“Merkezi Almanya’da bulunan bir yardımlaşma derneğiyle ilgili yargılama sürecinin AK Parti ile ilişkilendirilmesine yönelik yayınlar hukuk tanımaz boyutlara ulaşmıştır.”
Tayyip Erdoğan’ın en fanatik, gözü kara ve ağzı bozuk silahşoru Mir Dengir Mehmet Fırat, düzenlediği son basın toplantısında aynen bunları söyledi. Şimdi bu laflara bakanlar zanneder ki, iddianamede AKP’nin hiç adı geçmiyor. Ama birileri buna rağmen geçiyormuş gibi yazıp, çiziyor. Yazınca da Dengir Bey işte böyle dengirdiyor. Acaba iddianame yargılanan dernek ile AKP’nin ilişkisini kurmuyor mu? Buyurun iddianameye:
Sayfa 42.
“EURO 7’nin kuruluşunun nedeni, sanık Ermiş’in görüşüne göre, Almanya’da yaşayan Türklere Milli Görüş’ün ve daha sonraları AKP’nin siyasetini aşılamak...”
Sayfa 42.
Deniz Feneri’nden hortumlanan paralarla kurulan şirketlerle ilgili bilgi verilirken şirket sahiplerinin Türkiye’de iktidarla iç içe... Milli Görüş ve AKP’ye sıkı sıkıya bağlı oldukları ifade ediliyor.
Sayfa 43.
“1982 yılında Türkiye’de kurulan YİMPAŞ Holding A.Ş., dünyanın her tarafında şube şirketler kurmuş ve binlerce yatırımcıdan paralar toplayarak zimmetine geçirmiş, Türkiye’de AKP gibi parti ve İslami örgütlerin finansmanında kullanılmıştı. Yatırım paraları Almanya’da, burada yaşayan Türklerden toplanmıştı.”
Dava karara bağlanınca umulur ki bu noktalar da aydınlığa kavuşacak... Eğer ilişki kesinleşirse, AKP’nin kapatılması gündeme gelecek...
Soru: Deniz Feneri’nin sonundaki “e.V”nin açılımı nedir?
Yanıt: “Elden Verin.”
Erdoğan, “Asıl mahalle baskısı içki içmeyene” demiş.
Olamaz... Siz hiç içki satmıyor diye zabıtadan dayak yiyen mahalle bakkalı duydunuz mu?
Haldun Ertem
Seyirci soygunu
Futbol Federasyonu, Türkiye - Belçika maçının bilet fiyatlarını 27 ile 110 YTL arasında belirledi.
O yüzden tribünler tam dolmadı...
Bu federasyon dünya ve Avrupa kupalarına milletvekillerini, bakanları, bakanların akrabalarını vs. davet eder. Tek kuruş harcatmaz. Futbolculara dünyanın en yüksek başarı primini verir. Gider gariban seyirciyi soymaya kalkışır. Ne vicdandır bu?
Bu arada Teknik Direktör Fatih Terim’le ilgili bir soru... Spor yazarının bıyığına s..maya kalkışan... Azgın boğa gibi rakip antrenörlere saldıran bu adam daha kaç yıl işbaşında kalacak?
Araçların sağlığı!
Araç muayene istasyonlarının işletilmesiyle ilgili yönetmeliğin 20. maddesi şöyle:
“Araçlara ve muayene raporuna ilişkin işletici veya alt işletici tarafından oluşturulan veri tabanında yer alan her türlü veriler ve bilgiler... bakanlığın onayı alınmadan üçüncü kişilere açıklanamaz, verilemez ve kullandırılamaz.”
Yönetmelik maddesini gönderen okurumuz diyor ki:
- Keşke devlet insanları sağlık bilgileri hakkında bu kadar duyarlı olsa...
Fener sönünce
AKP’nin iktidara geldikten sonra ilk ele aldığı konulardan biri Deniz Feneri Derneği’ne “kamuya yararlı dernek” statüsü vermek... Ancak bu istem iki kez Danıştay tarafından reddediliyor... AKP hükümeti bunun üzerine Dernekler Yasası’nı değiştiriyor... Dernekler Yasası’nda var olan, kamuya yararlı dernek statüsü için Danıştay’dan izin alınması hükmü kaldırılıyor... Bu yetki tümüyle Bakanlar Kurulu’na bırakılıyor... Bitmiyor... Deniz Feneri Derneği’ne 2004 sonunda “kamuya yararlı dernek” statüsü tanınıyor... 2005 yılında da yine Bakanlar Kurulu “izin almadan yardım toplayabilme” olanağı tanıyor...
Bir derneğin izinsiz para toplayabilmesi için hükümet düzeyinde gösterilen bu çaba niye?
Aynı işi yapan Kızılay gibi bir dernek varken Deniz Feneri’ne Kızılay’dan çok daha büyük ayrıcalıklar tanınması acaba neden?
Almanya’daki Deniz Feneri Derneği ile Türkiye’deki arasında ilişki yokmuş! Müslüman yöneticiler yemin billah edip arada ilişki yok, diyor. Ama, Almanya’daki Türkiye’dekine 6,9 milyon euro para göndermiş. Logoları, renkleri aynı. Ne demişti Başbakan? Bu hamur daha çooook su kaldırır...
RTE “İçki içmeyenlere baskı yapılıyor” demiş.
Yanlış anlama var galiba!
“İçki alır mısınız?” diye ikide bir soran o adam, garson!
Gülhan Elmas
Okulda dayak
Daha dün bir, bugün iki.. Okurumuz, okullar açılır açılmaz bir öğretmenin çocuğunu dövdüğünü bildiriyor...
Bu dayak meselesine bir çözüm bulmalı.. Ama nasıl? Aklımıza Köy Enstitüleri’nde bulunan çare geliyor...
Eğitimci Rauf İnan anılarında anlatır... Çifteler Köy Enstitüsü’nde dayak yasaklanmış.Buna rağmen bir hoca öğrenciyi dövmüş. Öğrenci de hocaya vurmuş. Hoca müdüre çıkmış. Tartışma, falan... Sonunda müdür öğrencileri toylayıp şu açıklamayı yapmış:
- Bundan sonra bir hoca size vurursa siz de ona vurun...
Sözün kısası: Ne hoca öğrenciye vurmalı ne öğrenci hocaya...
Özay Şendir
Netanyahu için sonun başlangıcı…
18 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Eğitim vezir de eder rezil de!..
18 Mayıs 2025
Zeynep Aktaş
Toparlanmanın devamı gelir mi?
18 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
Hande Subaşı: Modellikten geliyorum, ama modayı hiç takip etmiyorum
18 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
Yunanistan’ı anlamama sendromu
18 Mayıs 2025