Nil Kural

Nil Kural

nil.kural@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bu hafta Charlize Theron’un iki filmi birden vizyona girdi. Theron’u izlemek isteyenler Pamuk Prenses masalından uyarlanan “Pamuk Prenses ve Avcı / Snow White and the Huntsman” da ya da yönetmen Ridley Scott’ın uzun zamandır beklenen filmi “Prometheus”a gidebilirler.


Haftanın diğer filmleri ise Fransız yapımı “Aramızda Bebek Var / Un Heureux Evenement” ile “Arıza Aşk / Bellflower”

Çifte Charlize Theron

Pamuk Prenses zırhları kuşanıyor

“Pamuk Prenses ve Avcı / Snow White and the Huntsman”, ünlü Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler masalının serbest bir uyarlaması. Türü ise aksiyon-fantezi.

Haberin Devamı


Kötü Kraliçe, Pamuk Prenses’in babasıyla evlenir ve onu öldürerek ülkeyi ele geçirir. Fakir bir çocukluktan gelen ve güzelliği ile kandırdığı kralların krallıklarını yok eden Kraliçe, Kral’ın çocuk yaştaki güzel kızını bir zindana hapseder. Gel zaman git zaman, Kraliçe sihirli aynasından Pamuk Prenses’in onun karanlık büyü etkisindeki gücünü yok edebilecek tek kişi olduğunu öğrenir.
Aynı zamanda onun kalbini sökmesi Kötü Kraliçe’yi sonsuza kadar sürecek bir yaşam ve güzellikle donatacaktır. Ancak başına gelecekleri sezen Pamuk Prenses ormana kaçar. Kraliçe, arkasından karanlık ormanı iyi tanıyan ayyaş Avcı’yı gönderir. Ama Avcı, Pamuk Prenses’le karşılaştığında onu öldüremez ve onun hakkı olan krallığı ele geçirmesinde yardımcı olmaya karar verir.


Rupert Sanders’ın ilk filmi olan “Pamuk Prenses ve Avcı”, oyunculuk düzeyinde yerlerde sürünüyor. Ama filmin en katlanılmaz noktası ise serbest uyarlamada malzemesine yaptığı müdahaleler. Bu sezon karşımıza çıkan, Tarsem Singh’in yönettiği “Mirror Mirror” da aynı masalı uyarlıyor ve erkekler tarafından kurtarılmayı istemeyen bir Pamuk Prenses portresi sunuyordu.
Ancak “Mirror Mirror”da masumiyet sınırları içerisinde içinde bağımsızlığını savunan Pamuk Prenses, “Pamuk Prenses ve Avcı”da ise bir adım daha öteye gidiyor ve savaş çığırtkanlığına soyunuyor. Ki bunun Grimm Kardeşler’in masalına ihanetin ötesine de geçip, oldukça asap bozucu bir uyarlama yarattığını görüyoruz. Film bu çocuk masalından militarist bir malzeme çıkararak, eşine benzerine az rastlanır bir ‘başarı’ya imza atıyor.

Haberin Devamı

“Prometheus”
Yön.: Ridley Scott
Oyn.: Noomi Rapace (Elizabeth Shaw), Michael Fassbender (David), Charlize Theron (Meredith Vickers), Idris Elba (Janek), Guy Pearce (Peter Weyland), Logan Marshall-Green (Charlie Holloway)
Sen.: Jon Spaihts, Damon Lindelof
Gör.: Dariusz Wolski
Müz.: Marc Streitenfeld

İlk keşif gemisi yolda

Yönetmen Ridley Scott, 33 yılın ardından ünlü filmi “Yaratık / Alien”ın kökenlerine doğru bir yolculuğa çıkıyor. “Prometheus” adlı bir uzay gemisiyle...

