Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Bugünkü iktidar daha işin başında ABD’ye Irak’a karşı olası bir askeri müdahale konusunda destek sözü verdi mi?
Irak krizinde şimdi gelinen noktada, bu soru Türkiye’de çok tartışılır hale geldi. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, AKP lideri Tayyip Erdoğan’ın aralık ayında Washington’a yaptığı ziyarette destek sözü verdiğini ve "bu taahhüt nedeni ile Türkiye’nin savaşa sürüklendiğini" iddia etti. Erdoğan ise bunun doğru olmadığını, Baykal’ın bu "mesnetsiz beyanları kanıtlamak durumunda bulunduğunu" öne sürdü.
Bunu bir bilene soralım dedik ve telefonla görüştüğümüz ABD Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Mark Grossman’a soruyu yönelttik. Eski Ankara büyükelçisi olan Grossman’ın bakanlıktaki pozisyonu, Türk yetkilileri ile yapılan tüm önemli temaslarda hazır bulunmasını veya yakından izlemesini sağlıyor.
Sorumuza yanıtı şöyle: "Erdoğan Washington’da yaptığı bütün görüşmelerde, herhangi bir taahhütte bulunmamak konusunda azami dikkatli davrandı. Daha çok Amerikan yetkililerini dinlemeyi yeğledi. Irak ile ilgili olarak kendisi herhangi bir söz vermiş değil..."
Bu, daha önce diğer Türk ve Amerikalı diplomatlardan duyduklarımızı da doğruluyor. Unutmamalı ki, ABD birkaç gün öncesine kadar, Ankara’ya ilettiği bazı taleplere yanıt bile verilmediğinden yakınıyor ve hükümeti bu konuda bir taahhütte bulunması için sıkıştırıyordu. Washington nihayet önceki gün hükümetin Meclis’ten üs ve limanların modernizasyonuna ilişkin bir karar çıkartması ile rahatlamış oldu...
***
GROSSMAN’a Bush yönetiminin bu konudaki tepkisini sorduğumuzda, memnuniyetini ifade etti ve özellikle, bu kararın anlamını şöyle değerlendirdi: "Bu, iki ülke arasındaki işbirliğinin ulaştığı yüksek seviyeyi gösteriyor. Bunu bir savaş girişimi olarak görmemeli. Türkiye, hükümeti ile, Meclis’i ile, Irak’ın silahsızlandırılmasından yana olduğunu göstermiş oldu."
Olası bir kuzey cephesi için ABD askerlerinin Türkiye’den geçişi ile ilgili Meclis kararının 18 Şubat’a bırakılması konusunda Grossman şöyle diyor: "Biz Türkiye’nin demokratik yapısını, yasal yükümlülüklerini ve Meclis’in rolünü takdir ediyoruz. Umudumuz, bu konudaki tezkerenin de, belirlenen tarihte, aynı anlayışla onaylanacağıdır..."
Bu bağlamda, Grossman’ın önemli bir değerlendirmesi daha var: "Türkiye’nin aldığı tavır, barış şanslarını artıracaktır. Saddam’ın silahsızlanması ve kendisinden beklenenleri yerine getirmesi, gösterilecek kararlılığa bağlıdır." Diğer bir deyişle, Washington, Türkiye’nin tavrını, bir "caydırıcı" olarak görüyor ve Saddam’ı şartlara uymaya zorlayacak faktörlerden biri sayıyor...
***
SADDAM tavrını değiştirmezse, ABD’nin askeri müdahaleye girişmesi, BM Güvenlik Konseyi’nden ikinci bir kararın çıkıp çıkmamasına ne kadar bağlı?
Grossman’a göre, 1441 sayılı karar, böyle bir müdahale için yeterli. ABD gene de, böyle bir kararın çıkmasına çalışacak. Ama mevcut olan karar, "uluslararası yasallık" zeminini oluşturuyor.
Bu ifadeler, günlerdir Washington’da tekrarlanan görüşü teyit ediyor. Bu arada resmi Türk görüşünün de şimdi böyle bir "uluslararası yasallık" konseptine kaydığı görülüyor. Bunun anlamı da şu: Ankara Güvenlik Konseyi’nden ikinci bir kararın çıkması şartı üzerinde artık ısrar etmeden, ABD’ye desteğini vermek eğiliminde...