Latincede "mea culpa" terimi sözlüğe göre "hatayı itiraf" demektir. Bu, Hıristiyanlık dünyasında günah çıkarma anlamına da gelir.
Şimdiye kadar bir Papa'nın, Hıristiyanların geçmişte işlediği günahlar için alenen af dilediği pek görülmedi.
Papa II. John Paul'ün geçen pazar günü Vatikan'da, Sen Pier Kilisesi'nde düzenlenen bir "pişmanlık günü" töreninde, Kilise adına, son 2 bin yılda işlenen hataları - veya günahları - itiraf edip okuduğu belge ile resmen af dilemesi, gerçekten tarihi bir olay.Bunun dinsel, insancıl ve sosyal yönlerinin yanı sıra kuşkusuz bir de siyasal anlamı var.
* * *
PAPA bir dizi hata için günah çıkardı: Yahudilere karşı girişilen engizisyondan, haçlı seferlerine; Amerika ve Afrika'da yerlilere yapılan zulümden kadınlara, azınlıklara, göçmenlere, fakirlere uygulanan ayırımcılığa varıncaya kadar...
"Tarih boyunca Tanrı'nın çocuklarına acı çektirenlerin tavrından ötürü büyük üzüntü duyuyoruz" diyen Papa, yeni milenyumda bağnazlığın, nefretin ve şiddetin son bulması, hoşgörünün ve uzlaşmanın hakim olması için törene katılanlarla birlikte dua etti...
Papa II. John Paul'ün bu şekilde tarih boyunca Hıristiyanların başka inançlara mensup insanlara, - hatta zaman zaman kendi dindaşlarına - karşı girişilen haksızlıkları, kötülükleri (tam önümüzdeki hafta Kudüs'e yapacağı ziyaret öncesinde) alenen itiraf etmesi ve insanlıktan özür dilemesi, sadece bir jestten ibaret değil.Şimdiki Papa 22 yılı bulan görev süresince, dinler ve uluslar arasında uzlaşma ve yakınlaşma sağlamayı kendisine hedef edinmiştir. Kendisinin Soğuk Savaş yıllarında komünist ülkelere, diktatörlükler zamanında Latin Amerika'ya yaptığı geziler, son yıllarda da dünyanın çeşitli yerlerinde farklı dini ve etnik gruplar arasında yeni bir anlayış ortamı yaratmak için giriştiği inisiyatifler hatırdadır.
Papa'nın inançlar arasında hoşgörü, anlayış ve yakınlaşmanın yanı sıra, insan hakları, sosyal adalet ve barış için harcadığı yoğun çabalar, kendisine etkin bir siyasal rol de kazandırmıştır...* * *
GEÇMİŞTEKİ hataları kabul etmek, bunun için özür dilemek, herhangi bir şahıs için bir büyüklük sayılır.
Papa gibi güçlü bir dini liderin "mea culpa"yı, bir törenle ve kalıcı bir belge ile yerine getirmesi, olağanüstü - ve ibret verici - bir hareket.
Bunun öncelikle Hıristiyanlık dünyasında ve ayrıca çeşitli inançlara mensup insanlar arasında yeni bir sayfa açmasına yol açması beklenir.
Önemli olan sadece geçmişteki hataları itiraf etmek ve bunlar için günah çıkarmak değil. Papa'nın mesajı ve duası örneğin hala Avrupa'da ve diğer yerlerde devam eden dinsel, etnik ve sosyal ayırımcılığa, farklı inançlar arasındaki düşmanlıklara ve kavgalara son verildiği zaman, gerçekleşmiş olacaktır.
Zülfü Livaneli'nin "Sabah" gazetesindeki yazısında belirttiği gibi, "Papa'nın özür dilemesinin yanına, Yunus Emre'yi yerleştirince, bizim özel bir mirasın üzerinde oturduğumuz belirgin şekilde ortaya çıkıyor."
Evet, tarih boyunca din fanatizmini, bağnazlığı reddeden, hoşgörüyü öngören ve titizlilikle korunması gereken bir miras...
Yazara E-Posta: skohen@milliyet.com.tr