Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Geçen cumartesi İstanbul’da ENKA tesislerinde düzenlenen bir törende, Cem-Papandreu Barış Ödülü’nün iki ünlü işadamına, Türkiye’den Şarık Tara’ya ve Yunanistan’dan Teodoros Papaleksopolus’a, kurum olarak da Türk-Yunan Forum’una verilmesi, uluslararası uyuşmazlıklardan kaynaklanan gerginliklerin nasıl yatıştırılıp dostluğun kurulabileceği konusunu gündeme getirdi.
Bu etkinlik Cem-Papandreu deneyiminin, günümüzde mevcut birçok anlaşmazlığın ve krizin hallinde bir esin kaynağı olabileceğini hatırlatmaya vesile oldu.

Ortak değerler
Cem-Papandreu deneyimini başarılı kılan birçok faktör var. ENKA’daki törende Yorgo Papandreu’nun da belirttiği gibi, İsmail Cem ile kendisinin benzer temel değerleri paylaşmaları ve uzlaşıcı, uyumlu bir mizaca sahip olmaları bu faktörlerin başında geliyor.
Gerçekten ikisi de 1999 yılında, iki ülke arasındaki o gergin ortamda, çatışmacı bir dil kullanmak yerine, uzlaşıcı bir üslup ve tavır sergilediler. Sembolik jestlerle halkları yakınlaştıracak adımlar attılar. Kıbrıs ve Ege sorunlarının ikili ilişkileri felce uğratmaması için, “güven artırıcı tedbirler” çerçevesinde, ticaretten turizme kadar çeşitli alanlarda temasların yoğunlaşmasını sağladılar...
Cem ve Papandreu’nun yaklaşımı ve tavrı, rasyonel ve cesur bir liderlik örneği oluşturdu. Aynı “frekans”taki iki dış politika yapımcısının aynı zaman diliminde işbaşında bulunmaları da ayrı bir şans...

Başarı örneği
Barış Ödülü’ne layık görülen Şarık Tara’nın aynı zor süreçte sadece iş çevrelerini değil, diplomatları ve politikacıları da bir araya getirmek ve onları birbirleriyle yakınlaştırmak için harcadığı çabaların Ankara ile Atina arasında yeni bir havanın oluşmasında büyük payı vardır.
Bu da iyi niyetli, cesur inisiyatif sahibi kişilerin, düşmanlıkların dostluğa dönüştürülmesinde önemli rol oynayabildiklerini gösteriyor.
Aynı şey sivil toplum örgütleri için de söylenebilir. Gene o gerginlik döneminde faaliyet geçen ve Türk ve Yunan akademisyenlerden, yazarlardan, eski politikacılardan ve diplomatlardan oluşan Türk-Yunan Forumu’nun bu alanda etkin katkıları olmuştur.
Cem-Papandreu deneyimi Türk-Yunan ilişkilerinin çeşitli boyutlarıyla rayına oturtulma sürecinde büyük bir başarı örneği olmuştur. Kuşkusuz bütün uluslararası sorunların ve anlaşmazlıkların kaynakları ve özellikleri aynı değildir. Ama Cem-Papandreu deneyiminde, yukarıda saydığımız birçok özellik, halen dünyanın ve hele bölgemizin karşılaştığı krizlerin hallinde yönlendirici bir örnek olarak benimsenebilir.