Osman Şenher

Futbol öyle bir oyun ki, rakibini biraz küçümsersen ismin ne kadar büyük olursa olsun cezalandırılırsın... Dün gece Galatasaray bunu yaşadı.
Önce Sivasspor’u kutlamak lazım... Mükemmel mücadele etti. Oyunu kendi yarı sahasında kabul edip Galatasaray’a boş alan bırakmadı. Necati ile Baros’u, Navratil kıpırdatmadı. Erman Kılıç, belki de hayatının futbolunu oynadı. Bir gol attı. Yüzde yüz diyebileceğimiz iki topunu da kaleci Ufuk kurtardı. Kadir Bekmezci orta sahada milli takım hocası Abdullah Avcı’ya mesaj gönderir gibi oynadı. Bu galibiyetlerine söylenecek tek söz var. Helal olsun Rıza hocanın talebelerine...
Galatasaray, kadro derinliği olan bir takım değil. Melo ve Elmander dün gece oynamadı. Fatih Terim’in bütün düzeni bozuldu. Selçuk’un orta sahada randımanı düştü. Engin, Melo kadar yırtıcı-agresif değil. Melo’nun yaptığı işi yapamadı. Elmander ile Necati hücumda rakip defansı allak-bullak ediyordu. Baros çıt kırıldım bir santrfor... Elmander’in yerini dolduramadı. Ujfalusi belki de ilk defa bu kadar hatalar yaptı. Riera beklediğimiz patlamayı bir türlü gerçekleştiremedi.

Mental yıpranma
Yani işin özü; dün gece Galatasaray iyi gününde değildi. 20 bin taraftar ne

Son senelerde bu kadar kaliteli bir derbi maçı izlememiştim. İki takımı da kutlamak lazım. 3 Temmuz’dan beri futbol konuşamıyorduk. Galatasaray-Fenerbahçe sayesinde artık rahatlıkla futbolumuzu da konuşacağız. Yalnız biraz daha dikkatli olmamız lazım. Kendimizi heyecana çok kaptırıyoruz, fair-play ölçülerini zorluyoruz. Maç çok güzeldi, ama Hasan Şaş’ın, Fatih Terim’in kafasına gelen maddeler ve edilen küfürlere gerçekten çok üzüldüm.
Fenerbahçe muhteşem iki golle 15. dakikada 2-0 öne geçti. Bu Galatasaray için gerçekten şoktu. Deplasmanda 50 bin taraftarın önünde 2-0 mağlubiyetten skoru beraberliğe getirebiliyorsan, hatta son saniyede galibiyeti kaçırıyorsan, demek ki iyi takım olmuşsun. Fatih Terim lime lime olmuş Galatasaray’ı üstüne koyarak her hafta biraz daha iyiye götürüyor. Fenerbahçe’nin mutlak galip gelmesi gereken bir maçta Galatasaray 90 dakika böyle mücadeleci bir futbol ortaya koyuyorsa, Fatih Terim’in çocuklarını da kutlamak lazım.
Fenerbahçe’nin biraz daha stresli olduğu her halinden belliydi. Aykut Hoca, 2-0’den sonra daha kontrollü, daha tedbirli oynayabilirdi. Dia’dan, Bienvenu’den daha önce faydalanabilirdi. Değişikliklerde biraz geç kaldı.
Galatasaray’

Galatasaray dün gece zorlansa da Gençlerbirliği’ni oyunun ikinci yarısındaki o olağanüstü baskısıyla yendi.
Önce taraftardan başlayalım...
Çok soğuk bir hava... İnanın tribünde otururken çenelerimiz takır takır birbirine vuruyor... Böyle bir ortamda 37 bin taraftar tribünleri doldurmuş... Müthiş bir destek var... Takımlarının sahaya koyduğu olağanüstü mücadeleye herkes saygı gösteriyor. Futbolcular da hakikaten ne kadar güçleri varsa sahaya koyuyorlar...
İlk yarı Galatasaray için sıkıntılı geçti. Geçen hafta Fenerbahçe’den altı gol yiyen Gençlerbirliği, Galatasaray’a karşı tedbirli sahaya çıktı. 10 futbolcunun da oyunu kendi sahasında kabul etmek ilk hedefleri olunca Galatasaray boş alan bulamadı. Rakibini hataya zorlasa da ilk yarı bunda başarılı olamadı. İkinci yarıya yine baskıyla başladı. Gençlerbirliği defansının hatasıyla Melo’nun golü oyunun bütün inisiyatifini Galatasaray’a geçirdi. Topu rahat rahat çevirdiler, gol pozisyonları buldular. Selçuk’un attığı harika frikik golü de takımı rahatlattı.
Şimdi burada bir şeyi üstüne basa basa söylüyorum; Galatasaray çok harika futbol oynamasa da ortaya koydukları mücadeleye rakipleri dahil herkes saygı gösteriyor.
Önce

