Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney’in Ankara’da yaptığı görüşmeler, Türkiye ile ABD’nin özellikle bölgemizi ilgilendiren konularda temeldeki ortak tutumlarına rağmen farklı görüşlere sahip olduklarını ortaya koydu.
Bunun böyle olması, aslında iki ülke arasında son zamanlarda düzelen ilişkilerin bozulması için bir neden değil.
Görüşlerin tam örtüşmediği, hatta çeliştiği konularda, ulusal çıkarları tehlikeye düşürecek bir hareket, bir zorlama olmadığı sürece, dostane ilişkiler ve işbirliği pekâlâ devam edebilir. Yeter ki, bu yönde bir ortak anlayış ve kararlılık olsun...

Haberin Devamı

Top NATO’da...
Cheney’in yaptığı görüşmeler ışığında, belli başlı meselelerde Türk ve Amerikan görüşlerinin hangi noktada bulunduğuna ve nerelerde ayrıldıklarına bir bakalım.
AFGANİSTAN: ABD Başkan Yardımcısı Ankara’ya gelmeden önce, bütün haberler kendisinin Türkiye’den Afganistan’a “muharip” bir birlik göndermesini isteyeceğine işaret ediyordu. Şimdi ABD liderinin net olarak böyle bir talebi masaya getirmediği belirtiliyor. Ama bu demek değil ki, Washington diğer müttefikleri gibi Türkiye’nin de Taliban’a ve El Kaide’ye karşı savaşan güçleri takviye edecek bir birlik sevk etmesini istemiyor. Anlaşılan ABD bu işi NATO’ya havale etmeyi yeğliyor. Nitekim önümüzdeki ayın başında Bükreş’te yapılacak NATO zirvesinde esas bu konu görüşülecek.
ABD’nin görüşü, Türkiye dahil NATO müttefiklerinin Afganistan’da “teröre karşı savaş”a katılması yönündedir. Türkiye’nin, bu konuda tereddütleri -hatta isteksizliği- var. Açıkçası, bu konu Ankara’yı epey terletecektir...
KUZEY IRAK: Bu sorunun bir yönü PKK, diğer yönü de Bölgesel Kürt Yönetimi ile ilgili.
K. Irak’taki PKK varlığı ve faaliyeti, Washington’un uzun süre hareketsizliği yüzünden Türk-ABD ilişkilerini geren bir konu olmuştur. 5 Kasım’dan sonra ABD’nin tavrı değişmiş, ortak düşman ilan ettiği PKK’ya karşı Türkiye’ye destek vermiştir. Cheney de bu işbirliğinin süreceği taahhüdünde bulunmuştur.
ABD bu pozisyonu çerçevesinde, soruna “siyasal çözüm” bulunmasından yana olduğu işaretlerini veriyor. Aslında Türk liderler de terör sorununun kökünden halli için askeri yolların dışında siyasal, ekonomik, sosyal önlemler alınması gerektiğini söylüyorlar. Bütün mesele böyle bir çözümün kapsamının ne olacağıdır. Bu konuda detaya inen bir çalışma -ve dolayısıyla bir ortak anlayış- henüz yok.

Haberin Devamı

Türkiye’nin önemi
ABD K. Irak’taki Barzani yönetimini de “kollamak” ihtiyacını duyuyor. Cheney’in Barzani ile görüşmesi bunun bir göstergesi. Türkiye’de Barzani’yi muhatap alan her davranıştan rahatsız olanlar var. Oysa, değerli emekli diplomatlarımızdan Özdem Sanberk’in CNN Türk’te söylediği gibi, Türkiye’nin çıkarı, oradaki yönetimle başkaları bunu telkin etmeden önce kendi inisiyatifiyle bir iletişim kanalı kurmasını gerektiriyor...
İRAN: ABD, İran’ın nükleer silah programını sürdürmekte olduğuna inanıyor ve bunu engellemek için bu aşamada yaptırımların güçlendirilmesini istiyor. Ankara İran’ın nükleer programı hakkında bazı kaygılar duymakla beraber, bu anlaşmazlığın diplomasiyle giderilmesinden yana.
Açıkçası, Türkiye’nin İran’a bakış açısı -kendi çıkarları nedeniyle- ABD’ninkinden farklı. Ancak, dün konuştuğumuz bir Amerikalı analistin deyişiyle, “ABD, İran’la ekonomik işbirliği yapıyor diye Türkiye’den soğuyacak değil. Çünkü ABD için Türkiye çok önemlidir”...
Türkiye ile ABD’nin ayrıntılara inildiğinde farklı görüşlere sahip olduğu görülen daha başka sorunlar da var (Arap-İsrail uyuşmazlığı gibi). Bunları, her zaman dostlar arasında var olabilen ve temel çıkarları ve dolayısıyla ilişkileri pek etkilemeyen konular.
Ama yukarıda sıraladığımız sorunlar pek öyle değil doğrusu...