Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Başkan George W. Bush’un BM Genel Kurulu’nda geçen hafta Irak’a karşı ortaya attığı ültimatomun etkileri hissedilmeye başlandı: Sorun artık Birleşmiş Milletler platformunda yerini alıyor ve bütün baskılar Saddam rejimi üzerinde yoğunlaşıyor.
Bush’un Genel Kurul’daki sert çıkışını izleyen diplomasi trafiği, şimdilik ABD’nin lehinde bazı gelişmeler kaydediyor: Genel Sekreter Kofi Annan, Bağdat’a "lütfen bizimle işbirliği yapın" mesajını verirken, Arap Birliği de Saddam’a Kitle İmha Silahları (KİS) deneticilerini kabul etmesi çağrısında bulunuyor... Şimdiye kadar Amerikan müdahalesine karşı çıkan Fransa ve Rusya, Irak’ı uyarıyor ve Güvenlik Konseyi’nden Bush’un istekleri doğrultusundaki bir kararın çıkmasını engellemeyeceklerinin (yani vetolarını kullanmayacaklarının) işaretini veriyor... Bu arada Suudi Arabistan da, tavrını değiştiriyor ve ABD’nin BM kararı ile bir operasyona girişmesi halinde, kendi topraklarındaki üsleri kullanmasına izin verebileceğini açıklıyor...
Bu yeni ortamda önümüzdeki günlerde Güvenlik Konseyi’nden Saddam yönetimini eski inadından ve direnişinden vazgeçmeye yönelik bir (veya birkaç) karar çıkması bekleniyor. Washington’un mesajı da bu: Bu kararın çıkması ve uygulanması için aylar beklenmeyecek. Bu iş, birkaç hafta içinde bitmeli. Yoksa... ABD gerekirse tek başına veya sağlayacağı sınırlı destekle Irak’ı vuracak. Bunun için de kulislerde şimdi sözü edilen tarih de önümüzdeki ocak veya şubat...
***
BUSH’un konuşması, daha önce çok sık tekrarlanan ve de çok tartışılan "Amerikan argümanları"nı yeniden gündeme getirdi. Washington’a göre, Saddam’ın kötü bir sicili var ve şimdi de KİS alanındaki gizli faaliyeti ile büyük bir tehlike oluşturuyor. Hem bölge için, hem de ABD dahil bütün dünya için... Dolayısı ile Saddam ya Bush’un 6 madde olarak sunduğu şartları yerine getirir, ya da... ABD’nin müdahalesini göze alır...
Bu argüman (ve duyulan büyük kaygı) sağlıklı bilgilere dayanıyor olabilir. Bu konuda bazı ipuçları da var. Ama bu, Bağdat BM kararlarına uymuyor diye ABD’ye Irak’a vurma hakkını (hele Güvenlik Konseyi’nde tam bir konsensüs oluşmazsa) verir mi? Ayrıca böyle bir müdahalenin yol açacağı askeri ve siyasal sonuçlar, bölgedeki denge değişiklikleri, dünyadaki ekonomik sarsıntılar, Saddam’ın iktidarda kalmasından daha az mı tehlikeli? Kaldı ki, dehşet silahlarına sahip olan veya BM kararlarına meydan okuyan başka ülkeler yok mu? Yoksa onlar da mı sırada? Veya onlar başka faktörlerden ötürü "istisna" mı sayılıyor?
Bush’un Irak’ı vurma "mantığı" doğrusu bu ve buna benzer pek çok soruya ve kuşkuya yol açıyor. Resmi Amerikan argümanlarının "mantıksızlığını" dile getirenler arasında, az Amerikalı da yok...
Ama gene açıkça görülüyor ki, W rumuzlu Başkan, baba George Bush’un tamamlayamadığı işi bitirmeye kararlı. Şimdi de BM çerçevesinde bunu kılıfına uydurma çabasında...
***
SADDAM geçmişte de, ABD’den ve BM’den gelen uyarılara kulak asmamış, Şark kurnazlığı ile alınan kararları pas etmiş ve pes edeceği sanılan zamanlarda dahi dünyaya kafa tutmuştur.
Bu oyunu şimdi gene oynamaya kararlı görünüyor. Bağdat bir yandan ABD’nin argümanlarındaki zayıf noktaları vurgularken, bir yandan da KİS deneticilerine kapıyı açmak için kendi şartlarını ileri sürüyor.
ABD’nin bazı argümanları kadar Bağdat yönetiminin tavrı da akıl - mantıktan ırak... Ve de tehlikeli...
Saddam kişiliği ve hamaseti ile Irak kamuoyunu etkileyebilmiştir. Yakın tarihte de birçok ülkede bunun benzer örnekleri görülmüş, sonra halkın bu tür liderleri nasıl lanetlediği de gözlerin önüne serilmiştir.
Bir yandan Bağdat diktatörünün hırsı ve inadı... Diğer yandan Bush’un saplantısı ve dayatması... Yok mu bunun daha akılcı bir orta yolu?