AKP davasına dış bakış

18 Mart 2008

Son zamanlarda yurtdışına yaptığımız seyahatlerden neredeyse her döndüğümüzde, Türkiye’yi sarsan bir siyasal sürprizle karşılaşıyoruz...
İki hafta önce İstanbul’dan ayrıldığımızda, dikkatler türban meselesi üzerinde odaklanmıştı. Döndüğümüzde Yargıtay Başsavcısı’nın AKP’yi kapatma talebinin gündemin başına geçtiğini gördük.
İnsan uzaklardan ve hele sakin ve huzurlu diyarlardan yurda dönünce, gerginlik işaretini veren bu tür haberler karşısında başta afallıyor. Neyse ki, buna alıştığımız için şokun tesiri çabuk geçiyor!
Dışarıdan bakıldığında, son zamanlarda Türkiye, gelişen demokrasisi, kalkınan ekonomisi ve artan bölgesel etkinliğiyle, gözde ülkelerden biri haline geliyordu. Ne yazık ki son olay bu görüntüyü bozma tehlikesini taşıyor.

Demokrasiye darbe
Dış dünyadan gelen tepkiler de bunu gösteriyor. Gerek Batılı başkentlerdeki resmi ağızlar, gerekse dünya basını, bugünkü ortamda AKP’nin kapatılması girişiminin aleyhinde net bir tavır sergiledi.
Yapılan

Yazının Devamı

Harekât sonrası seçenekler

29 Şubat 2008

Yorum Mehmetçiğin üssüne dönmesiyle ilgili gelişmeleri askeri otoritelerin şimdiden planladığına kuşku yok. Bunun nasıl olacağını bilemiyoruz, ama operasyonun tamamlanmasından sonra Kuzey Irak'taki bazı stratejik noktalarda bir askeri varlığın bulundurulması söz konusu olabilir...Ama esas olan, bu harekâtta elde edilen askeri kazanımların korunabilmesi ve siyasal alanda da olumlu etkilerinin görülmesidir.Kabul etmeli ki, geçmişte girişilen birçok sınır ötesi operasyondaki başarılar, kalıcı bir etki yapmamış, bir süre sonra PKK varlığını yeniden gösterebilmiştir.Bu kez -alınabilecek askeri önlemler dışında- bunun nasıl önlenebileceğini düşünmek ve tartışmak gerek. BAŞARILI bir şekilde devam etmekte olan Güneş Harekâtı -doğal olarak yetkililer bir tarih açıklamamakla beraber- yakında sona erecek... Peki, sonra ne olacak? Kuzey Irak'ta PKK teröristlerinin yeniden üslenmesini önlemenin çeşitli askeri yolları akla gelebilir. Ama bunun yanı sıra siyasal bazı yeni yaklaşımlar da düşünmekte yarar vardır.En pratik ve etkili yollardan biri, bölgenin PKK'dan arındırılmasında, Bölgesel Kürt Yönetimi'nin de aktif katılımını sağlamaktır.Daha geçenlerde Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani,

Yazının Devamı

Harekâta dış bakış

28 Şubat 2008

Yorum Askeri bakımdan zor iklim şartlarında gerçekleştirilen bu çok iyi planlanmış harekâtın başarılı geçtiği açık. Ancak bu tür bir sınır ötesi operasyonun diplomatik bakımdan da destek görmesi -veya bu alanda bir engelle karşılaşmaması- çok mühim.İşte Güneş Harekâtı'nın bir özelliği de, Türkiye'nin şimdiye kadar ABD başta olmak üzere yakın müttefiklerinin ve dostlarının desteğini veya sessiz onayını kazanmış olmasıdır.Türkiye'nin bu vesileyle komşu ülkeler dahil, uluslararası toplumdan anlayış görmesi ve ters tepkilerle pek karşılaşmaması, cesaret verici bir gelişmedir.Diğer rahatlatıcı bir olay da, şimdiye kadar Irak hükümeti ve Kuzey Irak'taki bölgesel yönetimle bir sürtüşmenin çıkmamış olmasıdır. KUZEY Irak'taki PKK hedeflerine karşı girişilen Güneş Harekâtı birinci haftasını doldururken, uluslararası alanda başta sağlanan destek, genel hatlarıyla, devam ediyor. Ancak operasyonun süresi, kapsamı ve amaçları hakkında bazı kuşkular da ortaya çıkmaya başladı. Harekâtın ikinci haftasına girmek üzere olduğu şu sırada, bu havanın bozulabileceğine dair bazı işaretler var.Nitekim çeşitli kaynaklardan, bu operasyonun en kısa zamanda bitirilmesi ve Türk askerinin Kuzey Irak'tan

Yazının Devamı

Balkanlar'da herkes "büyüklük" peşinde...