Galatasaray, tedirgin gittiği Sivas’tan harika mücadele ederek üç puanı aldı. Önce iki takımın futbolcularını alkışlamak lazım. Daha sonra da Fatih Terim ve Rıza Çalımbay’ı takımlarına böyle ofansif futbol oynattıkları için kutlamak lazım.
Sivasspor dört golle yenilmesine rağmen 90 dakika hep golü düşündüler, çok pozisyon buldular. Kalesini kapatan Muslera yıldızlaşırken Sivassporlu futbolculara geçit vermedi. Buna rağmen Grosicki, Erman ve Pedriel alkışlanacak futbol oynadılar.
Galatasaray’a gelince; bütün futbolcular yürekten oynuyor. Yüreğe, tecrübe ve teknik de eklenince ortaya çok güzel görüntüler çıkıyor.
Önce Necati’den başlayalım. Bu çocuk Fatih Terim’in ısrarıyla alındı. Galatasaray’a çok büyük katkı sağlıyor. İlk golü 35 metreden öyle bir vuruşla attı ki, bu topa Sivasspor kalecisi Senecky’nin yapacağı hiç bir şey yoktu. Avrupa’da bile bu kadar kaliteli bir vuruş görmek çok zor. Aydın’a üçüncü golün pasını verdi, dördüncü golü yine kendisi attı. Oyunun tamamında Galatasaray’ın girdiği her pozisyonun içinde Necati vardı. Necati’yi sadece golcü olarak düşünmemek lazım. İyi final pasları veriyor. Rakibe pres yapıyor. Elmander’le müthiş ikili oldular. Fatih Terim bu

Türk futbol tarihinde ilk defa bu kadar büyük bir kaos yaşıyor. Eski federasyon başkanı bu kaosa 7 ay dayanabildi. Ve arkasına bakmadan kaçtı gitti. Haksız yere de çok eleştirildi. Şimdi futbolun yeni başkanı Yıldırım Demirören. Beşiktaş gibi büyük bir kulübün başkanlığından sonra bu stresli ortamda görev almakla doğru mu yoksa yanlış mı yaptığını zaman gösterecek. Futbol camiasında vefa yok. Bugün kucak açanlar, methiyeler düzenler yarın acımasızca saldırabiliyor.
Şöyle düşünün; bana göre Beşiktaş’tan alacağı olan 103 milyonu silmek her babayiğidin işi değil. Buna rağmen insanımız mutlu olmayıp, tenkit yapabiliyor. Artık biz bunlara alıştık. Şimdi Federasyon Başkanı’nı, Beşiktaş’taki başkanlık günlerinden daha zor bir görev bekliyor. Her neyse, Allah yardımcısı olsun. İnşallah pişman olmaz.
Benim sözüm Galatasaray’a... Türkiye’nin en büyük camialarından biri Fatih Terim sayesinde futbolda çok başarılı gidiyor, şimdiden şampiyonluğun en büyük adayı gösteriliyor. Futbol dünyası başkanını seçecek; dakika bir, gol bir, ilk açıklama ‘Biz Demirören’i desteklemiyoruz’. Bursaspor hariç amatörler, 3 ve 2. lig, eski hakemler bütün herkes Demirören’e ‘Gel federasyon başkanı ol,

