TÜRK dış politikasının belirlenmesinde ve uygulanmasında, cumhurbaşkanının rolü nedir?
Son günlerde cumhurbaşkanının seçimi vesilesi ile yapılan tartışmalar, bu soruyu da gündeme getirmiş bulunuyor.
Aslında soruyu daha geniş bir çerçeve içine almak ve dış politikayı esas üreten ve yürüten güçlerin hangileri olduğunu incelemek daha doğru olur.
Sadece Türkiye'de değil, genelde demokrasilerde de dış politikanın tek bir kurumun ve hele tek bir kişinin eseri olmadığı açık.Ayrıca dış politikanın belirlenmesinde, ülkenin jeostratejik konumundan dünya konjonktürüne kadar çeşitli faktörlerin de rol oynadığını hatırlamak gerek.
Ancak bu politikaların oluşmasında ve yaşama geçirilmesinde, zaman zaman sorumlu mevkilerdeki kişilerin önemli etkisi olduğu da bir gerçek...
* * *
DIŞ politikanın belirlenmesinde birinci derecede sorumlu ve etkili olan güçler, ülkeden ülkeye değişebiliyor.
Örneğin ABD'de Başkan başlıca aktör durumundadır. Beyaz Saray'daki geniş kadronun yardımı ile, Başkan dış politika ve güvenlik konusunda önemli kararlar alabilir ve aktif girişimlerde bulunabilir. Ancak ABD'de, bu alanda etkisini hissettiren bir güç daha vardır:
Kongre. Temsilciler Meclisi ve Senato, dış politikaya yön veren, hatta zaman zaman yönetimi belirli bir tutum almaya zorlayan bir güçtür.
Türkiye'de, birçok Avrupa ülkesinde olduğu gibi, cumhurbaşkanının dış politikanın oluşturulmasındaki rolü sınırlıdır.
Parlamenter sistemde, hükümete ve Meclis'e daha büyük sorumluluk düşmektedir.
Gerçekten Türkiye'de dış politika ile ilgili en önemli karar mercii, hükümettir. Dışişleri Bakanlığı'nın yaptığı çalışmalar da, belirleyici bir rol oynamaktadır. Bakanlığın uzman kadrolarının tespitleri, tavsiyeleri, "siyasi karar"ın oluşmasına yardımcı olmaktadır. Kuşkusuz bunda Dışişleri Bakanı'nın aktif rolü de ön plandadır...
Türkiye'de dış politika ve güvenlik konusunda önemli bir etken de Milli Güvenlik Kurulu'dur. Bu kurulda dile getirilen görüşlerin ve tavsiyelerin dış konularda hükümetin tavrını ortaya koymasında payı vardır...
Türkiye'de ne yazık ki, Meclis'in dış politikanın oluşmasında oynadığı rol çok az oluyor. Bunun nedeni tartışma konusudur. Bir görüşe göre milletvekilleri dış politikayı gerektiği gibi yakından izlemiyor, hatta bir kısmı hiç ilgilenmiyor. Bir başka görüşe göre ise, Meclis yeterince olup bitenler üzerinde bilgilendirilmiyor... Nedeni ne olursa olsun, gerçek şu ki, Meclis'in dış politikanın oluşmasındaki payı oldukça düşük.
* * *
BATI demokrasilerinde dış politika alanında etkili olan düşünce kuruluşlarının (think tank'lar) Türkiye'de rolü yok gibi. Bu tür kuruluşlar ülkemizde yeni ortaya çıkıyorlar.
Bu arada medyadan da söz etmek gerek. Demokrasilerde basının dış politikanın oluşmasında etkin bir rolü olabiliyor. Bizde bazı büyük olaylarda basın tepki gösteriyor, ses veriyor. Ancak medyanın dış politikaya yön vermedeki payı doğrusu pek önemli değil...
Tekrar cumhurbaşkanının dış politikadaki rolüne dönersek, Türkiye'de Anayasa'nın bu bağlamda öngördüğü yetkiler sınırlı olmakla beraber, özellikle "devlet politikası"nın yürütülmesinde önemli bir yeri ve katkısı olduğu kesin.
Yukarıda belirttiğimiz gibi, Türkiye'nin jeostratejik konumu ve dünya konjonktürü de, bunu gerekli kılıyor...
Yazara E-Posta: skohen@milliyet.com.tr