Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

       YİRMİ sekiz yıldır Suriye'nin başında bulunan Hafız Esad, yurt dışına çok ender çıkan bir liderdir. Bu, Suriye'nin içe kapanıklığını da gösterir.
Hafız Esad'ın dün Fransa'ya gitmesi, bu bakımdan dünyada ilgi toplamıştır. Böylece 67 yaşındaki Cumhurbaşkanı, 22 yıldan beri ilk kez bir Batı ülkesini ziyaret etmiş oluyor.
Esad bu gezisi için ülke ve zamanı gelişigüzel seçmiş değil tabii. Aynı şey, daveti yapan Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac için de söylenebilir.
İki tarafın da şu sırada böyle bir ziyareti yararlı görmesi, Paris ile Şam'ın çıkarları ve görüşleri arasında oluşan yakınlığın bir sonucudur.
* * *
SURİYE'nin bu yakınlaşmadan beklentilerini şöyle özetleyebiliriz:
* Şam kendisine özel bir ilgi gösteren Fransa'ya ve onun aracılığı ile Avrupa'ya "açılmak" arzusundadır. Böylece yalnızlığını aşmayı ve varlığını hissettirmeyi amaçlıyor.
* Suriye şimdi Ortadoğu barış sürecinin yeniden başlatılmasını istiyor. Oysa ABD'nin lokomotifi olduğu Oslo barış süreci bugün duraklamış durumda. Esad, Fransa'nın şimdi bu süreci canlandırmak isteğini destekliyor, hatta gerekirse "alternatif bir barış süreci" başlatmasını da arzuluyor.
* Chirac ile samimi bir diyalog kuran Esad, Batılı ülkeler arasında en çok Fransa'yı kendisine yakın görüyor. Onunla ikili ilişkileri geliştirmek ve hatta Enformasyon Bakanı Muhammed Salman'ın kullandığı terimle bir "stratejik ortaklık" kurmak istiyor. Esad'ın Chirac'a bu görüşünü iletmesi bekleniyor. Bu arada Doğu Akdeniz'de Fransa ile Suriye'nin ortak deniz tatbikatı fikrini konuşmaları da söz konusu...
* * *
FRANSA'nın şu sırada Suriye'ye özel bir ilgi ve yakınlık göstermesinin de başlıca nedenleri şöyle:
* Suriye (Lübnan ile birlikte) Fransa'nın eski "etkinlik alanı" içindeki bir ülke. Suriyelilerin de Fransızlara sempatisi var. Son yıllarda bölge daha çok ABD'nin nüfuzuna ve aktif rolüne sahne olmuştur. Barış Süreci de bir "Amerikan kreasyonu"dur. Ama şimdiki konjonktürde, Fransa Suriye'ye yakınlaşmak ve barış sürecinde bizzat inisiyatifini kullanmak için ortamı müsait görüyor.
* Fransız diplomasisi Ortadoğu'da "barış ve istikrar" yararına bu girişimini yaparken, bunun kendi siyasal ve ekonomik çıkarlarına da hizmet edeceğini hesaplıyor. Paris diğer ülkelerin kendi haline bıraktığı Suriye'yi kendi tarafına çekmekle Şam'da bir nevi köprü başı kurabilir ve böylece bölgede ağırlığını da ortaya koyabilir.
* Chirac, bu aşamada ilişkilerin Esad'ın istediği tarzda bir "stratejik ortaklık" düzeyine çıkarılabileceğini pek düşünmüyor. Fransız diplomatları daha çok "ilişkilerin yüksek kalitesi"nden ve işbirliğinin çeşitli alanlarda geliştirilmesinden söz ediyor.
* Fransa bu yakınlaşmayı gerçekleştirirken, "Avrupa" adına da hareket etmek ve böylece AB içinde, Ortadoğu politikasının başını çekmek istiyor...
* * *
TÜRKİYE açısından Esad'ın Paris ziyareti hemen değilse bile, ilerde yol açabileceği gelişmeler açısından, yakından izlenmeye değer.
Eğer Fransız basınında belirtildiği gibi Esad Chirac ile görüşmesinde, Türk - İsrail askeri işbirliğini gündeme getirirse, bu elbet bizi yakından ilgilendirir. Aynı şekilde Fransa ile Suriye arasında ortak bir deniz tatbikatına karar verilirse, bu da özel bir anlam taşıyacaktır.
Buna karşılık Chirac - Esad görüşmesinde terör ve PKK sorununun ele alınması olasılığı çok zayıf görünüyor. Bir Fransız yetkilisi bu konuda kendisine sorulan soruyu geçiştirdi. Başka bir soruya yanıtında da Chirac'ın Suriye'nin "iç işlerini" konuşmak istemediğini belirtti...
Aslında Fransa'nın Ortadoğu barışına katkıda bulunması, bu sürece Suriye'nin katılımını sağlaması ve en önemlisi Esad'ın terör konusunda dikkatini çekmesi, çok yararlı olur.
Ama öyle anlaşılıyor ki Chirac'ın Türkiye'yi doğrudan ilgilendiren bu son konuyu
- en azından Esad'ın bu ziyaretinde - gündeme getirmeye niyeti yok. Bu aşamada iki taraf da kendi çıkarlarına uygun bir gövde gösterisi yapmayı tercih ediyorlar...



Yazara E-Posta: S.Kohen@milliyet.com.tr