Galatasaray’da yaşananlara akıl sır ermiyor. İnsanlar ne yapmak istiyorlar, farkında değiller. Bu kafayla giderlerse kulüp bölünür.
Evet, kongre üyelerinin çoğu çok saygın kişiler. Liseli, lisesiz benim için fark etmiyor. Ayrıca şunu da söyleyeyim. Lise kulübün gururudur. Ama bu tartışmalar bilhassa sayıları az da olsa bazı liselileri antipatik duruma getiriyor.
Önce şunu belirtmeliyim... Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş, Trabzonspor... Bu büyük kulüpler halkın takımıdır. Taraftar istekte bulunur, kongre üyeleri elçidir. Talepleri yapmaya çalışır. Galatasaray öyle bir noktaya geldi ki her kongrede neredeyse savaş çıkacak! Başkanı yerden yere vurmak için abuk sabuk tezler ortaya konuyor. Bu da taraftarı çıldırtıyor.
Başkan Mustafa Cengiz, kime ne saygısızlık yapmış? Kulübün bir kuruşunu kime yedirmiş, camiaya zarar verecek hangi hareketi yapmış? Başkan ‘Ada için yetki verin. Orayı derleyip toplayalım’ diyor. Ardından da kıyametler kopuyor. Yine söylüyorum, Ada’yı kim yıktırdı. Bu belli. Verdikleri iki dilekçe ile bastıra bastıra yıktırdılar. Mustafa Cengiz ‘Geriye alalım’ dediğinde ise ‘hayır olmaz’ cevabını veriyorlar.
Hadi bunu da geçtim... Çok yakında ‘Florya’dan çık’ diyecekler.
Hakikaten insan üzülüyor. Şampiyonlar Ligi’nde en büyük rakibinle deplasmanda oynuyorsun. Daha çok gol pozisyonuna giriyorsun, sahaya yüreğini koyuyorsun, koşmayan mücadele etmeyen futbolcun yok, girdiğin 6 net gol pozisyonunu değerlendiremiyorsun, abuk sabuk kendi hatandan bir gol yiyorsun ve yeniliyorsun. Olmaz, olmaması lazım. Bu kadar tecrübeli futbolcuların bu kadar basit gol yememesi gerekir. Marega’nın arkasında Donk, üç metre ilersinde Nagatomo... Neticede bu futbolcu Porto’nun golcüsü. Yüksek toplarda etkili. Bu adamı birinin tutması lazım. Bunu hoca söylemeyecek, oradaki futbolcu kendi beyniyle düşünecek. Maalesef Galatasaray’ın yıllardır bu sancısı var, bir türlü aşamıyor. Evet defans hatalar yaptı ama bütün oyuncular kalplerini sahaya koyup iyi mücadele ettiler.
Sıkıntı son vuruşlardaydı. Casillas çok tecrübeli bir kaleci. Bire bir kaldığı pozisyonlarda kalesinde büyüyor. Sinan’ın uluslararası tecrübesi nedir? Çocuk dün gecenin iyilerindendi. Çok da iyi koştu, pres yaptı. Üst seviyede mücadele etti ama eksiği çok var. En azından yüzde yüz santrfor değil. Böyle turnuvalarda muhakkak iyi bir santrforun olması lazım.
Porto’da Aboubakar sakatlanmış, yedeği kim: Marega. Dün
Akhisar yenilgisinden sonra kıyametler kopuyor. Evet, Galatasaray kötü oynadı, iyi gününde değildi. Peki Akhisar’a neden hiç kimse saygı göstermiyor?
Sarı-kırmızılı takımda sorunlar var. Her şeyden önce Fatih Terim istediği kadroyu kuramadı. Elindeki futbolcularla iyi bir şeyler yapmaya çalışıyor. Tam olarak takım oturuncaya kadar bu sorunlar devam edecek. Şu anda Süper Lig’de ikinci sırada yer alıyor Galatasaray. Şampiyonlar Ligi’nde de lider. Bu panik neden anlayamıyorum...
Bütün takımlar kaybediyor. Harika maçlar seyrediyoruz. Bilhassa Anadolu takımları büyük patlama yaptı. Başka takımlar mağlup olunca sorun yok, Galatasaray yenilince deprem oluyor! Burada sarı-kırmızılı kulübe haksızlık yapılıyor. İdeal kadroyu kurmak kolay bir iş değil. Fenerbahçe de, Beşiktaş da bunun savaşını veriyor. Fatih Terim de bunun için mücadele ediyor. Formsuz, yüreğiyle oynamayan futbolcular var. Bunları toparlamak her teknik direktör için zor ve zaman isteyen bir iş.
