Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


İSRAİL'in Güney Lübnan'dan çekilmesinin ortaya çıkardığı durum, bölge ile ilgili birçok ülke gibi, Türkiye'yi de Ortadoğu politikasında yeni değerlendirmeler yapmaya sevk ediyor.
Ankara'nın son gelişmeler karşısındaki pozisyonu şu: Güney Lübnan'daki İsrail işgalinin son bulması, barışa katkıda bulunabilecek olumlu bir gelişme. Bundan sonra sınır bölgesinde sükunetin sağlanması, tarafların da soğukkanlı davranması gerekir.
Türkiye'nin bu tavrı, geçen hafta sonu Dışişleri Bakanlığı'nın bir açıklaması ile kamuoyuna duyuruldu. Türk diplomatları da, temaslarında bu mesajı iletmeye çalışıyor.
Bu aşamada Ankara bunun ötesinde bir şey yapmak niyetinde görünmüyor.
* * *
İSRAİL Başbakanı Barak'ın Başbakan Ecevit'e geçen hafta gönderdiği mektup ile İsrail radyosunun Türkiye'nin İran'dan Suriye'ye giden uçaklara kargolarında ne taşıdıklarını soracağına ilişkin haberi, Ankara'nın bölgede nasıl bir rol oynayabileceği konusunu gündeme getiriyor.
Barak'ın mektubu, Ecevit'ten Suriye'ye, Güney Lübnan'daki Hizbullah güçlerine İsrail'e karşı yeni eylemlerde bulunmaması telkininde bulunmasını istiyor. Bir Türk diplomatının deyişi ile, Türkiye - son açıklaması ile - bu yöndeki mesajını "tüm ilgili taraflara" vermiştir. Dolayısı ile, bunun ötesinde Şam nezdinde direkt bir girişimde bulunması söz konusu değil...
Bir başka Türk yetkilisi, Barak'ın isteği üzerine gerçekleştirilecek böyle bir girişimin, - Şam ile Ankara arasındaki ilişkiler normalleşirken - Suriye'nin Türkiye'ye karşı kuşkularını artıracağını ve sonunda beklenen etkiyi de yapmayacağını belirtiyor.
Bu durumda, Ankara'nın böyle bir girişimde bulunması ve Ecevit'in Barak'a cevap yazması da beklenmiyor...
* * *
İSRAİL radyosunun İran'dan Suriye'ye Türkiye üzerinden giden uçaklarla ilgili haberine gelince, Ankara'da yetkililer "İsrail'den böyle resmi bir talep gelmediğini" söylüyorlar.
Aslında Türkiye'nin (Chicago sözleşmesi uyarınca) gerek gördüğünde, kendi hava sahasından geçen yabancı uçakları kontrol etmek ve indirmek hakkı var. Bunu, önceki gün Başbakan Ecevit de, bir gazetecinin sorusunu yanıtlarken açıkça söyledi. Ancak, Ecevit şu sırada böyle bir şeyin söz konusu olmadığını da vurguladı.
Yani Türkiye, ihtiyaç duyduğu takdirde, kontrol hakkını kullanabilir. Ama İsrail radyosunun öne sürdüğü tarzda, Türkiye'nin Lübnan'daki Hizbullah'a havadan Türkiye yolu ile silah sevk etmesini engelleyeceğine ilişkin bir sözü yok.
Ankara bu konuyu, Türk - İran ilişkilerinin (ve özellikle Tahran'ın Türkiye'ye karşı tavrının) alacağı şekli dikkate alarak değerlendirecek...
* * *
ORTADOĞU'daki yeni gelişmeler, Türk diplomasisini, hassas dengeleri hesaba katarak, ihtiyatlı hareket etmeye itiyor.
Türk diplomatları "daha aktif ve atılgan bir Ortadoğu politikası" isteyenlere karşı şu argümanı öne sürüyorlar: Türkiye'nin çıkarı, bölgede barış ve istikrara katkıda bulunmak ve tüm bölge ülkeleri ile çıkarları doğrultusunda iyi ilişkiler içinde olmaktır. "Aktif olmak" veya "rol üstlenmek" pahasına, bu kriterlerden vazgeçmek doğru olmaz, hatta tehlikeli de olur.
Ankara şimdiki halde bu ihtiyatlı ve "alçak profil" politikasını sürdürmek eğiliminde görünüyor.


Yazara E-Posta: skohen@milliyet.com.tr