Arena tribünlerinde 50 bin taraftar vardı. Maçın başlamasına dakikalar kala ‘Ultraslan’lar tribünde öyle bir şov yaptılar ki, bugüne kadar böylesini görmedik. Bu hızla Galatasaray maça fırtına gibi başladı, bir an önce golü bulup böyle muhteşem bir atmosferde 3 puanı almaktı hedefleri...
Futbol bu. Garip bir oyun! Maçta fazla gol pozisyonu olmamasına rağmen bilhassa orta sahada ölesiye, muhteşem bir mücadele vardı. Bir tarafta Veli-Necip-Ernst, öteki tarafta Selçuk-Melo zaman zaman da Necati ve Engin bu ikiliye yardım etti. Bu kadar güzel mücadelede de 5 gol oldu, ama sorarsanız iki takım lehine de kaçan gol adedi ya 1, ya 2...
Beşiktaş iki gün önce Braga’ya karşı müthiş mücadele vermişti. Takım yorgundu. Buna rağmen Galatasaray’la başa baş mücadele ettiler. Quaresma çok iyi bir futbolcu, Kartal’ın attığı iki golde de Portekiz’li vardı. 2-2’den sonra son saniyede yine Quaresma’nın, Almeida’nın kafasına ‘al da at’ diye gönderdiği topu Almeida filelere gönderebilse, Galatasaray için kötü bir gece olacaktı. Ama o dönen top Elmander’in kafasıyla Galatasaray’a 3 puan kazandırdı.
Galatasaray’ın çok kaliteli orta sahası var. Fakat bu kaliteli futbolcular, arkadaşlarını gol

Fatih Terim, “elimde Elmander ve Baros olmasına rağmen santrfor istiyorum” diye devamlı ısrar etti. Sonuçta transferin son günü, son dakikalarda Necati Ateş Antalyaspor’dan alındı. Dün gece Terim’in ne kadar haklı olduğunu gördük... Baros cezalı, Elmander ise sakatlandı. Necati olmasa bu maç nasıl dönerdi! İki gol attı, bir de penaltı yaptırdı. İnanıyorum, her geçen hafta Fatih Terim’in elinde Necati’nin futbolu daha da gelişecek.
Mersin İdman Yurdu öyle bir ilk yarı oynadı ki, neredeyse “bu nasıl süper lig takımı” diyecektik veya “bu performansıyla Süper Lig’de nasıl oynar” diyerek ciddi ciddi düşündük.
Tek taraflı Galatasaray ağırlıklı ilk 45 dakikayı yaşadık. Galatasaray adına iyi mücadele olmasa da kaçan goller vardı. Ama skor değişmedi. Necati’nin attığı golle devre kapandı. 57. dakikada Barış iki sarı karttan oyundan atılınca Galatasaray’ın işinin daha kolaylaştığını düşündük. İşte ne olduysa bu dakikadan sonra oldu. Sen büyük takımsın, rakibi küçümsemeyeceksin, rakibi küçümsersen 10 kişi de olsa bir anda golü yersin...
Galatasaray, Melo’yu, Riera’yı, Baros’u kesinlikle aradı. Maçta üç gol bulmasına rağmen oyun kalitesi olarak göz doldurmadı. Ceyhun, Melo’nun

Galatasaray, Kayserispor karşısında bu sezonun en zor maçını oynadı. Önce iki takımı da kutlamak lazım. Kıran kırana, nefesleri kesen bir maç oldu. Kayserispor, çok direndi. Bilhassa ilk yarı Amrabat ve Furkan ile çok net iki pozisyon yakaladı. Bu pozisyonlar gol olsa Galatasaray’ın canı yanabilirdi.
Riera’nın ortası, Melo’nun kafa golü Galatasaray’ı hem rahatlattı hem de kendine getirdi. Necati Ateş ve Elmander çok çalıştılar ama çok net gol pozisyonuna giremediler. Kayserispor’un iki stoperine orta sahadan Abdullah Durak ve Nunez de yardım edince Galatasaray’ın golcülerine boş alan bırakmadılar. Ama buna rağmen hem Necati hem de Elmander müthiş koşular yapıp rakibi iyice hırpaladılar. Eksik olan sadece goldü.
Selçuk ve Melo son haftalarda rakibin presinden kurtulamıyorlar. Bu da onların yaratıcılık güçlerini azaltıyor. Selçuk sezon başından beri bütün maçlarda oynadı. Kolay değil. Rakip de iyi ve diri olunca yorgunluk çekmesi, maça ağırlığını koyamamasını normal karşılıyorum.
“Galatasaray neden daha iyi oynayamıyor” diye kafalara soru işareti gelebilir. Önce iki beki yok. Sağda Sabri, Eboue’nin görevini yapamıyor. Hele karşısında Galatasaray’a karşı önceden bilenmiş bir