Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Böyle bir ansiklopedi herhalde hiç görülmedi... Adı: Temizlik Kültürü Ansiklopedisi... Türkiye Tüketicileri Koruma Vakfı’nca hazırlanmış. Bedava dağıtılıyor. Çok iyi hazırlanmış nitelikli bir yayın...
Temiz öpüşme, temiz para, temiz reklam, temiz toplum, temiz medya, temiz siyaset, temiz çevre...
Kirlenmesi söz konusu olan ne varsa onun temizlik tarifi mevcut.
Kitaptan öğreniyoruz ki dişlerini günde iki kez fırçalayan bir insan bile öpüşürken diğerine 1 miligram yağ ile 250 çeşit virüs ve bakteri bulaştırmaktadır... Bu yoldan uçuk, mantar, hepatit B, Herpes, Frengi dahil pek çok hastalık bulaşmaktadır... "Temiz sevişme" bile mesele imiş...

Memur maaş zammını gören memurlar Acil Eylem Planı’na yeni ad takmış: "Aciz Eylem Planı"...
Cumhurbaşkanı’nın "kişiye özel yasa olmaz" gerekçesiyle veto ettiği Anayasa paketi, TBMM’de ilk turda aynen kabul edildi. Abdullah Gül bu değişiklikten 3 bin kişinin yararlanacağını o yüzden "kişiye özel" sayılamayacağını söyledi. Bir hukukçu dostumuz telefonda dedi ki:
- Tayyip Erdoğan’ın yasaklı durumu olmasaydı bu anayasa değişikliği yapılacak mıydı? Yapılmayacaktı. O yüzden kişiye özeldir. Başkasının yararlanacak olması yapılan uygulamanın kişiye özel niteliğini değiştirmez...

Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu Üyeleri Ankara’da bakanlar, Meclis Başkanı ve Cumhurbaşkanı ile görüşerek basının sorunlarını anlattılar. Cumhurbaşkanı A. Necdet Sezer basının sorunlarını iyi biliyordu. Diğer meselelerde de yargılarını "hukuk, adalet, barış" ekseninde oluşturuyordu. Yerinde sağlam duruyordu. Güven veriyordu...
Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu Necdet Sezer’in yanından son derece olumlu duygularla ayrıldı. Kapıdan çıkarlarken aralarından biri:
- Yıllarca yanlış adama Baba demişiz, diye söylendi...

Gazeteci bazı konularda tarafsız olamaz... Örneğin savaş - barış ikileminde gazeteci kesinlikle barıştan yanadır.
Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk bildirgesi der ki:
"Gazeteci başta barış, demokrasi ve insan hakları olmak üzere, insanlığın evrensel değerlerini, çoksesliliği, farklılığı savunur.
Gazeteci her türden şiddeti haklı gösteren, özendiren, kışkırtan, yayın yapamaz..."
Gazeteci eğer belli merkezlerin maşası değil de gerçekten gazeteci ise hangi bahane ile olursa olsun savaşı özendiremez, destekleyemez. Barışı savunur.

Cumhuriyet’te dün ilginç bir fotoğraf vardı.. Bir masa.. Masanın en başında Tayyip Erdoğan... Çevresinde ilk bakışta tanıyamadığımız bazı kişiler.. Ve aralarında eski CHP’li milletvekili Ercan Karakaş... Ercan dostumuza fotoğrafı sorduk.. Dedi ki:
- Fotoğraf 1991 yılında çekilmiş. Ben o zaman CHP İstanbul İl Başkanı’ydım. Tayyip Erdoğan Refah Partisi İl Başkanı. Masada oturan diğerleri de diğer partilerin il başkanları. Her hafta bir partinin il merkezinde savaş karşıtı toplantı yapıyorduk. O fotoğraf Refah İl Merkezi’nde yapılan toplantıda çekilmiş. O yıllarda Tayip Erdoğan savaşa karşıydı. Hatta bir defasında birlikte Eminönü’nden Taksim’e kadar yürüyerek bildiri dağıtmıştık...
Aradan geçen sürede Tayyip Bey değişmiş ve gelişmiş bulunuyor...
***
Ercan Karakaş siyasete Almanya’da başladı... Yıllarca CHP’de politika yaptı, bakanlığa kadar yükseldi... CHP’nin bugün savaş karşısında takındığı tutuma ne diyeceğini sorduk... Dedi ki:
- Sosyal demokrat partiler savaşlara karşıdır. Deniz Baykal’ın sosyal demokrat Alman Başbakanı Schröder net şekilde Irak’ta savaşa karşı tavır alması gerekir. Baykal Hükümet’in savaşa sürüklendiğini söylüyor ama kendisi de Hükümet’in arkasından sürükleniyor. CHP, ABD’nin petrol uğruna girişeceği haksız savaşa doğrudan karşı çıkmalıdır.

Türkiye’de savaş karşıtı kampanya küçük adımlarla da olsa gelişiyor... Bugün saat 12.00’de İstanbul Sirkeci Büyük Postane bir grup girişimci kitlesel basın toplantısı yapacak... Ardından Başbakan ve Meclis Başkanı’na bir protesto mektubu gönderecek... Ağırlıklı olarak İslamcı vakıf ve derneklerin imzasını taşıyan mektup şu sözlerle noktalanıyor:
"Türkiye ve Irak halkları kardeştir! Topraklarımız kardeş halklara karşı saldırı zemini olamaz!
ABD uçaklarına yakıt ve ikmal desteği sağlamak katliama ortak olmak demektir!
Türk hava sahası, havaalanları ve limanları ABD savaş uçakları ve gemilerine kapatılmalıdır!"