Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Yorum Demokrat Parti başkan adaylarının, televizyonlara da yansıyan Des Moines'deki son toplantılarda söyledikleri, amaçta hemfikir olmakla beraber, stratejide farklı düşündüklerini ortaya koyuyor.Senatör Hillary Clinton gibi Senatör Barack Obama, Senatör Joseph Biden ve eski BM Büyükelçisi Bill Richardson da ABD'nin bir an önce Irak'tan geri çekilmesi gerektiğini savunuyorlar. Ancak adayların bir kısmı (Bayan Clinton dahil), çekilmenin aceleye getirilmemesini, geride nasıl bir Irak'ın bırakılacağı konusunda dikkatli davranılmasını istiyor.Bu konuda Senatör Biden daha da kesin konuşuyor: "Eğer Irak'ı kaos içinde bırakırsak, bir bölgesel savaş çıkacak, bu ise Şiileri, Suudileri, İranlıları ve Türkiye'yi de bunun içine çekecek".Des Moines'deki tartışmaları Demokrat adayların Irak'tan çekilme stratejisine şimdi baştaki tutumlarına kıyasla daha farklı ve çekingen yaklaştıklarını gösteriyor... ABD'de son günlerde Irak'tan "çıkış stratejisi" ile ilgili tartışmalar kızıştı. Özellikle Demokrat Parti saflarında ve önde gelen bazı gazetelerde tartışılan konu, artık "çekilme veya çekilmeme"den çok, "çekilme zamanı ve şekli" noktasında odaklanıyor. Şu sırada Washington'da Irak'ın geleceğiyle ilgili tartışmalarda bizi daha yakından ilgilendiren bir konu da, ülkenin bölünmesi olasılığı ile ilgili."New York Times"ın önde gelen muhabirlerinden Thom Shanker'in dün yayımlanan bir yazısı, bu konuda Washington'da nasıl bir hava estiği hakkında bu fikri veriyor.Shanker'e göre, Irak'ın siyasal geleceğiyle ilgili arayışta veya tartışmalarda, "Bosna örneği" üzerinde duruluyor.Hatırlanacağı gibi, 12 yıl önce Bosna'da Sırpların giriştiği saldırılar, bir iç savaşa yol açmış, Müslüman Boşnaklar, Katolik Hırvatlar, Ortodoks Sırplar birbirlerinden kopmuş ve ayrı bölgelere çekilmişti. Sonuçta Dayton anlaşmasıyla Bosna'da, diplomatların "yumuşak taksim" diye nitelendirdikleri bir bölünme gerçekleşti.Şimdi Washington'da, Thom Shanker'in deyişiyle bir "Bosna nostaljisi" görülüyor ve bu "model"in Irak için de geçerli olup olmadığı tartışılıyor. "Demokrat Parti adayları dahil, birçok politikacı, diplomat ve analist, Irak'ta Şiilerin, Sünnilerin ve Kürtlerin aynı devlet içinde varlıklarını sürdürememeleri halinde, ne yapılması gerektiğini araştırırken, artık Bosna modeline değiniyorlar"...Yazar, Bosna ile Irak'ın durumu arasında önemli farklar bulunduğunu, bu arada çeşitli grupların Bosna'daki kadar birbirlerinden ayrı yaşamadıklarını, savaşan grupların hâlâ mücadelelerini sürdürmeye kararlı olduklarını ve büyük devletlerin de Iraklılara böyle bir modeli kabul ettirecek durumda olmadıklarını belirtiyor.Gerçekten Dayton anlaşması, bir konsensüs içinde bulunan dış güçlerin bastırmasıyla (Miloseviç yönetimine) kabul ettirilmişti. Bosna modeli Ancak yazarın Irak'ın bölünmesine karşı faktörler arasında saymayı unuttuğu en önemli husus, Türkiye'nin buna şiddetle karşı çıkmasıdır...Thom Shanker'in Irak'ta Bosna'dakine benzer bir "yumuşak taksim"in gerçekleşmesinin imkânsızlığı bağlamında belirttiği bir husus da, Amerikalı generallerin Irak'ta böyle bir seçeneğin çatışmalara ve kan dökülmesine yol açağı kanısında olmalarıdır."New York Times"daki bu analizden çıkan sonuç, Irak'ta federalizm temelinde bir "yumuşak taksim"den yana olan Senatör Biden gibi politikacıların ve Brookings Enstitüsü'nden Michael O'Hanlon gibi Irak uzmanlarının argümanlarına rağmen, Washington'da hâkim olan görüşün Irak'ın bölünmesine karşı olduğudur... skohen@milliyet.com.tr Türkiye'yi unuttu!