Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Hamas tek başına iktidara gelme olanağına kavuştu ama, eski tutumu ile Filistin'i yönetmesi, nerede ise imkânsız. Uluslararası camia onun silahları bırakmasını, şiddetten vazgeçmesini ve İsrail'in varlığını kabul etmesini şart koşuyor. Ancak Hamas'ın 180 derece dönüş yapmasını beklemek de hayal...El Fetih seçimleri kaybetmenin sıkıntısını çekiyor. Örgüt bölünme tehlikesi ile karşı karşıya. Cumhurbaşkanı Mahmut Abbas ise zor durumda: Kendisi Başkan olarak Hamas'ın kuracağı hükümetle nasıl uyum sağlayacak? Abbas'ın istifa etmeyi düşündüğü söyleniyor. O takdirde El Fetih etkisini büsbütün kaybedebilir...İsrail tanımadığı ve terörist bir örgüt olarak tanımladığı Hamas'ın kuracağı bir hükümet ile karşı karşıya geliyor. İsrail Hamas ile hiç temas kurmak isteyemeyebilir, ama o zaman barış müzakerelerini başlatmak da mümkün olmaz. İsrail'in Hamas yönetimini zorlamaya kalkışması ise, yeni çatışma ve gerginliklere yol açabilir...ABD, savunduğu demokrasinin doğal bir sonucu olarak Hamas'ın iktidara gelmesinden memnun değil. Washington Hamas'ın silahları bırakıp İsrail'i tanıması için, baskı aracı olarak "yardım kartı"nı kullanmayı planlıyor. Tıpkı AB'nin de düşündüğü gibi. Ancak bunun da Hamas'ı eski politikasından vazgeçireceği şüpheli... Özetle, Hamas'ın seçim zaferinin yarattığı "siyasi deprem"in artçı etkileri daha uzun süre bölgede ve dünyada hissedilecek. Ta ki bir gün (kim bilir ne zaman) dengeler yerli yerine oturmaya başlayıncaya kadar...* * *Şimdilik Hamas'ın iktidara gelmesi, "Çok bilinmeyenli bir denklem" ortaya koyuyor. Gene Hamas'tan başlayalım: Bu örgüt, iktidar olduktan sonra değişecek mi?Bu konuda iki görüş var: "Değişebilir" diyenler, geçmişte Ortadoğu'da ve genelde dünyada, bağımsızlık veya direniş hareketlerini silahla yürüten örgütlerin, zamanla, hele siyasileştikten ve belirli bir mevkiye geldikten sonra, değiştiklerini ve pragmatik davrandıklarını hatırlatıyorlar. (FKÖ de böyle bir süreç geçmedi mi?)... Diğer görüşe göre ise Hamas İsrail'i yok etme hedefinden vazgeçmeyen fanatik bir örgüttür ve dolayısı ile onun "değişmesi" beklenmemelidir...Şu anda Hamas'ın yönetimi ele almasından sonra gerçekten politikasında köklü bir değişiklik yapıp yapmayacağını tahmin etmek zor. Hamas'ın önde gelenleri son günlerde bazı umut verici mesajlar vermeye başladı. Bu, "yeni bir fırsat" olabilir mi? Yanıtı vermek için zaman daha çok erken...* * *Hamas'ın değişmesi -yani şiddetten vazgeçmesi ve İsrail ile masaya oturması- için ne yapmak gerektiğini de, iyi değerlendirmek lazım. Filistin'e yapılan ekonomik yardımların, (ABD'nin yaklaşık 400 milyon, AB'nin 600 milyon dolar) kesilmesi bir baskı unsuru olarak düşünülüyor. İsrail'in gümrük vergisi iadeleri olarak ayda ödediği 50 milyon doları askıya alması da söz konusu...Bu da bir ikilem yaratıyor: Batı'nın demokratik yoldan iktidara gelen bir hükümeti, yardımı keserek cezalandırması doğru mu? Aslında bu cezanın sıkıntısını da zaten perişan halde olan halk çekecek... Kaldı ki bu tür ambargoların etkili olmadığı, hatta ters teptiği çok görüldü. Bu durumda Hamas'ın İran'a dönmesi, Tahran'ın da bunu bölgede nüfuzunu artırmak için bir fırsat olarak kullanması, güçlü bir olasılık...Hasılı Hamas ikilemi, Hamas dahil, ilgili tüm tarafların eski kalıplaşmış tutumlarını değiştirip daha gerçekçi ve esnek davranmasını gerektiriyor... skohen@milliyet.com.tr Hamas'ın Filistin seçimlerindeki zaferinin ardından, bütün ilgili taraflar bir ikilemle karşı karşıya bulunuyorlar.