Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Avrupa Birliği, ABD gibi, Türkiye'ye ekonomik kriz nedeni ile destek veriyor mu?.. Bu kriz Türkiye'nin AB üyeliği sürecini ne şekilde etkiler?..
Önceki günkü yazımızda ABD'den gelen desteğin nedenlerini ve anlamını anlatmıştık. Bu arada AB'nin bu konudaki tutumunu ilgililerden öğrenmeye çalıştık.
Aslında AB'nin tavrı, temelde ABD'ninkinden farklı değil. Yani Avrupalılar da Türkiye'nin krize çare olarak aldığı son kararları destekliyor. Ancak açıkçası AB daha mesafeli davranıyor ve hatta net biçimde destek ifade eden resmi bir açıklama (en azından şimdilik) yapmıyor. Avrupa ülkeleri liderlerinden hiçbiri, Başkan Bush'un yaptığı gibi telefonu açıp, Ankara'ya sıcak bir mesaj da göndermiyor...
Tabii bu, Avrupalıların Türkiye'de olup bitenlerle ilgilenmediği ve bu konuda kaygı duymadığı anlamına gelmez.
Bir AB'li diplomatın deyişi ile, "AB, ABD'den daha az ilgili ve angaje değil. Türkiye ABD için olduğu kadar Avrupa için de çok önemli bir ülkedir".. Ama gerçek şudur ki, Avrupalıların davranış tarzı, Amerikalılarınkinden farklı...
* * *
TÜRKİYEDEKİ krizin, üyelik sürecine olası etkisi konusuna gelince, resmi ağızlar bunalımın bütünleşme üzerinde bir tesiri olmayacağını öne sürüyorlar. Oysa daha bağımsız çevreler böyle bir ilintiden açıkça söz ediyorlar. Örneğin Brüksel'deki Avrupa Siyasal Etüdler Merkezi (CEPS) Direktörü Michael Emerson'a göre "bu kriz Türkiye'nin üyelik sürecini geriye götürebilir, son zamanlarda kazanılan ivmeyi zayıflatabilir"... "Times" gazetesi de bunalımı "AB'ye katılma yolunda bir engel" olarak görürken, "Guardian" da "kriz Türkiye'nin üyelik talebine ağır bir darbe indirdi" diye yazıyor...
Gerçi gerek AB, gerekse Türkiye, AB üyeliği ile ilgili çalışmalarını sürdürüyor. Dün Brüksel'de AB Konseyi, çerçeve yönetmeliğini onayladı. Ankara'da MGK Ulusal Program'ın güvenliğe ilişkin bölümünü görüştü. Bu programın 8 Mart'ta ilan edilmesi bekleniyor.
Ama esas iş, bütün bu formaliteler tamamlandıktan ve Ulusal Program'ın içeriği uygulamaya konduktan sonra başlayacak. Ekonomide ciddi sarsıntılar sürdükçe, Türkiye kendisini AB standartlarının çok gerisinde bulacaktır. Diğer bir deyişle, Türkiye (siyasal kriterlerin yanı sıra) AB'nin ekonomik normlarını yerine getirecek duruma gelmek zorundadır. Bunu başaramazsa, AB kolaylıkla "ekonomik alanda da henüz buna hazır değilsiniz" diyebilir...
* * *
GEÇEN gün de belirttiğimiz gibi, ABD'nin Türkiye'ye verdiği destek maddi değil, manevidir. Ama bunun da psikolojik bir etkisi, hatta yönlendirici bir katkısı var tabii. Özellikle Washington'un IMF ve Dünya Bankası üzerindeki etkisi malum. Ama Amerikalılar da, "ekonominizi düzeltmek, sizin işiniz" mesajını veriyor. Artık sıkıntıları atlatmanın yolu "Amerikan yardımı"na bel bağlamak değil. Zaten artık Sam Amca'nın böyle bir programı yok.
Hans Amca'nın - veya Avrupalıların da - yok.
Önceki gün TESEV'in düzenlediği bir yemekte Almanya'nın AB ile ilgili yüksek bir yetkilisi şöyle bir ifade kullandı: "Bizi sakın Noel Baba sanmayın... Durumunuzun kötüleşmesine tahammül etmeyiz, size destek oluruz. Bunun psikolojik etkisi de önemli. Destek sadece para ile ölçülmez".
Kısacası, Amerikalılar gibi Avrupalıların da mesajı şu: Krizi çözmek sizin elinizde. Gereken siyasal ve ekonomik reformları siz yapacaksınız. Dışarıdan kurtarıcı beklemeyin. Kendinize güvenerek toparlanın...