İNSAN Hakları Derneği (İHD) Genel Başkanı Akın Birdal'a karşı düzenlenen saldırı, Türkiye'nin iç huzuru, istikrarı ve demokratikleşme süreci için olduğu kadar, dış imajı ve uluslararası ilişkileri için de ağır bir darbe oluşturuyor.
ABD'den Fransa'ya, Avrupa Parlamentosu'ndan Uluslararası Af Örgütü'ne kadar, çeşitli ülke ve kuruluşların olaya karşı sert tepki göstermesine şaşmamak lazım.
Bir kere, Akın Birdal kişi olarak, İHD de örgüt olarak, Türkiye'deki hak ve özgürlük davasının öncüleri ve aktif savunucuları olarak dünyaca tanınan isimler... Ayrıca Batı'da ve özellikle Avrupa camiasında, şu sırada, Türkiye'nin demokratikleşme yolunda - Yılmaz hükümetinin defalarca vaat ettiği gibi - somut ve hızlı adımlar atması konusunda artan beklentiler, hatta bir sabırsızlık var.
Son zamanlarda Türkiye'de meydana gelen bazı olumsuz gelişmelerin ardından, zaten bir süreden beri aleyhte bir kampanyaya hedef olan Akın Birdal'ın suikasta uğraması, şimdi bu beklentileri daha da sarsmış bulunuyor.
Nitekim dış merkezlerde yapılan açıklamalar da, bu düş kırıklığını ve ayrıca duyulan kaygıları açıkça yansıtıyor.
* * *
OLAY ne yazık ki, Türkiye'ye karşı sistematik bir kampanya yürütenlere malzeme sağlıyor. Daha tarafsız olanların da Türkiye hakkındaki kuşkularını artırıyor.
Saldırının, Türkiye ile Avrupa Birliği arasında yeni temasların yapıldığı, yeni uzlaşma formüllerinin arandığı ve bu arada AB dönem başkanı olarak İngiltere Dışişleri Bakanı Robin Cook'un Ankara'ya gelmeye hazırlandığı bir zamana rastlaması, büyük bir talihsizliktir.
Türk diplomasisi, Avrupalı dostlara - ve Amerikalılara da - bu olayı spekülasyon konusu yapmamaya, genelleştirmemeye özen göstermemeleri ve gerçeğin ortaya çıkmasını beklemeleri çağrısında bulunuyor. Tabii saldırının zorlaştırdığı koşullar altında, Dışişleri yetkililerinin yapabileceği tek şey budur.
Ancak bunun inandırıcı olması, oluşan olumsuz havanın, şüphelerin, güvensizliğin ve de aleyhteki tepkilerin dağılması için, ivedilikle yapılması gereken çok şey vardır.
* * *
HER şeyden önce, hükümetin bu olayın - önceki benzer olaylar gibi - karanlıkta kalmamasını sağlayacak kesin kararlılığını ortaya koyması gerek. Bir yabancı analistin deyişi ile, "beklenen şey (özellikle Batı başkentlerinde) sadece Başbakan'ın veya herhangi bir hükümet üyesinin laf etmesi (retorik) değil, olayın üstüne cesaretle gitmesi ve gerçek ortaya çıkıncaya kadar bunu gündeminin başında tutmasıdır". Aynı gözlemcinin de belirttiği gibi, bu olay da "faili meçhul" saldırılar arasında kalırsa, "Türk devletinin otoritesi" içerde olduğu gibi, dışarda da kuşku ile sorgulanacaktır...
Türkiye'de hükümetin ve devlet otoritesini temsil eden kurum ve kuruluşların, ülkede şiddetin önlenemediği yalnız siyasi değil, adi suçlarda dahi baskı, işkence, kötü muamele gibi sorumsuz ve yasa dışı uygulamaların önüne geçilemediği imajına artık son verecek etkin önlemleri alması şarttır...
Dışişleri Bakanlığı, bu alanda - yabancı ülkelerin deneyimlerinden de yararlanarak - birçok etüdler ve raporlar hazırlamış, bunları ilgili makamlara sunmuştur. Ne var ki, bu konuda beklenen hareket, yani bunların tasarı haline hükümete, oradan Meclis'e intikali, bir türlü gerçekleşmemiştir. Şimdi bu çalışmalara mutlaka hız verilmelidir...
* * *
AKIN Birdal'a karşı girişilen saldırının siyasal dalgaları, ister istemez Avrupa'ya ve ABD'ye kadar uzanıyor. Ve bir kez daha Türk diplomasisi, bu tür olayların uluslararası ilişkiler üzerindeki olumsuz etkilerinin sıkıntısını çekiyor ve "durumu kurtarmaya" çalışıyor...
Tabii olay ne kadar çabuk aydınlanırsa ve hükümet (ve Meclis) bununla yetinmeyip insan hakları sicilini iyileştirmek için ne ölçüde kararlılık gösterirse, bu sıkıntı hafifleyecek, dış politikadaki beklentilerin gerçekleştirilmesi de o kadar kolaylaşacaktır.
Yukarda belirttiğimiz gibi, Birdal olayı, tam da Türkiye - AB yakınlaşması yönünde önemli adımların atıldığı bir zamana rastlıyor. Bu gelişmelerin ne olduğunu da yarın anlatacağız...
Yazara E-Posta: S.Kohen@milliyet.com.tr
Özay Şendir
Ayıplı bir tartışma, 'işine yarayacak'
14 Mayıs 2025
Didem Özel Tümer
Türk şirketlere BAE’de finansa erişim kolaylığı
14 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
En son imparator!
14 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
EOKA’nın köyünde ölümle burun buruna! Neşe Karaböcek’ten Kıbrıs anıları…
14 Mayıs 2025
Dilara Koçak
Yaz gelmeden detoks değil, denge zamanı
14 Mayıs 2025