Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Herkes gibi, dış dünya da beklemede... Dikkatler Ankara üzerinde toplanmış durumda. Umut bağladığımız ülkeler de, verdikleri destek sözünü "paraya çevirmeden" önce, Türkiye'nin ne yapacağını görmek için sabırsızlanıyorlar.
Türkiye'de kriz patlak verdiği zaman, (hele dışarıda iyi tanınan Kemal Derviş'in de göreve çağrılmasından sonra) başta ABD olmak üzere, dost ve müttefik ülkelerin hızla kesenin ağzını açıp istenen yardımı yapacağını ümit edenler oldu. Hatta bazısı verilen "destek sözü"nü, hemen gerçekleşecek "mali yardım" olarak algıladı. Gazetelerde dış yardım beklentileri, rakamlarla ifade edilerek "geliyor" başlıkları ile yansıtıldı!
Şimdi hala "falan ülkeden şu kadar milyar gelecek" gibi bir beklenti içinde olan var mı, bilemiyoruz. Varsa, düş kırıklığına uğrarlar. Çünkü açıkçası şu anda hiçbir ülkenin, Türk hükümetinin ne yapacağını tam olarak görmeden - ve doğru tedbirlerin alındığı kanısı oluşmadan - Türkiye'ye mali yardımda bulunmaya niyeti yok.
Bunun böyle bilinmesinde ve ona göre hareket edilmesinde (yani önceliğin iç kaynaklara ve reformlara verilmesinde) yarar var...
* * *
BU çerçevede kimse ABD'den de şu sırada direkt ekonomik yardım beklemesin.
Amerikan diplomatları, en üst düzeyde sık sık tekrarlanan destek sözünün anlamını şöyle açıyorlar: ABD çok önem verdiği Türkiye'nin bir an önce krizden kurtulmasını sağlayacak katkılarda bulunmaya hazır. Washington'un bu moral desteği IMF, Dünya Bankası ve uluslararası finans kuruluşlarının devreye girmesinde elbet çok etkili olur. Nitekim olmaya başladı da. Ama ABD'nin direkt olarak, kendi bütçesinden, Türkiye'ye para aktarması söz konusu olamaz. ABD, G - 7 grubu ile sıkı dirsek temasındadır. Bu gruba dahil diğer ülkelerle bir yardım programı oluşturmaya çalışmaktadır. ABD tek yanlı değil, ancak böyle kolektif bir çerçeve içinde yardımda bulunabilir...
Geçmişte Türkiye ABD'den direkt ekonomik yardım temin edebiliyordu. Ama şimdi bu mümkün değil. Hele Bush yönetiminin 'dün Yasemin Çongar'ın da izah ettiği gibi' "ideolojisi (özellikle dış yardım konusundaki farklı tutumu) ve ABD ekonomisindeki durgunluk" gibi faktörler, direkt bir "Sam Amca yardımı"na olanak vermiyor.
Bu durum, diğer dost ve müttefik (ve de zengin) ülkeler için de söz konusudur. Bu ülkelerin diplomatları da, Amerikalılar gibi düşünüyor ve konuşuyor... Hepsinin söylediği şey şu: Önce siz hızla toparlamaya bakın. Öz kaynaklarınızı seferber edin. İvedilikle köklü ekonomik ve siyasal reformları yaşama geçirin...
* * *
BU "bekle - gör hali" daha bir süre devam edebilir. Kuşkusuz Batılılar, krizi atlatabilmek için dış yardımın taşıdığı önemi biliyorlar. Ancak açıkçası, Türkiye'nin ne yapacağı net olarak belli olmadan, aktarılacak herhangi bir yardımın boşa gitmesinden endişe duyuyorlar. Özel konuşmalarda Türkiye ile geçmişteki bazı deneyimlerden söz ediliyor. Hatta son olarak Rusya'ya yapılan bazı önemli yardımların nasıl çarçur edildiği örneği de veriliyor...
Bu tablo dış desteğe bel bağlayanlar için karamsarlık nedeni olabilir. Ama Ankara artık bu gerçeği görmüş olmalıdır. Yani Türkiye, dışarıdan alabileceğini hesapladığı kredilerin çok kısa zamanda gelmesini beklememelidir. Çünkü bunu sağlayacak ülkeler, bizzat Türkiye'nin ne yapacağını görmek için beklemeyi yeğliyorlar...