Sinan’dan çok şey bekleniyor. Terim, ona güvenip şans veriyor, oyuncu ise bir maç iyi bir maç kötü. Emre Akbaba... Evet, Galatasaray’ın çocuğu diyoruz, yere göğe koyamıyoruz. Ama doğruyu söylemek gerekirse şu anda çok eleştirdiğimiz
Futbolun acıması yoktur. Hata yaparsan, rakibini küçümsersen iki yakan bir yana gelmez. Galatasaray’ı dün gece Akhisar karşısında tanıyamadım. Bir haftadır övgüler, methiyeler herhalde futbolcuların ayaklarını yerden kesmiş.
Şampiyonlar Ligi yorgunu demeyeceğim. Akhisarspor da perşembe akşamı Krasnodar ile zorlu bir mücadele yaptı. Yorgunsa onlar da yorgun. Ama bu kadar bitik bir Galatasaray’ı ilk defa görüyorum. Hücum hattına bakıyorsun, Rodrigues, Onyekuru ve Sinan ile maça başlandı. Sinan ve Onyekuru’yu oyunda hiç göremedim. Varlıkları, yoklukları belli değildi. Akhisar’ın sağ beki Vrsajevic de Rodrigues’i kıpırdatmadı, o da kayboldu.
Emre Akbaba şu an oyuna ağırlığını koyup takımı toparlayacak konumda değil. Bu kadar kötü gününde olan oyuncular bir araya gelince kaçınılmaz son belli oldu. Bunun yanında Regattin, sahada kaldığı müddetçe, Mariano’nun kanadını otobana çevirdi. Serginho sahada basmadık yer bırakmadı, takımının beyni, müthiş bir perfmonsla oynadı. Güray da hem Kadir’e yardım etti, hem de kendi kanadından devamlı hücumu düşünüp etkili oldu. Manu ise rakip defansı hırpalayıp, hallaç pamuğu gibi attı. Oyuna baktığımız zaman Akhisarspor anasının ak sütü gibi galibiyeti
Kulübün, takımın geldiği noktaya bakın. Birçok soruna rağmen dip yapacak, Galatasaray batacak, futbol takımı yerle bir olacak diye ağzının suyu akanlardan çıt yok. Şu anda sarı-kırmızılıların kaderi değişiyor. Namuslu, dürüst bir Başkan Mustafa Cengiz... Fatih Terim’i anlatmaya bile gerek yok. Adeta yoktan var ediyor.
Unutmuyorum, Kasımpaşa maçından önce birçok kişi ahkam kesiyordu, Türk Telekom’un büyüsü bozulacak diye. İkinci yarıda bir baktık sahada ‘turbo’ takmış bir takım vardı. Kemal Özdeş’in öğrencileri iyi oynamasına rağmen 4 gol yemekten kurtulamadılar. Lokomotiv Moskova maçına ne demeli... Ulemalar, Galatasaray’ın bu grupta sonuncu olacağını söylüyorlardı. Net bir skor aldı sarı-kırmızılar o da 3-0. Bilhassa ikinci devre ortaya konan futbol hem ilerisi için ümit verdi, hem de Avrupa basınında manşetten Fatih Terim’in talebelerinin favori olduğu yazıldı.
Demek ki adım adım iyiye gidiyor Galatasaray. Sorunlar her zaman var. Bilhassa camianın içinde. Divan Kurulu toplantısını unutamıyorum. İkinci defa kulübün bir başkanı tehdit edildi. Utanılacak bir tablo... Şimdi yine rahat durmuyorlar. Ayın 29’undaki kongrede Başkan Cengiz’e yetki vermeyeceklermiş. Nasıl yapacaklar bunu
Dün gece Telekom Stadyumu’nda müthiş bir atmosfer vardı. 45 bin taraftar öyle bir ortam yarattı ki, bırakın Lokomotiv Moskova’yı hepimiz etkilendik... Bu Galatasaray taraftarının hakkı ödenmez...
