Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in Türkmenistan ziyareti Ankara'da Anayasa değişikliği krizine rastladığı için, Aşkabat'ta Trans - Hazar doğalgaz boru hattı ile ilgili görüşmeler, gereği kadar ilgi görmedi.
Gerçi Türkmenistan Cumhurbaşkanı Türkmenbaşı ile yapılan görüşmelerden göz kamaştırıcı bir sonuç çıkmadı. Ancak bu projenin gerçekleşmesi yolunda az da olsa bir ilerleme kaydedildi.
Ama asıl dikkati çeken husus, iki liderin bu kez "gaz ile politika" arasındaki ilinti konusunda oldukça açık konuşmalarıdır.
* * *
AŞKABAT'ta kaydedilen ilerleme, Ankara'nın çabaları sonunda, Türkmenbaşı'nın Trans - Hazar boru hattından Türkmen gazı ile birlikte bir miktar Azeri doğalgazının da geçmesine razı olmasıdır. Tasarlanan miktar 25 milyarı Türkmen, 5 milyarı da Azeri olmak üzere, toplam 30 milyar metreküp gazdır.
Aslında Türkiye ile Türkmenistan arasında daha önce imzalanan bir çerçeve anlaşması var. Ancak Türkiye'nin Rusya ile Mavi Akım projesine imza atması, ardından Azerbaycan'ın yeni keşfedilen doğalgaz kaynaklarının bir kısımını da aynı hattan aktarmak istemesi, Aşkabat'ta ters tepki yaratmıştı. Rusya da Türkmenbaşı'nın bu rahatsızlığını fırsat bilip, Türkmenistan'dan önümüzdeki 30 yıl boyunca yılda 50 milyar metreküp gaz almaya hazır olduğunu bildirdi.
Buna rağmen Ankara yılmadı ve Türkmenbaşı'yı Trans - Hazar projesini rafa kaldırmaması için ikna etme çabalarını sürdürdü. Demirel'in, Rusya Cumhurbaşkanı Putin'den önce Aşkabat'a gidip kendisine "kardeş" diye hitap eden Türkmen lideri ile görüşmesi, sonunda bir uzlaşma sağladı.
Ama iş bununla bitmiyor. Boru hattının yapımını üstlenecek olan Konsorsiyum ile projenin finansmanı konusunda anlaşmak gerekiyor. İki tarafın henüz birbirinden uzak görüşleri ve şartları var. Bunları uzlaştırmak zaman alacak gibi. Nitekim Türkmenbaşı yıl sonundan önce bir anlaşma beklenemeyeceğini söylüyor. Bu durumda Ankara'nın, boru hattının 2002 yılında devreye girmesi yönündeki beklentileri gerçekleşmeyebilir...
* * *
TÜRKMENBAŞI ile Demirel'in bu buluşma vesilesi ile söyledikleri oldukça anlamlıdır.
Rusya'nın yılda 50 milyar metreküp doğalgaz alma niyeti (buna ister cazip bir öneri, ister baskı deyin) Türkmenbaşı'yı derin derin düşünmeye sevk ediyor. "Gaz konusu siyasetin dışında olmalı" diyen Türkmenbaşı şöyle devam ediyor: "Ama açık söyleyeyim, siyaset bu konuyu etkiliyor. Bazen Rusya'nın, bazen İran'ın görüşleri, çelişkili durumlar yaratıyor..."
Demirel'in sözleri daha açık. Cumhurbaşkanı'na göre, söz konusu proje, sadece doğalgaz ile ilgili değil. Bu bir prestij konusudur. Bir siyasal konudur. Proje, Avrasya ile Avrupa'yı bütünleştirecek bir köprüdür. Ekonomik yanı ile birlikte siyasal bir ağırlığı vardır...
İşte bu politik ve stratejik yanı nedeni ile, Türkiye ve Rusya, Kafkasya - Orta Asya enerji hattında, karşı karşıya geliyorlar. Moskova, hele Mavi Akım projesinin gerçekleşmesinden sonra Karadeniz'in altından geçecek boru hattından Türkiye'ye Türkmen gazının da sevk edilebileceğini söylüyor. Amaç, sadece ekonomik değil tabii. Böylece Türkiye'yi enerjide kendisine daha da bağımlı hale getirmek ve aynı zamanda Avrasya'daki tekelini ve etkinliğini sürdürmek. Türkiye'nin çıkarı ise, o bölgeden petrol ve gaz naklini Türkiye'ye direkt bağlamak ve böylece Azerbaycan ve Türkmenistan gibi ülkelerin de daha fazla hareket serbestisine sahip olmasını sağlamaktır. Bu takdirde Türkiye de bölgede daha etkin bir rol oynayabilecektir...
Bakü - Ceyhan petrol boru hattı gibi, Trans - Hazar doğalgaz boru hattı projesinin gerçekleşmesi de, çok zaman ve çaba gerektireceğe benziyor.


Yazara E-Posta: skohen@milliyet.com.tr