Tekzip var mı?

Zahid Akman sürekli olarak medya            teröründen söz ediyor.. Hakkında asılsız
iddialar yayımlandığını söylüyor. Alman basını Zahid Akman’ı yalanlıyor. İşte Frankfurter Rundschau gazetesinin 22 Eylül tarihli
haberinde Zahid Akman’la ilgili satırlar:
“Frankfurt Savcılığı, Zahid Akman hakkında bağış adı altında toplanan paraları Türkiye’ye transfer etmekten soruşturma yürütüyor.
Akman hakkında dolandırıcılık ve iflas bildirmeme suçları nedeniyle Frankfurt’ta yürütülen ayrıca bir başka dava daha bulunuyor.”
* * *
Zahid Akman, NTV’nin canlı yayınında; kendi hakkındaki haberlerle ilgili tam 11 tane tekzip kararı çıkardığını ancak Doğan Grubu gazetelerinin bunları yayımlamadığını
söylemişti.
Grubumuzun yayınlarının hukuki sorunlarını izleyen Bayraktar Hukuk Bürosu’na bu
tekzipleri sorduk. Kendilerine tek bir tekzip dahi ulaşmadığını bildirdiler. Akman geçen yıl 18 Haziran’da Milliyet ve Posta’ya birer tekzip kararı çıkarmış... Yapılan itirazlar mahkemece haklı bulununca her iki karar da ortadan kalkmış...
Zahid Bey çok inandırıcı konuşuyor. Ama aynı zamanda doğru konuşuyor mu, o çok kuşkulu...

RTÜK Başkanı Akman, “Çocuklarım için bir gelecek oluşturmaya çalışıyorum” demiş.
Gerek yok torunların bile geleceği garantide...
Haldun Ertem

Yargıca baskı...
Şehitler için “kelle” deyimini kullanan Tayyip Erdoğan’ı “3 kuruş” tazminata mahkûm eden mahkemenin yargıcı Sevinç Övüç hakkında, bir başka davada gerekçeyi geç yazması nedeniyle soruşturma açılmıştı... Yargıç hanımın odası, Cumhuriyet gazetesinin dünkü haberine göre, 6 müfettiş tarafından adeta basılmış, ifadesi alınmış.
Adalet Bakanlığı Teftiş Kurulu 12 Eylül’den önce Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu HSYK’ya bağlıydı. 12 Eylül’den sonra  Adalet Bakanlığı’na bağlandı. Böyle olunca siyasi iktidarın emrine girdi. Teftiş Kurulu bugün hükümetin elinde yargıya yönelik bir baskı aracı gibi kullanılıyor... Bir ülkede yargı bağımsızlığı yoksa demokrasi de yoktur. Ne var ki, ne demokrasi kimsenin umurunda ne yargı bağımsızlığı...

Ulusal
Geçmişte her kim ki egemenlerin işine gelmeyen şeyler söylüyor “komünist” diye ihbar edilirdi.
Şimdi ihbarlar “Kemalist” ya da “ulusalcı” diye yapılıyor...
ABD ve AB, Kıbrıs’ın teslimine, sömürüye, özelleştirmelere, yağmaya, talana karşı çıktığı için ulusalcılara diş biliyor. AKP aynı gruba laik demokrasiyi savundukları ve yolsuzluklara göz yummadıkları için düşman. Ulusalcılara karşı bir işbirlikçi ittifakı kurulmuş durumda.
Bugün ana kavga işbirlikçiler ile
ulusalcı yurtseverler arasında... İşbirlikçiler devletin tüm
imkânlarını kullanarak ulusalcıları yok etmeye çalışıyor. Türkiye bu çıkmazda tam yol
ilerliyor...

Felsefenin görevi eğitimsiz insanlara bilmediği şeyleri öğretmek değildir, aksinefelsefenin amacı üstün insanlara sandıkları kadar üstün olmadıklarını öğretmektir...
B. Russel

Bahçeşehir...
İstanbul’un en düzenli, en temiz ve nitelikli yerleşim birimlerinden biri Bahçeşehir’dir...
Burada belediye hizmetleri tıkır tıkır yürür...
Belediye Başkanı Kemal Aydın 1999’da yüzde 32, 2004 yılındaki son seçimde ise oyların yüzde 65’ini alarak seçilmiş olup 10 yıldır görev yapmaktadır.
Kemal Aydın geçmişte ANAP üyesi iken şimdi CHP üyesidir...
Bahçeşehir’in belediyecilik yönünden bir sıkıntısı yoktur...
Ama bundan sonra olacağa benzer...
Çünkü hükümet Bahçeşehir Belediyesi’ni ortadan kaldırıyor...
Bahçeşehir’i yeni yasayla Başakşehir’e dahil ediyor...
Başakşehir henüz belediye bile değil... Ancak yeni yasayla ilçe oluyor.. Ve Bahçeşehir, kendisinden 20 km uzakta olan bu ilçeye bağlanıyor....
Neden böyle yapılıyor?
Çünkü Bahçeşehir’de önümüzdeki mart seçiminde CHP’nin kazanması garanti...
Ancak Başakşehir’e bağlanınca AKP’nin seçimi kazanması garanti oluyor...
Rakamları açarsak... Bahçeşehir’de son seçimde CHP 7120, AKP ise 2590 oy almış...
Yeni yapılanmada Bahçeşehir, diğer kimi beldelerle birlikte Başakşehir’e katılınca seçimde CHP muhtemelen 20 bin, AKP ise 40 bin oy çıkaracak...
Bu düzenleme tamamen Bahçeşehir’i CHP’nin elinden almak için yapılıyor...
Hükümet küçük belediyeleri ortadan kaldırırken: “Bir mimar bile çalıştıramıyorlar” diyor.
Oysa Bahçeşehir İstanbul’un teknik ekip yönünden en zengin belediyelerinden biri...
Bu yasa Anayasa Mahkemesi’nde.. Ancak, mahkeme bu yasayı bir türlü ele almıyor...
Bahçeşehir halkı isyanlarda... Bu kadar büyük haksızlığa kim olsa isyan etmez mi?

* Başbakan en az 3 tane doğur diyor, çünkü hastanede ne olur ne olmaz!
Engin Balım