Bazıları Orgeneral İlker Başbuğ’un basın toplantısından rahatsız oldu...
Malum gazete dün Başbuğ’a yönelik: “Ergenekon’un yeni avukatı” başlığını atmıştı...
Psikolojik savaşın da merkezi olan bu gazete herhalde Başbuğ’un özellikle TSK üzerinde yoğunlaştırılan bilgi kirliliğini dağıtmasından rahatsız...
Tabii bütün karanlık konuların açıklamasını yapmak da Orgeneral Başbuğ’a düşmemeli. Genelkurmay Basın Müşavirliği, kamuoyuna yanlış akseden konularda zaman zaman açıklama yaparak kendi tespitlerini ortaya koymalı...
Örneğin yer altında bulunan silahların TSK’ya ait olmadığı daha önce kısa bir bildiriyle açıklanmalıydı...
Yalan haber gündemde kaldıkça psikolojik savaşa malzeme oluyor.
* * *
Orgeneral Başbuğ, bulunan silahların TSK’ya ait olmadığını, bu silahlardan Emniyet’te de bulunduğunu açıkladığına göre... Emniyet Genel Müdürlüğü’nün de bir açıklama yapması şart görünüyor.
Anlaşılan o ki, bulunan silah ve mühimmatın üzerlerinde kafile numarası, seri numarası vs gibi işaretler var.
O zaman üretici firmadan, genellikle MKE’den, bu silahların hangi kuruma satıldığı araştırılabilir.
Bir dönem NATO’da Büyükelçilik görevi yapan Onur Öymen diyor ki:
“Benim görevim sırasında PKK’dan elde edilen bazı silahları üreten firmayla temas kurmuş, silahların hangi ülkeye satıldığını sormuştuk. Bulgaristan’a satıldığını öğrendik. Bu ülkeyle temasa geçerek durumu protesto ettik...”
Yer altındaki silahlar kime ait? Soru yanıt bekliyor...
Soru: Org. Başbuğ mu daha demokrat, Başbakan Erdoğan mı?
Yanıt: Başbuğ... Çünkü İlker Paşa tüm basının karşısına çıkarken Erdoğan sadece kendine yakın basının karşısına çıkıyor...
Sevr Sokağı’ndayız
Türkiye’nin Paris Başkonsolosluğu yeni bir binaya taşındı... Bu bina nerede mi?
SEVR Sokağı’nda...
Konsolosluğun yeni adresi şöyle:
“44, Rue de Sevres 92100 Boulogne-Billancourt”
Sevres yazılır Sevr okunur...
Sevres Paris’in yakınında, 1920 yılında Türkiye’nin parçalanmasını öngören anlaşmanın imzalandığı kasaba... Paris’te ayrıca yukarda görüldüğü gibi “Sevres sokağı” da vardır. Sevres’in ünü imzalanan anlaşmadan mı ileri gelir? Hayır.. Sevres dünyaca tanınmış porselenlerin üretildiği kasaba olduğu için ünlüdür. Bizim Sevr Sokağı’na taşınmamız ise... Kaderin bir ürünüdür...
Sezer geliyor!
Zeki Sezer DSP Genel Başkanlığı’na gözyaşları içinde veda etmişti... 17 Mayıs’taki DSP Kurultayı yaklaşırken Zeki Sezer’in yeniden genel başkanlığa adaylığını koyması için yurt çapında imza toplandığı haberleri geliyor. Partiden ihraç edilen esprili dostumuz Ahmet Tan, Zeki Sezer’in yeniden adaylığı için şöyle diyor:
- Parti depolarında üzerinde Zeki Sezer’in resmi bulunan on binlerce eşantiyon çakmak ve kalem kaldı. Sezer yeniden genel başkan olursa bunlar işe yarar. Sezer’in yeniden genel başkanlığının bir başka işe yarayacağını sanmıyorum...
Kitaba 17 yıl...
Milliyet muhabiri Nedim Şener, Hrant Dink cinayetini aylarca araştırdı. Oluşturduğu kitap geçen ocak ayında “Dink Cinayeti ve İstihbarat Yalanları” kapağıyla yayımlandı.
Bu kitaptan dolayı, Dink cinayeti işlendiği sırada Trabzon Emniyet Müdürü olan Ramazan Akyürek ile İstihbarat Dairesi’nde C Şube Müdürü olan Ali Fuat Yılmazer ve İstihbaratçı Muhittin Zenit, Milliyet muhabiri Nedim Şener’i terör suçlarına bakan savcılığa şikâyet ettiler.
Şikâyet sonucu Nedim Şener hakkında 17 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.
Trabzon’da yargılanan jandarma personeli için istenen ceza 2 yıla kadar hapis. Görevi ihmal ettiği öne sürülen polisler ise valilikler izin vermediği için yargılanamıyor.
Cinayeti işlediği öne sürülen kişiler dışında Ağır Ceza’da yargılanacak tek kişi Nedim Şener olacak...
Katil Ogün Samast için 20 yıl istenirken gazeteci Nedim Şener için 17 yıl isteniyor...
Adı Orhan Pamuk olmadığı için arkadaşımızla ilgili dava tabii dört bir yandan yankılanmıyor...
Ancak konu, demokrasi ve fikir özgürlüğü konusunda duyarlı herkesi ilgilendirecek nitelikte...
Dava, terör suçlarına bakan 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 26 Haziran’da görülmeye başlanacak....
* Şu Deniz Fenerciler, Egenekonculara nazaran ne kadar şanslı insanlar...
Anlaşıldığına göre hiçbirinin telefonu dinlenip kayda alınmamış...
Haldun Ertem
Band o Neon...
Viyana merkezli ‘Band O Neon’ Tango Orkestrası yöneticisi Ertuğrul Sevsay bir not göndermiş... Diyor ki:
“Yıllar önce Türkan Saylan Hanım’ın himayesinde Çağdaş Yaşam için Bogaziçi Üniversitesi’nde gönüllü bir konser vermiştik. Türkan Hanım bize plaket verdi. Biz de kendisine CD’lerimizi vermiştik. Evi arandığı gün Türkan Hanım’ın TV de “müzik kasetlerimi, TANGO’larımı aldılar” dedigini duydum. Aralarında muhakkak bizim CD’miz de vardı.”
Ertuğrul Sevsay, Türkan Hanım’a bizim aracılığımızla Band O Neon’un iki CD’sini, iki DVD’sini göndereceğini bildiriyor. Çok teşekkürler...