Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Oysa önceki akşama kadar Ankara'da resmen söylenenler, Hamas'a ne bir davetin yapıldığı, ne onunla "direkt" bir temasın kurulduğu, ne de böyle bir ziyaretin beklendiği şeklindeydi.Anlaşılan hükümet, birtakım iç ve dış faktörleri (bu arada Hamas'ın ısrarlı isteğini ve AKP'nin yoğun telkinlerini de) hesaba katarak sonunda Meşal'e ev sahipliği yapmayı uygun görmüştür. Ziyarete "resmi" sıfatının verilmemesinin fazla önemi yok. Hamas lideri Halid Meşal'in Ankara'ya gelişinin, hükümetin veya Dışişleri Bakanlığı'nın "daveti üzerine" yapılmamış olması da pek mühim değil... Önemli olan, Meşal ve yardımcılarının Hamas'ın Filistin seçimlerini kazanmasından sonra, bir yabancı ülkeye ilk seyahatini Türkiye'ye yapmış olmasıdır. Türk yetkililerinin söylediklerinin ışığında, Ankara'nın ABD ve İsrail'in gösterdiği olumsuz tepkiye rağmen, böyle bir karar almasının nedenlerini şöyle özetleyebiliriz: Hamas'ın iktidara gelişi bir realitedir. Şimdi onun sistemle bütünleşmesine ve Ortadoğu barış sürecine katılmasına yardımcı olmak gerek. Hamas'ın "Quartet"in (BM, ABD, AB, Rusya) şartlarını yerine getirmesi, şiddete son vermesi, İsrail'i tanıması ve masaya oturması için ona gereken mesajların ilk elden, verilmesinde yarar var. Bunu en iyi yapabilecek ülke de Türkiye. Türkiye bu girişimini de ABD ve İsrail ile temas halinde yürütecektir.Erdoğan hükümeti bu şekilde Ortadoğu'da rol oynamak ve ağırlığını göstermek fırsatını (Rusya'dan da önce) değerlendirdiğine inanıyor. Rusya'dan önce... Hamas açısından Ankara ziyareti, her şeyden önce meşruiyetini sergilemek ve uluslararası camianın önemli bir kesiminin kendisini izole edip baskı altında tutma çabalarına karşı koymak için büyük bir fırsat oluşturuyor. Hamas böylece Türkiye'nin sempatisini ve desteğini kazanmayı, Ankara'nın aracılığıyla kendi görüş ve mesajlarını da "karşı taraf"a iletmeyi amaçlıyor. Hamas'a yakın bir kaynağın ifadesiyle, Halid Meşal ve arkadaşları "Batı ittifakı içinde yer alan Müslüman bir bölge ülkesi olarak" Türkiye'yi en çok güvenebildikleri ülkelerin başında sayıyorlar...Buna karşılık İsrail bu ziyaretten büyük rahatsızlık, hatta kızgınlık duyuyor. Özellikle İsrail Dışişleri Bakanı, önceki akşamki son telefon görüşmesinde Abdullah Gül'e bu tepkisini açıkça ifade etti. ABD ve AB'nin paylaştığı İsrail görüşüne göre, Hamas liderlerini henüz İsrail'i yok etme niyetini terk ettiğini söylemeden, silahlarını bırakmadan Ankara gibi önemli bir merkezde ağırlamak, yanlış. Bir İsrailli diplomatın deyişiyle bu tür davranışlar, Hamas'ı kendi politikalarını sürdürmek konusunda cesaretlendirir. Kaldı ki, Hamas "Quartet"in şartlarını pekâlâ biliyor. Bu şartları kabul ettiğini ilan etmeden Hamas ile yapılacak herhangi bir temastan sonuç çıkmaz... Şartlardan sonra... Türk yetkililer bu konuda daha iyimser. Onlara göre Hamas'ı izole etme politikası, Filistin'de radikalleşmeye yol açar. Bir uzmanın deyişiyle, "Hamas'ın değişmesi" onun siyasallaşmasına yardımcı olmakla mümkündür. O takdirde Hamas "hamaset"i bırakıp daha "pragmatik" davranabilir.Hükümetin beklentisi bu. Acaba Hamas bu beklentiler doğrultusunda harekete geçecek mi? Türkiye Hamas'a ev sahipliği yapmakta acele mi etti? Ankara bu girişimiyle ciddi bir risk mi aldı?Bu sorular önümüzdeki günlerde çok tartışılacak. skohen@milliyet.com.tr "Hamaset"e son...