Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Sami Kohen

YILMAZ hükümeti daha işe başlar başlamaz, Kıbrıs konusu dış politika gündemine giriverdi.
Bunun nedeni, önümüzdeki çarşamba New York'ta yapılması planlanan Denktaş - Klerides buluşması ile ilgili hazırlıklardır.
KKTC liderinin, usul konusundaki anlaşmazlık nedeniyle New York'a gitmeyeceğini söylemesi, meseleyi aniden kızıştırdı ve Ankara dahil ilgili başkentlerde telaş yarattı.
Denktaş'ın New York randevusuna gitmek istememesinin gerekçesi şu: İlk buluşmada iki lider, BM gözetiminde, yüzyüze konuşacaklar, birilerinin niyetlerini ve görüşlerini anlamaya ve ortak bir müzakere zemini oluşturmaya çalışacaklardı. Oysa, BM temsilcileri, önceden Türk tarafına içeriği bildirilemeyen bir "kağıt" veya belge üzerinde çalışmaya başladılar. Niyetleri, bu belgeyi, masaya getirip taraflara kabul ettirmektir...
Denktaş buna "tuzak" gözü ile bakıyor ve "bu şartlarda New York'a gitmem" diyor.
BM çevreleri ise, plan niteliğinde bir "kağıd"ın sunulmasının ve bunun zorla kabul ettirilmesinin söz konusu olmadığını belirtiyorlar. Klerides ise "Denktaş gelmezse gelmesin, onlar kaybeder" edası ile konuşuyor...
* * *
ASLINDA ilk yüzyüze görüşmede, BM'nin tarafları manevi baskı altında tutacak herhangi bir davranıştan ve bu arada adı ne olursa olsun (buna "non - paper", yani "kağıt olmayan kağıt" da deniyor) herhangi bir öneri getirmekten çekinmesi, çok daha doğru ve yararlı olur. Bunun ideali, iki liderin tartışmalarını kendi aralarında yapması ve çözüm yolunu kendilerinin bulmasıdır. Yakın tarihte bazı anlaşmalar (Camp David gibi) bu usul sayesinde mümkün olmuştur.
Denktaş'ın ve Ankara'nın tüm ilgililere bunu duyurmasına kimsenin bir diyeceği olamaz. Ama, Denktaş'ın aşırı bir kuşku, hatta kaygı ile, New York'a gitmeyi reddetmesi, çok yanlış - ve sakıncalı - olur.
Görüşmeleri, daha baştan isteyen Türk tarafı idi. Buna karşılık Rum tarafı kem küm ediyordu. Denktaş'ın şimdi gerekçesi ne olursa olsun New York'a gitmemesi, "görüşmeden kaçma" şeklinde algılanacaktır. Bunun Klerides'e uluslararası platformda avantaj sağlayacağına şüphe yok...
Eğer BM masaya bir "kağıt" getirirse ve bu belgede Türk tarafının kabul edemeyeceği koşullar yer alırsa, Denktaş itirazlarını orada pekala duyurabilir. Kıbrıs Türk lideri, bunu büyük ustalıkla yapma yeteneğine sahiptir.
Denktaş'ın gitmemesi, BM ve konu ile şimdi yakından ilgilenen ABD, AB, Rusya ve diğer birçok ülkelerin, Ankara üzerinde baskılarını yoğunlaştırmasına yol açacaktır. Bu da yeni hükümetin bir yandan uluslararası camiaya, diğer yandan KKTC'ye karşı çok zor duruma düşmesi sonucunu yaratacaktır.
Kısacası Denktaş, New York'a gitmemezlik etmemeli, bu adımı atmaktan korkmamalıdır. KKTC liderinin Klerides ile buluşma konusundaki isteksizliğini ve bu görüşmelerle ilgili karamsarlığını biliyoruz. Aslında, Klerides de ondan daha hevesli ve umutlu değil. Bu bakımdan, açıkçası "New York zirvesi"nden fazla bir şey çıkacağına biz de inanmıyoruz. Ama en azından Türk tarafı böyle bir olumsuzluğun sorumlusu durumuna düşmemelidir. Umarız yarın Ankara'ya gelecek olan Denktaş'a verilecek mesaj bu mealde olacaktır.
* * *
YENİ hükümetin Kıbrıs politikasının değişebileceğine dair bazı belirtiler var. Bu işareti de Ecevit vermiş bulunuyor.
"Sabah" yazarı Fatih Çekirge'ye verdiği demeçte Ecevit'in şu sözleri anlamlıdır: "Artık KKTC'nin güvencesi Türkiye'dir yerine, Türkiye'nin güvencesi KKTC'dir diyeceğiz... Rumların tavrı KKTC'yi Türkiye'nin güvencesi haline getirmiştir... Bundan sonra (Kıbrıs konusunda) dünyaya asıl muhatabınız Türkiye'dir diyeceğiz"...
Dünkü yazımızda belirttiğimiz gibi Ecevit'in yeni hükümetin dış polatikasına damgasını vurma olasılığı güçlü görünüyor. Bu bakımdan Kıbrıs'la ilgili radikal düşüncelerinin (ki Kıbrıs işleri ile ilgili Devlet Bakanlığı'na getirilen Şükrü Gürel tarafından da paylaşılıyor) ağırlık kazanması, sonuçta Ankara'nın Kıbrıs politikasında bazı önemli değişikliklerin yer alması beklenebilir.
Bunun Kıbrıs'la ilgili yeni girişimlerin gerçekleştiği bir dönemde, Türkiye'nin başta ABD olmak üzere uluslararası camia ile ilişkilerini nasıl etkileyeceğini, bundan sonraki yazılarımızda ele alacağız.

Yazara Email S.Kohen@milliyet.com.tr