Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

YARSAV Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, geçenlerde düzenlediği basın toplantısında dehşetengiz açıklamalar yapmıştı...
Kalabalık gündem içinde kayboldu gitti...
Eminağaoğlu’na göre, Adalet Bakanlığı müfettişleri yargıçlardan kimlik hanesi boş dinleme kararları alıyorlardı.
Yani, bazı yargıçlar dinlenecek kişinin kim olduğunu bilmeden dinleme kararı veriyordu
Adalet Bakanlığı müfettişleri o boşlukları istedikleri gibi doldurarak dinleme başlatıyorlardı.
Bu şekilde dinlenenler kimler mi oluyordu?
Savcılar ve yargıçlar...
Hukukun asgari düzeyde egemen olduğu herhangi bir ülkede ortalığı ayağa kaldıracak bu iddiaların üzerinden neredeyse iki hafta geçti...
Adalet Bakanlığı’ndan ses seda çıkmadı. Yoksa çıktı da biz mi duymadık, diye düşünerek Eminağaoğlu’na sorduk durumu:
- Adalet Bakanlığı’ndan herhangi bir yalanlama gelmedi. Zaten neyi yalanlayacaklar ki, o kararların örnekleri elimizde.

Haberin Devamı

Soru: Başbakan Erdoğan’ın küçük kızı Sümeyye’nin keman çalması bazılarımızı neden şaşırttı?
Yanıt: Siyasetçi yakınlarının genellikle başka şeyler çalmasına alışkın bir millet olmamız nedeniyle...

Ağaç Günü...
Almanya’dan gelen bir haberden öğrendiğimize göre... 30 Nisan günü bütün dünyada “Uluslararası Ağaç Günü” imiş. Okullarda müzik dinletileri, çevre konferansları, fidan dikme kampanyaları düzenleniyor. Özellikle çocuklara ağaç sevgisi aşılanıyor... Türkiye’de kimsenin bu günden haberi yok...
Ağaç kesme günü olsa onu kaçırmazdık diye düşünmemek de mümkün değil.

Bedelli asker
MHP Karaman Milletvekili Hasan Çalış, dün verdiği bedelli askerlikle ilgili kanun teklifini birkaç saat içinde Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin talimatıyla geri çekti.
Böylece konunun bir kez de MHP tarafından istismar edilmesi önlenmiş oldu.
Malumunuz.. Özellikle seçim önceleri konu gündeme getiriliyor... Siyasetçiler rant amacıyla bedelli askerlik umudundaki gençlerin ağzına bir parça bal sürüyor... Peşinden Genelkurmay bir açıklama yaparak bedelli konusunda çalışma olmadığını bildiriyor... Umutlar suya düşüyor...
Son olarak yerel seçim öncesi AKP’li Burhan Kuzu, bedelli konusunda umutlu sözler sarf etti. TSK yaptığı açıklamada böyle bir çalışma olmadığını bildirince konu yine uykuya yatırıldı.
Siyasetçiler bu konu açıldığında “Bedelli konusunda kararı Genelkurmay verir” derlerse hem boşuna umut vermezler hem TSK ile gençlerin arasını açmamış olurlar...
Bu arada... Bedelli bekleyen genç sayısının çokluğu dikkati çekiyor...
Gençlerin önemli bir bölümünde askerlik fobisi var...
Bizce Genelkurmay askerliği, otoriter ve disipline dayalı ruhundan uzaklaştırmadan, gençler için daha cazip hale getirebilir. Anadolu illerinde hafta sonlarının çok sıkıcı geçtiği şikâyetleri var. Birçok mekâna asker alınmıyor. TSK, belediyelerle işbirliği yaparak askerlerin yararlanacağı mekânlar açılmasını sağlayabilir, hafta sonlarını daha dinlendirci hale getirebilir... Askerlik deyince gençlerin aklına sadece olumsuzluklar gelmemeli...

Haberin Devamı

Taksim
DİSK merkez binasının karşısına polis dün öğle vakti üç tane kamera yerleştirmiş... Valilik emriyle geldiklerini söyleyen polisler DİSK’in “Biz bir anayasal örgütüz, suç örgütü değiliz” itirazlarına kulak asmamış, “İsterseniz savcılığa gidin” demişler. Kameranın amacı elbet güvenlik... Ama başka sinir bozucu çağrışımları da var...
Her yıl olduğu gibi  bu yıl da Taksim tartışması yoğunlaştı.
Taksim’de kutlamaya neden izin verilmiyor? “Olay çıkar” gerekçesiyle mi?
Olay çıkarsa 1 Mayıs’ın yapıldığı diğer alanda da çıkar. Çıkmazsa çıkmaz...
Her yerde güvenliği sağlayabilen polis Taksim Meydanı’nda neden sağlayamasın?..
Anlaşılan Taksim yasağının amacı başka. Amaç, işçilerin senede bir gün bile olsa güç gösterisi yapmalarına imkân vermemek. 1 Mayıs 1977’de yaratılan korkunun etkisini sürdürmek.
Sendikalar mum gibi eridi, işçinin eski gücü kalmadı ama işçiye yönelik genetik ve tarihi korku hâlâ sürüyor...

Haberin Devamı

DTP Milletvekili Pervin Buldan diyor ki: “Mart yerel seçiminde Kürdistan’ın sınırlarını belirledik.”
Siz milletvekili olurken, “Vatanın, milletin bölünmez bütünlüğünü koruyacağıma namus ve şerefim üzerine and içerim” demediniz mi?

Hayyam
Ergenekon soruşturmasında yapılan hukuksuzlukları görmezden gelenlerin komik ve klasik bir savunmaları  var... Hukuktan söz edenlere diyorlar ki:
- Şemdinli Savcısı ’nın hayatını karartırlarken nerelerdeydiniz?
- Aynı duyarlılığı falanca davada neden göstermediniz?
Bu hukuk özürlülere bir okurumuz Ömer Hayyam’ın bir dizesini göndermiş:
“Bana kötü deyip kötülük edeceksen, ne farkın kalır benden, söyle.”

Gözlük
Profesör Atilla Yayla, Zaman’da yazıyor:
“Türkiye’de, totaliter cumhuriyet anlayışıyla demokratik cumhuriyet anlayışı arasında, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan beri süren ve yakın gelecekte de biteceğe benzemeyen bir mücadele vardır.”
Sayın Profesör’e temel mücadelenin totaliter ve demokratik cumhuriyet arasında değil şeriatçılıkla -  cumhuriyet, Vahdettincilikle - Atatürkçülük arasında olduğunu kim anlatacak? Şeriatçıların demokratik cumhuriyete değil Osmanlı’ya özendiklerini kim izah edecek?