Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Türk ordusunun içerden - dışardan, silahlı veya psikolojik ağır bir saldırı altında olduğu açıktır...
Bir yandan kâh mayınla, kâh karakol baskınıyla PKK vuruyor...
Bir yandan ABD, AB, AKP ve PKK hesabına çalışan içerideki psikolojik savaş ajanları vuruyor.
Kürtçüler PKK’ya destek, şeriatçılar laikliği yıkmak adına vuruyor.
ABD ve AB, TSK yıpranırsa Türkiye’yi Ortadoğu’da kullanmanın ve ülke haritasını yeniden çizmenin kolaylaşacağını hesaplıyor. Tabii Kıbrıs’ın tesliminde de engel kalmayacaktır.
Medyadaki satılık adamlar bu amaçlar doğrultusunda kullanılıyor.
TSK darbe yiyince kabahatli oluyor. Kendini korumak için operasyon yapınca bu defa saldırgan damgası yiyor.
Bir ordunun kendi ülkesinde böylesine kuşatıldığı az görülmüştür.
Ne var ki, bütün bunlar TSK’nın onu düşman belleyenlerin eline koz vermesini gerektirmiyor...
Sözü Babaoğlu olayına getireceğiz... PKK, Aktütün Karakolu’na cuma günü saat 13.00’te saldırı başlatıyor... Hava Kuvvetleri’nin o dakikadan itibaren alarma geçmesi lazım... Ancak komutan Antalya’da golf turnuvasında. Genelkurmay açıklama yapıyor; Orgeneral Babaoğlu’nun cumartesi günü akşama kadar olayı duymadığını bildiriyor!
Özür kabahatten büyük olur mu? İşte oluyor... Komutan, kendine bağlı uçakların da katıldığı savaştan 30 saat sonra haberdar olmuş... İstihbarat felç... Bu da mazeret diye açıklanıyor.
TSK’nın böyle bir skandala alet olduğu az görülmüştür... Genelkurmay’da şapkaları öne koyup düşünmenin herhalde tam zamanıdır...

Haberin Devamı

Dünya ekonomik deprem geçirirken, Başbakan bize bir şey olmaz diyor...
Sayın Başbakan kendisinden ve yakın çevresinden söz ediyor olmasın...
Haldun Ertem

Savaş
İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Mesut Parlak, açılış töreninde konuştu:
“Hükümet tarafından YÖK’e atanan üye, İÜ’de yapılacak seçimlerde rektör adayı olarak karşımıza çıkmaktadır.”
Kimmiş o? Başbakan’a yakın, türban yanlısı bir isim...
Savaş yalnız Güneydoğu’da mı var?
Hayır... Türkiye’nin göbeğinde de savaş var... İktidar partisi laik cumhuriyetin kendisine ve kurumlarına karşı savaş açmış durumda. Hem de her türlü hileyi kullanarak...

Haberin Devamı

Talep
Halk Bankası, Eskişehirspor’un 400 adet kombine biletini 160 bin YTL’ye satın alıyor, kredi kartı alan müşterilerine bedava dağıtıyor. Bir o kadar daha alacağı söyleniyor. Kocaeli’nden bir okurumuz:
- Halk Bankası Kocaelispor’un kombine biletlerini de satın alıp müşterilerine dağıtmalıdır, diyor...
- Bu kadarı adaleti sağlar mı?
- Sağlamaz tabii... İki büyük kenti bir yana bırakalım... Kocaeli yanında Sivas, Trabzon, Kayseri, Denizli, Antalya, Konya, Gaziantep, Bursa’yı temsil eden kulüplere de 320’şer bin YTL’lik kombine bilet yardımı yapılmalıdır... Adalet ve eşitlik bunu gerektirir... Halk Bankası halkın bankası ise bu adaleti sağlamalıdır.

Barış!
DTP Genel Başkanı Ahmet Türk, parti grubunda konuşuyor:
“Sorunun bir tek çözümü var; o da demokratik ve barışçıl yollarla uzlaşma siyasetidir...”
Demokrasi, barış, uzlaşma... Bunlar Kürt siyasetçilerin hiç ağızlarından                                                                                                 düşürmediği sözcükler... Peki neyin üzerinde uzlaşacağız? Kürt sorunu nedir? PKK’nın ve Kürtlerin istediği nedir? Neden hiç kimse bunu açık açık söylemiyor?
Genel Başkan Türk bir etkinliği haber veriyor:
“Gençlik ve kadın meclislerimiz savaşın durdurulması amacıyla operasyon bölgelerine 9 Ekim’de yürüyüşler yapacak. Bu yürüyüşleri selamlıyorum, destekliyoruz; halkımızı katılmaya çağırıyoruz.”
Bunlar ne yürüyüşü... Gençlik ve kadın meclisleri dağda rasladıkları teröristlere ‘Kardeş  silahı bırak evine dön’ ricasında mı bulunacak?
Ahmet Türk hiç öyle bir şeyden söz etmiyor...
Hürriyet’te Şükrü Küçükşahin, 9 Ekim tarihinin önemini bir alıntıyla anımsatıyor:
“9 Ekim, Abdullah Öcalan’ın Türkiye’ye kaçırılmasıyla sonuçlanan uluslararası komplonun 10. yıldönümü’dür.”
Ne barış ne barış!

Haberin Devamı

Kimmiş onlar?
“Bir taraftan taziye mesajları, bir taraftan vah, vah, tuh, tuh... Ama öbür taraftan şirketleriyle, enstitüleriyle, dernekleriyle, vakıflarıyla özel himaye sağlıyorlar. Şu ana kadar hiçbir terörist  iade edilmedi. Çünkü bunların hepsi o ülkelerin istihbarat teşkilatlarıyla iç içe. Adamı bize teslim edip de foyaları meydana mı çıksın?”
Meclis’te sınır ötesi operasyon izni görüşülürken Devlet Bakanı Cemil Çiçek’in ağzından yukarıdaki sözler dökülünce CHP’li Ali Topuz oturduğu yerden, “Kimdir ülkemize sözde dost görünüp özde düşmanlık yapan bu devletler? Adlarını söyleyin” diye seslendi. Çiçek duydu ama duymazdan geldi. Ali Topuz daha sonra bize dedi ki:
- Böylesine teslimiyet içindeki bir kadronun PKK’yı destekleyen ülkeler üzerinde caydırıcı olabilmesinin imkânı var mı? Türkiye’ye düşmanlık yapan ülkeler, daha adımızı vermeye bile korkuyor, o halde biz bildiğimizi okumaya devam edelim, demezler mi? Zaten yıllardır da bunu demiyorlar mı?

İstanbul Teknik Üniversitesi öğrencileri
dün “şehitlere saygı” yürüyüşü düzenlediler.
Aktütün Karakolu’na yapılan saldırıyı kınadılar,  hep birlikte ant içercesine dediler ki:
“Biliyoruz ki, şehitler vurulunca değil, unutulunca ölürler. Ve biz şehitlerimizin ölmediğini, bizimle
birlikte yaşadığını dosta düşmana haykırıyoruz!”