TARİH Konstantin Karamanlis'i, herhalde Elefterios Venizelos'tan sonra, Yunanistan'ın yetiştirdiği en büyük devlet adamı olarak kaydedecek.
İkinci Dünya Savaşı, Nazi işgali, Yunan iç savaşı, askeri darbe, monarşinin çöküşü gibi dramatik olayları yaşamış olan Karamanlis'in 60 yıllık siyasi kariyerinin birçok olumlu yönleri, Yunanistan'da olduğu kadar dünyada - ve Türkiye'de de - saygı ile anılacak.
Karamanlis, son yarım yüzyılda, Yunanistan için en karanlık sayılan dönemlerde, ulusunu aydınlığa kavuşturmayı başardığı için, birçokları tarafından "kurtarıcı" olarak anılmıştır.
Karamanlis ilk başbakan olduğu 1955'ten itibaren 1963'e kadarki dönemde iç savaştan yıkık ve yorgun düşen ulusunu toparlamış, ülkesine kalkınma ve istikrar sağlamıştır. Bu aynı zamanda Türkiye ile yeniden dostluk ilişkilerinin kurulduğu (1959'da Türkiye'yi ziyareti bir dönüm noktasıdır) ve Kıbrıs sorununun Londra ve Zürih anlaşmaları ile çözüme kavuştuğu dönemdir...
Karamanlis, Türkiye'nin Kıbrıs harekatının da etkisi ile son bulan cunta yönetiminin hemen ardından, o yılları geçirdiği Paris'ten Atina'ya dönmüş ve bu kez de, ülkesini demokrasi rayına oturtmuştur. Bu da, aynı zamanda Yunanistan'ın Avrupa camiasına (AB'ye) girdiği, refah düzeyini yükselttiği dönemdir. Bu dönemde de Karamanlis Türk - Yunan uyuşmazlıklarını çözmek için çaba harcamış, 1975'te Demirel, 1978'de Ecevit ile görüşmüştür.
Karamanlis'in iz bıraktığı ve her zaman hatırlanacak başlıca hizmetlerini, içerde Yunanistan'ı istikrara, demokrasiye ve kalkınmaya kavuşturması, dışarda da ülkesini Avrupa rotasına sokması ve Türkiye ile iyi geçinme politikasını uygulaması olarak özetleyebiliriz.
* * *
KARAMANLİS'in hatırda kalan önemli bir sözü şudur: "Siyasatte duygusallıktan nefret ederim. Duygusallık, meseleleri karartır ve vatandaşların gerçekleri görme yeteneğini körleştirir"...
Yunan devlet adamı bu güzel sözlerle ifade ettiği düşünceyi hem iç, hem dış politikada başarı ile yürüttüğü içindir ki, Yunanlıların ve dünyanın gözünde bu kadar büyüyebilmiştir. Onu sıradan politikacılardan ayıran da, bu gerçekçi yaklaşımı, vizyonu ve cesaretidir.
Kendisini yakından tanımış olan Türk diplomatları, onun bu özelliklerinden her zaman hayranlıkla söz etmişlerdir.
Ercüment Yavuzalp, "Liderlerimiz ve Dış Politika" adlı kitabında, Barış Harekatı sırasında Ankara'da, yönetimi cuntadan devralmasından sonra Karamanlis'in, Türkiye'ye karşı nasıl davranacağı - veya nasıl bir misillemede bulunacağı - konusunun tartışıldığını anlatır. Kendi deyişi ile, "Türk harekatına karşı Yunanistan'ın savaş ilan etmesi veya göstermelik bir harekata girişmesi beklenirken, Karamanlis'in tepkisi endişe edildiği gibi olmadı."
Bu hususu Vahit Halefoğlu, dünkü söyleşimizde şöyle tamamladı: "Yunanistan'ın seçenekleri, ya savaş açmak, ya NATO'dan çıkmaktı. Karamanlis, Barış Harekatı'nın ilk aşamasını 'müdahale' olarak nitelendirdi. İkinci aşaması için 'saldırı' terimini kullandı ve etrafı yatıştırmaya çalışırken sadece NATO'nun askeri kanadından çekilmekle yetindi."
Halefoğlu'nun anımsattığı gibi, Karamanlis, Londra ve Zürih anlaşmalarından sonra olduğu gibi, 1974 olaylarından sonra da muhalifleri tarafından sert eleştirilere hedef oldu, ama liderlik vasıflarını gösterdi, yoluna devam etti ve bu arada Yunanistan'ı Avrupa'nın rayına oturttu... Ne yazık ki, tarihin her döneminde, ihtilaflı tarafların başında aynı vasıfları taşıyan liderler bulunmuyor. "Atina'da güçlü bir hükümet varken Türkiye'de zayıf bir hükümet iş başında bulunuyor veya bunun tersi oluyor. Tarih her zaman 'mutlu rastlantılar' yaratmıyor"...
* * *
YUNANİSTAN'da Karamanlis'in iş başında bulunduğu dönemde yönetimde veya diplomaside görev yapan Türk yetkilileri, bu Yunan büyüğüne karşı takdir ve saygı duygularını dile getiriyorlar.
Ne yazık ki, diğer zamanlarda - ve özellikle Yorgo Papandreu'nun döneminde - Karamanlis'in pragmatizmini, vizyonunu ve cesaretini paylaşan güçlü bir lider çıkmadı. (Herhalde Yunanlılar da, Türkiye için aynı şeyi düşünüyorlardır).
Karamanlis'in ölümü ve onun icraatı ile ilgili değerlendirmeler, bu gerçeğin hatırlanmasına - ve de dikkate alınmasına - bir vesile olmalıdır...
Yazara E-Posta: S.Kohen@milliyet.com.tr
Özay Şendir
Ayıplı bir tartışma, 'işine yarayacak'
14 Mayıs 2025
Didem Özel Tümer
Türk şirketlere BAE’de finansa erişim kolaylığı
14 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
En son imparator!
14 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
EOKA’nın köyünde ölümle burun buruna! Neşe Karaböcek’ten Kıbrıs anıları…
14 Mayıs 2025
Dilara Koçak
Yaz gelmeden detoks değil, denge zamanı
14 Mayıs 2025