Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

"Ermeni soykırımını inkârı yasaklayan" ve cezalandıran yasa tasarısının Ulusal Meclis'ten geçmemesi, onlar için büyük şok oldu. Meclis Başkanı Jean-Louis Debre'nin oyalama taktikleriyle oylamayı engellemesi, yani sonuçta yasa tasarısının bekledikleri onayı görmemesi, Ermenileri derin düş kırıklığına uğrattı...Buna karşılık sonuç, Türkiye açısından rahatlatıcı... Ama şimdilik... Çünkü bu tasarı meclis oylamasında reddedilmiş, -yani "ölmüş"- değil.Sosyalistler konuyu önümüzdeki sonbaharda yeniden gündeme getirebilirler. Meclisteki bu rauntta Ermenilerin yenilgiye uğramasına sevinsek bile bunun "final" olmadığını dikkate alarak yeni rauntlara hazır olmalıyız... Fransa'daki Ermeni derneklerinin Fransız hükümetine ve Cumhurbaşkanı Chirac'a bu kadar kızmalarına, mecliste taşkınlık yapan bazı Ermeni militanlarının "Fransız olmaktan utanıyoruz" diye bağırmalarına şaşmamak lazım... Fransız meclisindeki son gelişmeden, çıkarılabilecek anlamlı sonuçlar var. Yasa tasarısının saf dışı edilmesi, Fransız hükümetinin ve Cumhurbaşkanı'nın en sonda tavrını ortaya koyması sayesinde mümkün oldu. Özellikle son günlerde iktidardakiler daha önce izledikleri "alçak profil" tavrını bırakıp aktif olarak devreye girdiler. Meclis Başkanı Debre'nin son dakika manevrası, yasa lehindekilerin oyununu bozdu. Dışişleri Bakanı Douste-Blazy'nin konuşması da, hükümetin böyle bir yasaya kesinlikle karşı olduğunu gösterdi. Demek ki, hükümet ortaya enerjik bir tavır koyarsa, meclisten bu tür kararların çıkması önlenebiliyor... Fransız hükümetinin bu tavrı benimsemesinde rol oynayan başlıca faktör, dış politika mülahazalarıdır. Fransa, böyle bir yasanın, Türkiye ile ilişkilere büyük zarar vereceğinin farkında. Dışişleri Bakanı Douste-Blazy'nin konuşması, bunu her yönüyle açıklıyor. Bakan, Fransa'nın her şeyden önce kendi ulusal çıkarlarını göz önünde tutması gerektiğini söylerken, Türkiye ile olan ekonomik, politik, kültürel ilişkilerine ve Türkiye'nin bölgedeki önemine değindi. Bu da, Fransa'nın Ankara ile bozuşmak istemediğini, diğer bir deyişle, Fransız dış siyasetinde Türkiye'ye önemli bir yer verdiğini gösteriyor...Ermeni meselesinde Türkiye Fransa'da -diğer birçok ülkede olduğu gibi- meydanı adeta boş bırakmış, zamanında yapılması gerekenleri yapmamıştır... "Soykırımı inkâra ceza yasası"nın kabulü olasılığı, Türkiye'yi hem hükümetçe, hem toplumca harekete geçirdi. Üst düzey temasların yanı sıra, geçmişte görülmeyen cinsten tanıtım faaliyeti (bu arada aydınların, işadamlarının deklarasyonları), epey etkili oldu. O kadar ki bazı ünlü Fransızlar (tarihçi, aydın, politikacı, vs.) bizzat Türkiye'yi savunmaya başladılar... Herkes devreye girince... Bütün bunlardan çıkarılacak sonuç, yaratıcı, planlı bir çalışmayla, Fransa'da veya diğer ülkelerde, Ermeni meselesinde Türkiye aleyhindeki havanın değiştirilebileceğidir.Bunun için Türkiye'nin bu konuda yeni bir strateji ve yeni bir imajla dünya kamuoyunun karşısına çıkması gerekiyor. Fransa Dışişleri Bakanı, Türkiye'nin Ermeni konusunu artık açıkça tartışmaya başlamasından övgüyle söz etti... Ünlü yazar Alexandre Adler, "Le Figaro gazetesinde, "Ermeni meselesinde Türk Glasnost'u" başlıklı makalesinde, Türkiye'de Ermeni soykırımıyla ilgili iddiaların artık serbestçe tartışıldığını belirtti...İşte Türkiye bu hareketliliği ve ivmeyi kaybetmemeli... Birkaç ay sonra Fransa'da malum yasa yeniden gündeme gelebilir. Arayı hiç boş bırakmamalı... skohen@milliyet.com.tr Hava değişiyor