Yorum "Medeniyetler İttifakı 1. Forumu" aslında bir araya getirdiği ülke sayısı ve katılımcıların nitelikleri itibariyle, ses verecek olan bir olay...Forum'un çalışma programı, bu kez katılımcıların sadece fikir alışverişinde bulunmakla kalmayacakları, örgütlenme ve daha önce hazırlanan bir raporun içeriği üzerinde somut kararlar alacakları umudunu veriyor. Başbakan R. T. Erdoğan ile, İspanya Başbakanı J.L.R. Zapatero'nun 2005 yılında ortaya attıkları "Medeniyetler İttifakı" projesi, şimdiye kadar Türkiye ve İspanya'nın ev sahipliği yaptığı bir dizi toplantıya konu oldu. Birleşmiş Milletler'in aktif şekilde desteklediği bu fikir, bugün Madrid'de başlayacak olan iki günlük bir konferansla, artık "yaşama geçme aşaması"na giriyor. "Medeniyetler İttifakı" fikri, özellikle 11 Eylül saldırısından sonra Batı ile İslam dünyası arasında beliren "çatışma" tehlikesini bertaraf etmek, farklı din ve kültürler arasında yakınlaşma sağlamak amacıyla ortaya atılmıştı.Mallorca'dan İstanbul'a ve BM'nin New York'taki merkezine kadar, çeşitli yerlerde yapılan toplantılarla bu fikir adım adım olgunlaştırılmış ve uluslararası destek gören bir projeye dönüştürülmüştür.Şimdi gelinen "eylem aşaması" aslında gerçekleştirilmesi en zor kısmıdır. Gerçi bu Forum'da alınması beklenen kararların -örneğin bu hareketin kurumlaştırılması, seminer, eğitim programları, ortak yayınlar gibi etkinliklerin- hayata geçirilmesi imkânsız değil.Ancak bu fikri benimseyen Türkiye, İspanya gibi ülkeler başta olmak üzere, "uluslararası camia, atılacak adımların kısa vadede somut sonuç vermesini beklememelidir.Bunun nedeni açık: Önüne geçilmek istenen "medeniyetler çatışması", -BM'nin eski Genel Sekreteri Kofi Annan'ın söylediği ve 20 "akil adam"ın hazırladığı raporda da belirtildiği gibi- siyasi faktörlerin bir sonucudur. Diğer bir deyişle, uluslararası sürtüşmeler, "din" anlamında "medeniyet" veya "kültür" farklarından çok, "siyasal anlaşmazlıklar"dan kaynaklanıyor. Siyasi nedenler Bugün Batı ile İslam dünyası arasındaki bazı sürtüşmelerde din faktörünün etkisi oluyor tabii. Bunda karşılıklı önyargıların da büyük payı vardır. Ama şu da bir gerçektir ki, bu tür sürtüşmeler aynı din ve kültürü paylaşan ülkeler arasında da sıkça görülüyor. Pakistan'dan İran'a kadar bazı Müslüman ülkelerde cereyan eden kanlı çatışmalar ve bölünmeler, bunun canlı örneği...Farklı medeniyetler ve kültürler arasındaki sürtüşmelerde de, siyasal nedenler büyük rol oynuyor. Bu çatışmalar, egemen olmak, hâkimiyet kurmak, güç ve etkinlik sahibi olmak hırsının ve çabalarının bir sonucudur.Aslında medeniyetler arasında çatışmayı önlemenin ve yakınlaşmayı sağlamanın en iyi yolu, bu anlaşmazlıkları ve sorunları ortadan kaldırmaktır. (Nitekim "akil adamlar"ın raporunda bu bağlamda Filistin sorununa değiniliyor). Ne var ki, bu sorunları halletmek hiç kolay olmuyor. Ayrıca "Medeniyetler İttifakı" hareketinin görevi de bu tür siyasal anlaşmazlıklara çözüm bulmak değil...Ancak bu güçlükler, bu önemli yakınlaşma projesinin ilerlemesine engel değil. Aksine, diyalog yoluyla ve çeşitli etkinliklerle, farklı din ve kültürlere sahip uluslar arasında çatışmaların önlenmesi ve yeni bir anlayışın sağlanması pekâlâ mümkündür.Bu bağlamda "Medeniyetler İttifakı" projesinin Madrid Forumu'nda yaşama geçirilmesi aşamasına gelmesi önem taşıyor. skohen@milliyet.com.tr Eylem zamanı