Blade Runner” ve “Alien / Yaratık” filmlerinin yönetmeni, yani bilim kurgunun kurdu yönetmen Ridley Scott, uzun süre sonra başyapıtlar verdiği bu türe geri dönüyor. Geçtiğimiz yıllarda yeni bir “Alien” filmi çekeceğini açıklayan Scott, sonradan projenin “Alien”ın köken hikayesi olacağını söyledi. Yani hem bir “Alien” akrabası beklememizi hem de direkt bir Alien filmi beklemememizi salık vermişti.

Haberin Devamı


“Prometheus”ta “Alien”ın öncesindeyiz. Elizabeth ve Charlie adlarında iki bilim insanı, eski uygarlıkların kalıntılarından bir teori geliştirirler: Galakside insanoğlunun yaratıcısı olabilecek bir ırk bulunmaktadır ve insanları onlar tasarlamıştır. İşadamı Peter Weyland, bu teoriye inanır ve bir ekibi Prometheus adlı uzay gemisiyle yaratıcıların yaşadığı düşünülen LV-223 adlı gezegene gönderir. Robot David, yaratıcılarla karşılaştıklarında iletişim kurabilmek için tüm eski dilleri çalışmıştır, hazırlıklıdır. Meredith Vickers yöneticiliğindeki uzay gemisi gezegene indiğinde ileri bir medeniyetin izlerini hemen bulurlar. Ancak talihsiz olaylar sıralanmaya başlar.


Scott, 33 yıl sonra döndüğü “Alien” evrenini hem tanıdık hem yabancı gelebilecek öğelerle yeniden düzenliyor. H.R. Giger’in tanıdık tasarımlarının öne çıktığı evren, bazı yerlerde nefes kesici. Ama senaryodaki boşluklar, beylik diyaloglar, aksiyon dengesinin bir türlü kurulamaması, nefes kesen anların takiben onları zayıflatan basit teen-slasher benzeri sahnelerin gelmesi filme kan kaybettiriyor. Fassbender ve Rapace’ın başarılı performansları bir yana filmin insanlık, yaratıcı, ölümlülük gibi konularda da söyleyecek büyük büyük lafları var ve bunlar filmin arada B tipine dönen atmosferde iğreti duruyor, üstelik altları da dolmuyor. Tüm bu aksaklıklar, “Prometheus”un son yıllarda karşımıza çıkan bilimkurguların alayının üstünde bir film olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Danny Boyle’un “Sunshine”ıyla akrabalıkları olan film, dikkat çekici ve “Alien”ın hatırına memnuniyetle izlenebilecek bir film. Ama birbirinden önemli yönetmenler tarafından çekilen “Alien” serinin yanında başı dik ayakta durabilecek seviyede değil. n

“Arıza Aşk”

Kıyamet hazırlığı

Evan Glodell’in ilk uzun metrajlı çalışması “Arıza Aşk / Bellflower”, Wisconsin’den Los Angeles’a gelen iki arkadaşı konu alıyor. Kıyametin kopacağına inanan ve o günde kullanmak üzere ateşli silahlar yapan Woodrow (Evan Glodell) ve Aiden (Tyler Dawson) adlı iki arkadaşın dengesi Milly (Jessie Wiseman) ile tanıştıklarında bozulur. Woodrow’un Milly’e âşık olması, ikisinin arkadaşlarının sınanmasına neden olacaktır. Sundance Film Festivali’nde gösterilen film, yurtdışında ortalama eleştiriler aldı.

“Aramızda Bebek Var”

Hamilelik üzerine komedi

Remi Bezançon’un yönettiği Fransız yapımı “Aramızda Bebek Var / Un Heureux Evènement”, komedi türünde bir film. Başrollerini Louise Bourgoin, Pio Marmai ve Josiane Balasko’nun paylaştığı film, bebek yapmaya karar veren mutlu bir çiftin etrafında dönüyor. Daha çok Barbara’nın (Bourgoin) isteği olan bebek doğduğunda çiftin hayatı değişecektir. Rèmi Bezançon, üçüncü uzun metrajlı çalışmasında hamileliğin ve bebeğin çiftler üzerindeki etkisini pembe gözlükler takmadan incelemeye çalışan bir komedi.