27 Şubat 2008

Yorum Gerçi başta ABD olmak üzere birçok ülke yeni devletin varlığını hemen tanıdı, ancak bu bağımsızlığı ayrılıkçılık olarak gören Rusya ve diğer bazı ülkeler Kosova hükümetinin tek yanlı kararına karşı çıkmaya devam ediyor.Öyle anlaşılıyor ki, Kosova önümüzdeki haftalarda ve aylarda uluslararası sürtüşmelere sahne olmaya devam edecek.Tabii esas direniş Sırbistan'dan ve Kosova'daki Sırplardan geliyor. Belgrad'da çığırından çıkan ve vahşi saldırılara dönüşen gösteriler, bu direnişin çirkin yüzünü gösterdi. Belgrad herhalde bu tür eylemlerle bir sonuca varamayacağını fark ediyordur. Sırp yönetiminin artık pek çok ülke tarafından tanınan Kosova'nın bağımsızlığını fiilen baltalamak için bundan sonra ne yapacağı ise merak konusudur.Kosova'daki Sırpların yoğun oldukları bölgelerde -örneğin Mitrovica'da- sokaklara dökülüp "Kosova Sırptır, Sırp kalacaktır" tarzındaki sloganlarının pratikte ne işe yarayacağı da sorulmaya değer... KOSOVA bağımsızlığını ilan edeli 10 gün geçti, ama taşlar henüz yerine oturmaktan uzak. Kosova, tarihi boyunca Arnavutların da, Sırpların da milli duygularını galeyana getiren bir yer olmuştur. İki tarafın milliyetçileri, Kosova'yı kendi benliklerinin temel ve

Yazının Devamı

Hristofyas ile çözüm olur mu?

26 Şubat 2008

Yorum Şimdi Güney Kıbrıs'ta AKEL partisinin lideri Dimitris Hristofyas Cumhurbaşkanı koltuğuna oturuyor ve kimse buna tepki göstermiyor.Neden desin ki? Ne bugünkü dünya Soğuk Savaş'ın dünyası, ne de Hristofyas o eski katı komünist... Gerçi 61 yaşındaki politikacı Moskova'da eğitim gördü, Ruslara sempatisi var, ama Güney Kıbrıs'ın üyesi olduğu AB'ye ve Batı dünyasına meydan okumak, içeride de yüksek refah düzeyini sağlayan sistemi bozmak niyetinde değil...Rum kesiminin başına AKEL liderinin gelmesinin bizi direkt ilgilendiren yanı daha da önemli. AKEL öteden beri Türklerle Rumların adada barış için birlikte yaşamalarını savunur. Her ne kadar Hristofyas, 2004 referandumunda Annan Planı'na "hayır" diyenlerin safında yer almışsa da, özellikle son zamanlarda, olayların "taksim" yönünde geliştiğini görmüştür. Bu nedenle seçim kampanyasında "Birleşik Kıbrıs" tezini savunmuştur.Nitekim seçildikten sonraki ilk konuşmalarında da, Türk tarafına elini uzatmış, çözüm sürecini başlatacağını söylemiştir. Eğer Soğuk Savaş döneminde olsaydık, Doğu Akdeniz'de stratejik bir konumda bulunan Kıbrıs'ın başına bir komünistin gelmesi büyük gürültü koparırdı. Hatta açıkçası, önceden böyle bir olasılığın

Yazının Devamı

Sarkisyan'dan beklenen...

