IRAK savaşı sırasında ciddi hasar gören Türk - Amerikan ilişkilerinin onarılmasının, Türkiye'nin temel çıkarlarının icabı olduğuna inanıyor musunuz?
Bu soruyu öncelikle Türkiye'nin ve ABD'nin sorumlu mevkilerdeki yetkililerine soruyoruz.
Aynı soruyu, dış politikanın belirlenmesinde rol oynayan parlamenterlere, politikacılara ve medyadan sivil toplum kuruluşlarına kadar tüm "düşünce önderleri"ne yöneltiyoruz.
Eğer sorunun yanıtı "evet" ise, şimdi yapılacak şey şudur: Karşılıklı iddiaları, suçlamaları ve tartışmaları bırakıp "hasar tamiri"nin nasıl gerçekleşebileceğini düşünmek ve bu yönde birlikte çalışmak...
***
IRAK krizinde iki tarafın da - çeşitli faktörlerin etkisi ile - hataları oldu. Bırakalım bunları ilgili makamlar (özellikle uzmanlar) kendi bünyeleri içinde sakin kafa ile değerlendirsinler, bu tür hataların tekrarlanmaması için de bu çalışmalarının sonuçlarını yetkililere aktarsınlar.
Ama bu arada "diğerleri" de "medyatik ağırlıklı" kışkırtıcı beyanlardan, yani ateşe körükle gitmekten kaçınsınlar...
Kaçınsınlar ki, kriz daha da alevlenmesin ve liderlerin "hasar tamiri" işine bir an önce girişmesi de mümkün olsun...
***
WOLFOWITZ'in kabaca, Grossman'ın ise daha nazikçe söyledikleri, en azından Türk - ABD ilişkilerinin Irak savaşı sırasında aldığı derin yarayı gözlerin önüne sermiş oldu.
Şimdi mesele bu krizin üstesinden nasıl gelineceğidir.
Bunun çaresi, gene birlikte çalışmaktır. Ve de (tabii geçmişin deneyimlerinden de yararlanarak) ileriye bakmaktır...
Dün "Forum İstanbul"da konuşan ABD'nin önde gelen stratejistlerinden (halen Savunma Siyaseti Kurulu üyesi) Richard Perle bu konuda önemli bazı telkinlerde bulundu. "Zarar gören Türk - ABD dostluğunu yeniden inşa etmek için işbirliği yapmalıyız" diyen Perle, Irak'ın yeniden yapılanmasından, Suriye ve İran ile ilişkilere kadar çeşitli alanlarda "birlikte yeni projelerin yaratılabileceğini" söyledi.
ABD'nin eski Ankara Büyükelçisi Mark Parris de "Arı Grubu"nun yayını olan "Turkish Policy Quarterly"de çıkan makalesinde, krizi atlatmak, ilişkileri yeniden rayına oturtmak için en iyi yolun, kendi deyişi ile "yeni bir Türk - Amerikan acendası (gündemi)" oluşturmak olduğunu belirtiyor ve iki ülke arasında Irak'ın yeniden yapılanması dahil, birçok alanda işbirliği için önemli fırsatlar ve olanaklar bulunduğunu vurguluyor.
***
GERÇEKTEN işbirliği fırsatı yaratan alanlar var: Örneğin, Irak'ın ekonomik yapılanması gibi. Ama uyum veya mutabakat sağlanması daha zor alanlar da var: Suriye ve İran üzerindeki politikalar gibi...
Ama bütün bu politikalarda bir "ayar" yapılmasının yolu da, iyi bir iletişim kurmak, polemikleri bırakıp çeşitli işbirliği projelerini görüşmektir. İlişkilerdeki hasarın tamiri için de en iyi yol budur...