Mustafa Yılmaz

Türkiye’de en eski insan yerleşimlerinden biri olan İzmir’deki Yeşilova Höyüğü’nde 2017 yaz dönemi kazıları tamamlandı.

Burada 8500 ile 5000 yıl öncesi tarihler arasına ait sergilenmeye değer 200’ü aşkın yeni eser bulundu.

Bulunan eserler Bornova Belediyesi’nin Yeşilova Höyüğü’nün hemen yanı başında kente kazandırdığı Ziyaretçi Merkezi’nde sergileniyor.

Buluntular içinde 8500 yıl önce Neolitik Dönem’den Tunç çağlarına kadar farklı dönemlere ait çanak çömlekler ile taş, pişmiş toprak ve kemik eserler nitelikleri açısından dikkat çekiyor.

***

İzmir İl Kültür Müdürü Murat Karaçanta, kentte Bakanlar Kurulu kararı ile izin verilen 15 kazı alanı bulunduğunu belirterek şu bilgileri verdi:

“İzmir, Türkiye’de en fazla arkeolojik kazının yapıldığı ildir. Kültür Bakanlığımız 2016 yılında 960 bin lira olan kazı desteğini 2017 yılında daha artırarak 1 milyon 345 bin liraya yükseltti.

Bakanlığımızın yanı sıra İzmir Büyükşehir Belediyemiz de kentteki kazılara 4 milyon 720 bin lira gibi önemli bir destek verdi.”

İzmir Büyükşehir Belediyesi, ‘Büyük Körfez Projesi’ adıyla, önemli düzenlemeler için bir proje hazırladı.

Tarama ve kanal çalışmalarıyla dış körfezden iç körfeze su sirkülasyonu sağlanacak. Rehabilitasyon çalışmalarında Körfez’den çıkarılan kum, bilimsel araştırmalar sonucunda ekonomiye kazandırılacak.

Körfez’in canlanmasını sağlayacak bu proje, 3.5 yıl ÇED onayı alamadı. Bu yüzden önemli bir zaman kaybedildi.

Ama , geçen yıl ÇED Yönetmeliği’nde yapılan değişiklikle, nükleer santraller, termik santraller ve kurşun fabrikalarının sökümü için ÇED zorunluluğu kaldırıldı.

***

Yıllar önce Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’nun (TAEK) raporuyla Gaziemir’de Akçay Caddesi üzerindeki fabrikada radyasyonlu atıkların gömülü olduğu bir alan tespit edildi.

Raporlara göre radyasyon, fabrikanın nükleer santrallerde kullanılan nükleer çubukları eritmesiyle oluşmuştu.

Tehlikeli atıkların 100 tonun üzerinde olduğu tahmin edildi. Toprak altına gömülen miktarı ise kimse bilmiyordu.

Çok az ülkeye nasip olan genç bir nüfusa sahibiz. Bu yıl ilkokul ve liselerdeki öğrenci sayımız Yunanistan nüfusundan fazla.
Yaklaşık 18 milyon öğrenci örgün eğitim içinde yer alıyor. Onlara ne kalitede bir eğitim sunduğumuz tartışılır.
Bu konu TEOG sınavının kaldırılması ile yeniden gündeme geldi.
Yerine nasıl bir sistem getirileceği merakla beklenirken, Milli Eğitim Bakanlığı’nın Ölçme, Değerlen-dirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün illerdeki Milli Eğitim Müdürlüklerine genelge gönderdiği ortaya çıktı.

Yazıda, 5. sınıflarda uygulanacak yeni bir sınava ilişkin hazırlık talimatları yer aldı.
Gönderilen genelgede 2017’de ilk kez uygulanacak sınav için hazırlıkların yapılması talimatı verildi.

Seferihisar, Bergama, Kemalpaşa, Menemen, Buca ve Yeni Şakran’da taş ocağı izni için “Çevresel Etki Değerlendirme’ye gerek yoktur” kararları verildi.

Buca’da izin verilen bölge, orman alanında yer alıyor. Yılda 275 bin dinamit patlatılmasına rağmen ormanın zarar görmeyeceği yönünde rapor verildi.

Şakran’da taş ocağı için izin verilen bölge de şehir merkezine sadece 250 metre uzaklıkta.

Aliağa’nın Güzelhisar Mahallesi’nde yıllık 500 bin ton kapasiteli andezit-bazalt ocağı için “ÇED gerekli değildir” kararı çıktı.

***

Andazit, bazalt, kil ve kalker ocağı ile kırma ve eleme tesisleri şeklinde verilen bu izinler, İzmir’i bir taş ocağı kentine çevirdi.

Sadece son bir yılda Aliağa’da 6, Torbalı ve Çeşme’de 4, Selçuk, Urla, Menderes ve Bergama’da 2, Buca, Menemen, Bornova, Karaburun ve Beydağ’da da birer yeni taş ocağı açıldı.

