Büyük Taarruz 26 Ağustos sabahı Afyon’un güneyinden Dumlupınar yönüne doğru başlar ve sonra meydan savaşına dönüşür... 27 Ağustos’ta Afyon Yunan işgalinden kurtarılır. 30 Ağustos’ta Yunan ordusu kuşatılarak büyük kısmı imha edilir... Savaşı Başkomutan Mustafa Kemal doğrudan yönetmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti işgalci emperyalistlere karşı verilen kurtuluş savaşıyla kuruldu...
Atatürk ulusun hangi temeller üzerinde yaşayacağını şöyle açıkladı:
“Bu devletin dayandığı temeller tam bağımsızlık ve kayıtsız şartsız ulusal egemenliktir...”
Ne var ki, bağımsızlık ve ulusal egemenlik Ata’nın ölümünü izleyen yıllarda adım adım satılmıştır...
Bugün Türk ulusu kılcal damarlarına kadar dışa bağımlıdır.. Emekli maaş zamlarını bile IMF’den izinsiz kararlaştıramıyor.
Üstelik ulusal onur, bağımsızlık, demokrasi gibi değerleri savunan insanlar kâh dinazor, kâh statükocu diye suçlanmakta, ulusalcılık yasak kavramlar arasında sayılmakta, sömürgeci ülkeler ve onların işbirlikçilerine karşı duranlar kendi ülkelerinde suçlu muamelesi görmektedir... Emperyalist çıkarlar ulusal medyanın büyük bölümünü ele geçirmiştir. Kafalar karıştırılıyor. Şeytana pabucu ters giydiriliyor. Büyük soygun ve karanlık gelecek parlak lafların ardına gizlenerek tezgâhlanıyor...
Her şeye rağmen bu ülkenin onurlu ve bağımsızlıkçı damarı ölmüş değildir... O bayrağı taşıyacak yürekli ve bilinçli gençler de dalga dalga geliyor... Bağımsızlık ve onur bayrağını kuşkusuz onlar tekrar yükseltecek...
Parasız müfettişBu iktidar müfettişin hiçbir çeşidini sevmiyor anlaşılan... Bir ilköğretim müfettişi yazıyor:
“İlköğretim müfettişi olabilmek için 2 üniversite bitirdim ve devletin yaptığı 4 sınavı başarıyla geçtim. Hayatımın en güzel yılları bu mesleğe hazırlanmakla geçti. Ancak son 10 yılda mesleğimiz her yönü ile eridi. Şu anda aldığım maaş denetlediğim öğretmenden ve müdürden daha düşük.”
Sayın okurumuz maaş tablosunu da göndermiş... İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı 1744 YTL maaş alıyor.. İlkokul müdürünün maaşı 1884 YTL.. İlköğretim müfettişinin maaşı ise 1671 YTL...
Mavi muamma!
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün NTV’ye yaptığı açıklamalarda tatille ilgili kısım şöyleydi:
“.... Ben özel hayatımla ilgili ne yaptıysam kendim karşıladım. 5 sene Dışişleri Bakanlığı yaptım, hiç tatil yapmadım. Sadece iki yıl, 2’şer gün yaptım. Son tatilde de bana düşen kısmını ben karşıladım.”
Okurumuz A. Göncü soruyor:
“Yatta başka aile veya aileler de mi vardı? Bu bir mavi yolculuk muydu? Gül Bey ne demek istedi? Cumhurbaşkanı kendine düşen kısmını ödediğine göre, eşine, çocuklarına ve refakatçilerine düşen kısmını kim karşılamıştır?”
Arsenikli demeçlerSağlık Bakanı Recep Akdağ önceki gün Samsun’da yaptığı açıklamada İzmir’in yanı sıra Nevşehir, Aksaray, Niğde, Van ve Kars illerinde de şebeke suyunda yüksek düzeyde arsenik olduğunu, Afyon’daki yüksek arsenik sorununun da bir iki ay içinde çözümleneceğini söyledi.
Oysa ki 24 Temmuz’da İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu ve Sağlık Bakanı Recep Akdağ içme sularındaki arsenik sorununa ilişkin ortak basın açıklaması yapmışlar, İzmir dışında başka bir ilde arsenik sorunu olmadığını duyurmuşlardı.
Bakan Akdağ’ın aradan 1 ay geçtikten sonra İzmir dışında 5 ilde (Afyon ile birlikte 6 il) daha içme suyunda arsenik bulunduğunu açıklaması ne anlama geliyor?
Su ve arsenik sorununun geçen ay İzmir Belediyesi’ni gözden düşürmek için kullanıldığı anlamına mı ?
Karşı taraftanSağlık Bakanlığı Halkla İlişkiler Müdürlüğü, Sağlık Bakanlığı Başmüfetişi Atılay Ergüven’e yapılan haksızlıklarla ilgili yazılarımıza bir cevap gönderdi.. Deniyor ki:
“İlgili kişinin yazınızda bahsettiğiniz demeçlerinden dolayı görevinden alınması veya aktardığınız gibi cezalandırılması hem söz konusu değildir, hem de mümkün değildir. Zaten bu hususla ilgili kendisine ne bir soruşturma açılmış, ne de herhangi bir ceza verilmiştir.
Haberinizde adı geçen personelimizin ‘göreve izinsiz ve mazeretsiz gelmemek, sürekli izinsiz olarak mesaiyi terk etmek, verilen işlere zamanında başlamamak, Teftiş Kurulu Başkanlığı’nın sözlü ve yazılı talimatlarına rağmen verilen işleri sürekli geciktirmek, gerçeğe aykırı istirahat raporu alarak kullanmak, kullandığı raporun ilme ve fenne uygunluğunun tespitine yönelik çalışmayı engellemek’ gibi konusu suç olan fiilleri işlediği belirlenmiş ve hakkında bu konuda soruşturma açılmıştır. Bu soruşturmalar neticesinde kendisine uyarma ve 3 kez de aylıktan kesme cezaları verilmiştir.
Yazınızda 20 kadar müfettişin başka birimleri geçmesi ise tamamen kendi rızaları ve istekleri ile iç denetçi olarak konum değiştirmeleridir.
NOT: Bu arada Müfettiş Atılay Ergüven’e İstanbul’da son raporu veren hastane Şişli Etfal olmayıp Haseki olacaktır. Düzeltiriz...
Abdullah Gül, Çankaya’daki bir yılının muhasebesini yapmış...
Yapmış da... Muhasebe kayıtlarına bakınca Suudi Kralı’nın getirdiği hediye yine görünmüyor...
Haldun Ertem
