Irak krizinde şimdi gelinen noktada, bu soru Türkiyede çok tartışılır hale geldi. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, AKP lideri Tayyip Erdoğanın aralık ayında Washingtona yaptığı ziyarette destek sözü verdiğini ve "bu taahhüt nedeni ile Türkiyenin savaşa sürüklendiğini" iddia etti. Erdoğan ise bunun doğru olmadığını, Baykalın bu "mesnetsiz beyanları kanıtlamak durumunda bulunduğunu" öne sürdü.Bunu bir bilene soralım dedik ve telefonla görüştüğümüz ABD Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Mark Grossmana soruyu yönelttik. Eski Ankara büyükelçisi olan Grossmanın bakanlıktaki pozisyonu, Türk yetkilileri ile yapılan tüm önemli temaslarda hazır bulunmasını veya yakından izlemesini sağlıyor.Sorumuza yanıtı şöyle: "Erdoğan Washingtonda yaptığı bütün görüşmelerde, herhangi bir taahhütte bulunmamak konusunda azami dikkatli davrandı. Daha çok Amerikan yetkililerini dinlemeyi yeğledi. Irak ile ilgili olarak kendisi herhangi bir söz vermiş değil..."Bu, daha önce diğer Türk ve Amerikalı diplomatlardan duyduklarımızı da doğruluyor. Unutmamalı ki, ABD birkaç gün öncesine kadar, Ankaraya ilettiği bazı taleplere yanıt bile verilmediğinden yakınıyor ve hükümeti bu konuda bir taahhütte bulunması için sıkıştırıyordu. Washington nihayet önceki gün hükümetin Meclisten üs ve limanların modernizasyonuna ilişkin bir karar çıkartması ile rahatlamış oldu...***GROSSMANa Bush yönetiminin bu konudaki tepkisini sorduğumuzda, memnuniyetini ifade etti ve özellikle, bu kararın anlamını şöyle değerlendirdi: "Bu, iki ülke arasındaki işbirliğinin ulaştığı yüksek seviyeyi gösteriyor. Bunu bir savaş girişimi olarak görmemeli. Türkiye, hükümeti ile, Meclisi ile, Irakın silahsızlandırılmasından yana olduğunu göstermiş oldu."Olası bir kuzey cephesi için ABD askerlerinin Türkiyeden geçişi ile ilgili Meclis kararının 18 Şubata bırakılması konusunda Grossman şöyle diyor: "Biz Türkiyenin demokratik yapısını, yasal yükümlülüklerini ve Meclisin rolünü takdir ediyoruz. Umudumuz, bu konudaki tezkerenin de, belirlenen tarihte, aynı anlayışla onaylanacağıdır..."Bu bağlamda, Grossmanın önemli bir değerlendirmesi daha var: "Türkiyenin aldığı tavır, barış şanslarını artıracaktır. Saddamın silahsızlanması ve kendisinden beklenenleri yerine getirmesi, gösterilecek kararlılığa bağlıdır." Diğer bir deyişle, Washington, Türkiyenin tavrını, bir "caydırıcı" olarak görüyor ve Saddamı şartlara uymaya zorlayacak faktörlerden biri sayıyor...***SADDAM tavrını değiştirmezse, ABDnin askeri müdahaleye girişmesi, BM Güvenlik Konseyinden ikinci bir kararın çıkıp çıkmamasına ne kadar bağlı?Grossmana göre, 1441 sayılı karar, böyle bir müdahale için yeterli. ABD gene de, böyle bir kararın çıkmasına çalışacak. Ama mevcut olan karar, "uluslararası yasallık" zeminini oluşturuyor.Bu ifadeler, günlerdir Washingtonda tekrarlanan görüşü teyit ediyor. Bu arada resmi Türk görüşünün de şimdi böyle bir "uluslararası yasallık" konseptine kaydığı görülüyor. Bunun anlamı da şu: Ankara Güvenlik Konseyinden ikinci bir kararın çıkması şartı üzerinde artık ısrar etmeden, ABDye desteğini vermek eğiliminde... skohen@milliyet.com.tr Bugünkü iktidar daha işin başında ABDye Iraka karşı olası bir askeri müdahale konusunda destek sözü verdi mi?