Milyonlarca ton taşı kırma ve eleme kapasitesine sahip olan bu tesislerin pek çoğu da orman arazisi içinde yer alıyor.

Halkapınar ile Otogar arasındaki Metro’nun inşaatının projesi hazır olduğu halde 6 aydır başlamadığını 4 Eylül tarihli yazımda ifade etmiştim.

TCDD yetkilileri konuyla ilgili önemli bir bilgiyi aktardı. Söz konusu hatta inşaat, en geç yıl sonuna kadar başlayacak.

Projenin 30 ayda tamamlanmasının öngörüldüğü düşünüldüğünde 3 yıl içinde artık Üçkuyular’dan Otogar’a kadar metro ile ulaşmak mümkün olacak.

Hattta İZBAN da düşünüldüğünde Selçuk’tan Aliağa’ya kadar ulaşan bir hatta Halkapınar aktarması ile Otogar’a gidilebilecek.

***

Otogar’a Metro işini Ulaştırma Bakanlığı üstlendi. Bu proje, İzmir’de Bakanlığın yapacağı ilk raylı sistem olacak.

Proje hazır. ÇED onayı da verildi. Hat, toplam 4.5 kilometre olacak.

Şehitler Caddesi (Vakıflar İstasyonu) altından ve Kamil Tunca Bulvarı (Altındağ ve Çamdibi İstasyonları) altından devam ederek Otogar’da sona erecek, 5 istasyonu olacak.

Yeni eğitim-öğretim yılı iki hafta önce başladı. Bugün üçüncü haftanın ilk günü olacak.

Türkiye’de 18 milyon öğrenci, haziran ayına kadar sürecek bir maratona yeniden başladı.

Bazı çocuklar ise ilk defa okullu olmanın heyecanını yaşadı.

Eğitim-öğretim yılı başlar başlamaz Temel Eğitimden Orta Eğitime Geçiş Sınavı (TEOG), yani bilinen adıyla lise sınavlarının kaldırılacağı açıklandı.

Bu yeni durum, Türkiye’de eğitim sisteminin bir kez daha ciddi bir şekilde sorgulanmasına neden oldu.

***

Çocuklarımıza nasıl bir eğitim ortamı sunduğumuz konusunda İzmir’de de çok çarpıcı bir örnek var.

Bu sütunlarda 18 Eylül’de yayımlanan yazımda, Çeşme, Buca ve Bornova’da satılan kamu arazileri konusuna değinmiştim.

Toplam büyüklüğü 30 bin metrekareyi geçen bu satışlarla çok değerli kamu arazileri elden çıktı.

Çeşme’nin Alaçatı Mahallesi İsmetpaşa Mevkii’nde 3665 ada 1 parseldeki 48734 metrekare, Sakarya Mahallesi 207 Ada 4 Parselde de 11 bin 829 metrekare kamu alanı satışta.

Bornova Ergene Mahallesi’nde 14049 ada 1 parselde 1959 metrekare Hazine arazisi elden çıkarılıyor.

Yine Bornova’da, Çamdibi’nde 11479 parselde kayıtlı 1.260 metrekare yüzölçümlü kamu taşınmazı özelleştirildi.

Buca Tınaztepe’de 624 ada 8 parseldeki 11 bin 891 metrekare arazi de yine satılıyor.

Buca Tınaztepe 7358 ada 6 parseldeki kamu alanı da artık kamunun değil.

Bütün bu kıymetli arazilerin parasal karşılığı yüz milyonlarca lirayı aşıyor.

İzmir, son yıllarda tehlikeli atıkların oluşturduğu çevre sorunlarıyla gündeme gelmeye başladı.

Aliağa’ya söküm için gönderilen gemilerdeki tehlikeli atıklar yıllarca tartışıldı.

Ama asıl büyük şok; Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’nun (TAEK) raporuyla Gaziemir’de Akçay Caddesi üzerindeki fabrikada radyasyonlu atıkların gömülü olduğu bir alan tespit edilmesi ile yaşandı.

Raporlara göre radyasyon fabrikanın nükleer santrallerde kullanılan nükleer çubukları eritmesiyle oluşmuştu.

Tehlikeli atıkların 100 tonun üzerinde olduğu tahmin edildi. Toprak altına gömülen miktarı ise kimse bilmiyordu.

Bakanlığın açıkladığı verilerden olayın vahameti daha da iyi anlaşıldı.

Rapora göre her gün radyoaktif madde bulaşmış 50 ton cüruf ve toprak fiziksel yöntemlerle ayrıştırılacak.

Yani bir yılda 15 bin ton cüruf ve topraktan havaya karışan radyoaktif maddeyi Gaziemir başta olmak üzere tüm İzmirliler soluyacak.