Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in belirttiği gibi, Türkiye, Hafız Esad'ın cenazesinde en üst düzeyde temsil edilmekle, komşuluk sorumluluğunun gereğini yerine getirmiştir.
Yeni Cumhurbaşkanı'nın ilk yurtdışı gezisini bu vesile ile Şam'a yapmış olması, kendi başına anlamlı bir jest. Sezer bu fırsatı Suriye halkına ve müstakbel lideri Beşşar Esad'a önemli bir mesaj vermek için değerlendirmiş bulunuyor.
Mesajın özü, Cumhurbaşkanı'nın demecinin içinde yer alıyor:
Türkiye, komşusu Suriye ile ilişkilerinin sağlam bir zemine oturtulmasını ve bu amaçla geçmişten kalan pürüzlerden arındırılmasını istiyor... Ankara, Suriye'nin Türkiye'nin iyi niyetine karşılık vermesini bekliyor ve yeni Suriye lideri ile bu yönde beraber çalışmayı ümit ediyor...Ankara'da üst düzey bir yetkilinin bize dediği gibi, "biz jestimizi yaptık, mesajımızı da verdik; artık bundan sonrası Suriye'ye ait"...
* * *
TÜRK resmi çevrelerinde, Beşşar Esad döneminde Türk - Suriye ilişkilerinin - bundan önceki döneme oranla - "daha iyiye gideceği" umudu var.
Hafız Esad'ın 30 yıllık yönetimi sırasında bu ilişkiler - onun zaman zaman Türkiye'ye karşı aldığı tavır yüzünden -
krizler ve gerginliklerin hakim olduğu unutulmamalı.
Hafız Esad iktidara geldikten sonra Sovyetler'e yaslanarak Batı aleyhtarı bir politika izlemeye başlamıştı. Soğuk Savaş yıllarında Şam, Türkiye'yi NATO üyesi olduğu için karşısına almıştı. Ayrıca Suriyeliler, Hatay konusunu sık sık gündeme getirmekte ve her fırsatta - su meselesinde olduğu gibi - Türkiye'ye karşı bir kampanya yürütmekten geri kalmamıştı.
Bu arada Suriye'nin Türkiye'de eyleme geçen çeşitli solcu terörist örgütlerine ve Ermeni tedhiş gurubu ASALA'ya aktif destek verdiği, ondan sonra da PKK'yı barındırdığı ve hatta yönlendirdiği hepimizin belleğindedir. Hafız Esad'ın uzun yıllar süren Türkiye aleyhtarı politikalarından ancak 1998'in sonlarında Öcalan olayında Ankara'nın aldığı sert tavırdan sonra vazgeçtiği de bir gerçektir.
Hafız Esad'ın Türkiye ile ilgili sicili açıkçası hiç de parlak olmamakla beraber, ömrünün - ve iktidarının - son aşamasında mecburen tavır değiştirmesi, ilişkilerin düzelmesi için müsait bir ortam yaratmıştır.Şimdi Beşşar Esad, böyle bir ortamda iktidarı devralmaya hazırlanıyor. Cumhurbaşkanı Sezer'in jesti ve mesajı ile Ankara, Şam ile ilişkilerde yeni bir sayfa açmak için inisiyatifini kullanmış bulunuyor...
* * *
YENİ Suriye yönetimi, Türkiye'nin bu açılımına nasıl bir karşılık verecek?
Türk yetkililer Beşşar Esad'ın (Şam'da duruma hakim olması halinde) birçok konuda olduğu gibi Türkiye politikasında da farklı bir yaklaşım sergileyeceğini düşünüyorlar. Eğer yeni lider gerçekten içeride reformlar gerçekleştirmeye, dışarıda da Suriye'yi dünyaya açmaya ve komşuları ile iyi ilişkiler kurmaya yönelik politikalar izleyecekse, Ankara ile Şam arasında da yeni bir hava esecektir.
Ancak, bir yetkilinin de belirttiği gibi, önce bu güven ortamının oluşması gerekiyor. "Adana mutabakatı"ndan beri bu yönde bazı adımlar atıldı. Herhalde Beşşar Esad döneminde bu süreç hızlanacak, daha çok karşılıklı temaslar olacak. Türkiye Suriye ile daha sıkı ekonomik bağlar da kurmaya (özellikle petrol ve doğalgaz alanında) çalışacak.
İki ülke arasındaki en önemli anlaşmazlık konusu olan "su sorunu"na gelince, bir Türk diplomatının hatırlattığı gibi, Adana'da varılan anlaşmaya göre, bu meselenin "ilişkilerin normalleştirilmesi sürecinin basında değil aralarında ele alınması" söz konusu.
Herhalde Beşşar yönetimi, son zamanlarda Türk - Suriye ilişkilerinde görülen "iyiye doğru gidiş"e ivme kazandırmak isteyecek. Ankara'nın değerlendirmesi ve beklentisi bu yönde...Yazara E-Posta: skohen@milliyet.com.tr