarının alındığının farkında bile olmaz.”
Sunay Akın
Hızlı vurgun!
Yiğit Bulut dostumuz bir süredir Vatan gazetesinde “Hızlı Tren” ihalesiyle ilgili çok ciddi iddialarda bulunuyor. Türk şirketi Alsim - Alarko liderliğindeki İspanyol OHL’nin Ankara - Eskişehir arası birinci etabı sigorta primi dahil 459 milyon euro’ya yapmayı vaat ettiğini... Ancak Japonlar ve Fransızlar devreden çıkıp ihale yarışında tek kalınca projenin anlaşılmaz bir şekilde aniden değiştirildiğini... Bu değişiklikle maliyetin de aniden yüzde 40 artışla 629 milyon euro’ya çıktığını... Yeni maliyetin dünyadaki hızlı tren teknolojisinin geldiği son aşamanın (saatte 500 kilometre hız) bile üstüne çıktığını yazıp duruyor. Üstelik de öyle beylik laflarla değil, belgeleriyle, kanıtlarıyla...
Peki, yazıyor da yetkililer, sorumlular... Örneğin Başbakan, Ulaştırma Bakanı, TCDD Genel Müdürü bu iddialar karşısında ne diyor? Hiç.. Söz gümüşse sükut altındır havasındalar...