22 Şubat 2008

Yorum Seçimlerde Serj Sarkisyan'a büyük farkla yenilen Levon Ter Petrosyan'ın yandaşı göstericilere göre, seçimlere ciddi şekilde hile karışmış. Başbakan sıfatıyla, Sarkisyan, devletin imkânlarını kullanarak seçmenleri etkilemiş...Seçimleri izleyen yabancı gözlemciler, sonucu etkileyebilecek önemli bir yolsuzluk saptamadıklarını belirtiyorlar. Ancak Ter Petrosyan itirazlarında ısrarlı. Eski cumhurbaşkanı, geri adım atmayacağını ve sonuna kadar mücadelesini sürdüreceğini ilan ediyor.Bu mücadele ne şekil alacak? Sokak gösterileri, Ermenistan'ın komşusu Gürcistan'da 5 yıl önce cereyan eden -ve sonunda "Kadife Devrimi"ne yol açan- sokak olaylarına mı benzeyecek?Dün telefonla görüştüğümüz, Ermenistan'ın önde gelen bir gazetecisinin kanısınca, Erivan'daki protestocuların fazla şansı yok. Çünkü halk, devrim istemiyor. Eğer göstericilerle polis arasında bir çatışma olmazsa, bu protesto hareketi fazla ilgi görmeyecek ve sönüp gidecektir... Ermenistan'daki cumhurbaşkanlığı seçimlerinden hemen sonra binlerce protestocunun sokaklara dökülmesi, seçim sonucunun doğruluğu kadar, ülkenin siyasal geleceği konusunda da bazı kuşkular ortaya çıkardı. Her şey yolunda giderse, yeni başkan seçilen

Yazının Devamı

Pakistan'ın demokrasi sınavı

21 Şubat 2008

Yorum Bu bakımdan, Pakistan demokrasi sınavında iyi bir not almış bulunuyor.Oysa bir ara -özellikle Halk Partisi lideri Benazir Butto'nun öldürülmesinden sonra- seçimlerin hiç yapılamayacağı dahi düşünülmüştü. Seçim tarihi kesinleştikten sonra ise, muhalefetin kazanmaması için, her türlü baskı ve hile yapılacağı, hatta şiddete de başvurulacağı öne sürülmüştü...Bunlar olmadı ve seçimler ülke çapında nispi bir sükûnet ve serbesti içinde yapıldı. Sandıktan çıkan sonuç da şaşırtıcı oldu: Muhalefet galip geldi, Müşerref'e destek veren parti ise ağır bir darbe yedi...Bu sonucun anlamı şu: Halkın geniş bir kesimi Müşerref rejimine karşı olduğunu, "değişim" ve "demokrasi" istediğini ortaya koydu.Bu mesajla, şimdi Pakistan'ın siyasal yaşamında yeni bir sayfa açılıyor. PAKİSTAN'da yapılan parlamento seçimlerinin en olumlu yanı bunun, tüm kuşkuların aksine, özgür ve düzenli bir şekilde gerçekleşmiş olmasıdır. Bu yeni döneme geçiş yumuşak ve kolay olmayacağa benziyor.Normal şartlarda, bir demokratik ülkede devlet başkanı ile onun görüşlerine karşı çıkan partilerin kurduğu hükümetin belirli bir uyum içinde çalışması normal.Ancak Pakistan'da siyaset -ve demokrasi- anlayışı henüz bu normal

Yazının Devamı

Castro gitti ama Castroizm sürüyor

20 Şubat 2008

Yorum Şimdi 81 yaşındaki Castro, devam eden hastalığı nedeniyle, bu görevini resmen "temelli olarak" bırakmış bulunuyor.Küba'daki popüler adıyla Fidel'in 1959'dan beri iktidarda bulunduğu hatırlanırsa, dün açıkladığı istifa kararıyla 50 yıllık "Castro dönemi"nin son bulduğu söylenebilir.Kuşkusuz Fidel Castro, son yarım yüzyılın önde gelen liderlerinden biri olarak anılacaktır. Onu sevenler veya ondan nefret edenler, bu komünist devrimcinin güçlü bir kişiliğe sahip olduğunu, fikirleri ve cesaretiyle yalnız ülkesine değil, bölge ve dünya politikasına damgasını vurduğunu kabul edeceklerdir.Castro'nun en ilginç özelliklerinden biri, günümüze kadar iktidarını en uzun süre koruyan tek komünist lider olmasıdır. Soğuk Savaş döneminde komünist dünyasındaki liderlerin hepsi hayattan veya politikadan silindi. Fidel Castro şimdi iktidardan çekilmekle beraber, siyasi mirasını korumaya kararlı. Nitekim, istifasıyla ilgili açıklamasında, "bir fikir askeri olarak savaşmaya devam edeceğini" belirtiyor ve "Yoldaş Fidel'in Düşünceleri" adı altında yazılar yazacağını açıklıyor... KÜBA lideri hastalandığı Temmuz 2006'dan sonra cumhurbaşkanlığı görevini "geçici olarak" kardeşi Raul'a devretmişti.

Yazının Devamı