Almanya Cumhurbaşkanı Johannes Rau'nun bugün Ankara'ya gelişinin, Türkiye'de cumhurbaşkanlığının geleceği ile ilgili tartışmaların ve Meclis oylamasının cereyan ettiği bir zamana rastlaması bir talihsizlik.
Gönül isterdi ki,
bir Alman Cumhurbaşkanı'nın 14 yıldan beri Türkiye'ye yaptığı bu ilk resmi ziyaret, Türkiye'de daha huzurlu bir siyasal atmosferde gerçekleşsin.Yarın sabah Cumhurbaşkanı Demirel ile görüşmelere başlayacak ve temaslarını önümüzdeki 3 gün Ankara'da ve İstanbul'da sürdürecek olan konuk Başkan'ın bu gezisi, her şeye rağmen, büyük önem taşıyor.
* * *
BUNUN bir önemi, Johannes Rau'nun kişiliğinden, diğeri de Türk - Alman ilişkilerinin girdiği yeni aşamadan kaynaklanıyor.
Geçen yaz (Almanya'daki "5 + 5" sistemine göre) cumhurbaşkanı seçilen 69 yaşındaki Rau, deneyimli bir politikacı ve Sosyal Demokrat Parti'nin saygın bir lideri.
Bizi ilgilendiren yönü ile, bir "Türk dostu". Kendisi 20 küsur yıl Kuzey Ren - Westfalia eyaleti başbakanlığı yapmıştır. Almanya'nın bu "lander"i, Türklerin çok yoğun (ülkedeki 2.3 milyon Türk'ün 800 bini bu eyalette yaşar) bulunduğu bir bölgedir.
Rau her fırsatta eyaletteki ve genelde Almanya'daki Türklerin lehinde bir tavır almıştır. Mahut Solingen olayında çok sert bir tepki göstermiştir. Cumhurbaşkanı seçildiğinde de görevini Almanya'da bütün yaşayanların yararına yapacağını söylemiştir.
Almanya'daki Türklere olduğu kadar Türkiye'ye de yakınlık gösteren Rau, Türkiye gezisi için, resmi heyete iki "Türk kökenli Alman"ı (akademisyen Prof. Faruk Şen ile işadamı Vural Öger'i) dahil etmek suretiyle anlamlı bir jest yapmıştır.* * *
RAU'nun ziyareti, Türk - Alman ilişkilerinin eski sıkıntılarını atlatmaya ve düzelmeye başladığı bir zamanda gerçekleşiyor.
1990'larda, gerek Kohl yönetiminin AB konusundaki politikası, gerekse Bonn'un PKK'ya, Kürt sorununa ve Almanya'daki Türk toplumuna karşı davranışları nedeni ile, ilişkiler zor ve hatta gergin dönemler yaşamıştır. Şansölye Schröder'in işbaşına gelmesinden sonra bir düzelme başlamış, iki ülke bir yakınlaşma sürecine girmiştir.
Cumhurbaşkanı Rau'nun gezisi şimdi ilişkilerin daha güçlenmesi için bir fırsat oluşturuyor.Kuşkusuz bu gibi ziyaretlerden göz kamaştırıcı somut sonuçlar beklenmez.
Konuk lider, örneğin "Leopard tankları meselesi" gibi konulara girmeyecektir. Bu konular, herhalde önümüzdeki eylül ayı için düşünülen Şansölye Schröder'in Ankara ziyareti sırasında ele alınacaktır.
* * *
BAŞKAN Rau ile görüşmelerde Almanya'nın Türkiye'ye AB desteğinden, Türk - Yunan ilişkilerine, Kıbrıs sorununa, Almanya'daki Türklerin durumuna ve genelde "Türk - Alman partnerliği"ne kadar çeşitli konulara değinilecektir.
Rau'nun Türkiye'deki insan hakları konusunda görüşlerini (ve telkinlerini) dile getireceği açık. Bunu da, "eski bir dost" sıfatı ile yapmaya gayret gösterecektir.
Ankara'ya, 3 günlük ziyaretini tamamladığı Atina'dan geçecek olan Rau'nun Türk - Yunan ve Kıbrıs konuları üzerinde durması bekleniyor. Rau, Türk - Yunan diyaloğunun gelişmesinden memnun ve bunun devamını arzuluyor. Kıbrıs konusunda Almanya, geçenlerde ilk kez Rauf Denktaş'a ev sahipliği yapmakla, diğer Batılı ülkelerden farklı, daha gerçekçi bir tavır sergilemiştir. Belli ki Almanlar, Kıbrıs sorununun çözümünde daha faal bir rol oynamak istiyorlar.
Kısacası, Rau'nun gezisi, Türk - Alman ilişkilerine yeni bir ivme kazandırabilir. Yeter ki, Ankara'daki iç politika çalkantıları bu ziyareti gölgelemesin...
Yazara E-Posta: skohen@milliyet.com.tr