Galatasaray takımına bakıyorum bütün futbolcular, bir kişi hariç, kalbini, yüreğini, her şeyini sahaya koydular... Şampiyonlar Ligi gerçekten çok zor... Sahada büyük bir savaş var... Zaman zaman Galatasaray zorlandı, kalesinde tehlikeler yaşadı... Her şeyi bir kenara koyun grubun ilk maçını kazanarak iyi bir başlangıç yaptı.
Rodrigues’i Allah nazardan saklasın... Attığından fazlasını kaçırdı. Ama müthiş bir temposu var... Rakip defansın beklerini ve stoperlerini kafa kafaya vurup rakip kaleci ile karşı karşıya kalabiliyor. Müthiş bir yetenek... Futbolunun üzerine her maç bir şeyler daha ekliyor...
Ndiaye’nin alınması takıma çok büyük katkı sağladı. Fernando ile ikisi belki de Avrupa’nın en iyi orta saha oyuncuları... Dün gece sahada basmadık yer bırakmadılar. Ndiaye hem ofansif anlamda hem defansif anlamda çok büyük işler yapıyor... Fernando’nun tekniği daha iyi... Takımın beyni... Lokomotiv Moskova’nın yüzde yüzlük gollük şutunu da kendi kale çizgisinden çıkararak takımını ayakta
Kasımpaşa, Galatasaray karşısına lider çıktı. Ve bu sezon oynadığı futbolla herkesin saygısını kazandı. Gol yediği dakikaya kadar da başa baş futbol oynadı. Ama dün gece sahada öyle bir Cim Bom vardı ki, 90 dakika temposu, baskısı, futbolcuların birbirine yardımı, kademeye girişleri tek kelimeyle mükemmeldi.
Ne yalan söyleyeyim, Lokomotiv maçı öncesi sahadaki 11’i görünce sarı-kırmızılılar için çok zor bir karşılaşma olur diye düşünüyordum, yine de zor oldu. Ancak defansta Serdar ve Ozan’ın çok başarılı futbolu, bilhassa Ozan’ın çabuk ve isabetli hamleleri, Muslera’nın kurtardığı iki yüzde yüzlük gol pozisyonu, Ndiaye ve Donk’un orta sahadaki olağanüstü mücadeleleri, Sinan ve Rodrigues’in parlayışı Kasımpaşa’nın dengelerini bozdu, farklı skor geldi.
Rodrigues uzun zamandır sakat... Gerçekten mükemmel bir futbolcu. Ayağına hakim, depar attığı zaman tutulması mümkün değil ve aynı güzellikte düzgün gol vuruşları yapabiliyor. Kasımpaşa’nın dengelerini bozdu. Sadece kanatta oynamıyor, içe geçiyor, uzun deparlar atıyor, yıldız bir futbolcuda aranan tüm değerleri Rodrigues sahaya koydu. Aynı şekilde Sinan da takıma geldiği günden beri en tempolu, en faydalı maçını oynadı. Zaten bu
Çok üzülüyorum. Önceki gün Divan Kurulu Toplantısı’ndaki konuşmaları, tehditleri izlerken tüylerim diken diken oldu. Galatasaray bu değil diye düşündüm. Benim anlamadığım bir-iki konu var. Sarı-kırmızılı kulübü batma noktasına getirenler kim? Kulübün depolarından tırlar dolusu malları çalanlar kim? Store’lardan kimler para götürdü? Bir liralık matbaa işini 50 liraya kimler yaptırdı? O bileklikleri kim yaptırdı, akıbeti ne oldu? Bunların hiçbiri konuşulmuyor.
Efendim, ‘Sırada bekleyen işadamı, profesör, üniversite mezunu o kaliteli insanlar kongre üyesi yapılırsa biz senin ipini çekeriz’ diyorlar Başkan Mustafa Cengiz’e... Halbuki bu insanlar gerçekleri göremiyor. Galatasaray’ın 30 milyon taraftarı var. Bu büyük kulüp onlara emanet... Taraftar ne isterse o yapılıyor. Onların haksızlığa tahammülü yok.
Çünkü dişinden, tırnağından artırarak gidiyor kulüp forması alıyor, kombine alıyor destek veriyor. Galatasaray’ı ve başkanı bu kadar eleştiren insanların kulübe ne faydası var ya da daha önce ne faydaları oldu. Hep üstü örtüldü. Bu Galatasaray Adası’nı kim yıktırdı? Çıksın ortaya, ‘ben yıktırdım’ desin.
Taraftar patlama noktasına geldi. Kulüp bu zamanda büyük bir sınav veriyor, zor bir