Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bu çözüm şekli, prensipte geniş kabul gören bir formül. Türkiye dahil, uluslararası camia bu fikri benimsiyor. İsrail'in varlığını kabul etmeyen Hamas dışında Filistinlilerin çoğu da temelde buna taraftar. Zaten bu çözüm şekli, geçmişte yapılan müzakerelerde Yaser Arafat tarafından kabul edilmiş, onun vefatından sonra da Mahmud Abbas yönetimince desteklenmiştir.Mesele "iki devlet" kavramının hangi esaslara göre ve hangi yöntemlerle hayata geçirileceğidir. İsrail ile Filistin devletinin sınırları, Kudüs'ün statüsü, mültecilerin geleceği, Batı Şeria'daki İsrailli yerleşimcilerin durumu, vs. ne olacak?Bunlar ancak bir müzakere sürecinde ele alınabilecek sorunlar... İSRAİL Dışişleri Bakanı Tzipi Livni'nin Ankara'daki görüşmeleri sırasında öne çıkan başlıca konulardan biri, Filistin sorununun "iki devlet" esasına göre çözümüyle ilgiliydi. Yeni İsrail hükümeti "iki devlet" esasına göre çözümü benimsemekle beraber, toprak, sınır ve diğer sorunlar üzerindeki müzakerelerin başlayamaması halinde, "tek taraflı" olarak Batı Şeria'nın bazı kesimlerinden çekilmeye ve sınırları kendi bildiği gibi çizmeye kararlı...Tzipi Livni Türk yetkililerle yaptığı görüşmelerde de şunu açıkça söyledi: Uzlaşmak için müzakere, müzakere için de iki taraf lazım. İsrail partner bulamıyor. Hamas eski tavrını değiştirmediğine göre, İsrail'in ilanihaye beklemesi mümkün değil. Bu durumda İsrail hükümeti tek taraflı çekilme (disengagement) politikasını mecburen hayata geçirecek...İsrailli bakanın İstanbul'da gazetecilerle sohbetinde kullandığı deyimle "Zaman, iki devlet esasına dayalı çözümün lehinde işlemiyor".Ne var ki böyle bir "çözümsüzlük", bölgede yeni sürtüşmeler ve gerginlikler yaratma tehlikesini taşıyor... Tek yanlılık politikası Bu arada Filistin cephesinde olup bitenler de pek cesaret verici değil doğrusu.Hamas ile Fetih arasındaki uyuşmazlık, bazı kesimlerin birbirleriyle çatışmasına kadar gitti. İki tarafın da ayrı silahlı güçlere sahip olması, çok tehlikeli bir durum. Bu, bir iç savaş için potansiyel bir tehdit oluşturuyor.Siyasal alanda da bu sürtüşmeler tırmanıyor. Daha önceki gün, Malezya'da yapılan Bağımsızlık Hareketi Konferansı'na Filistin adına iki ayrı temsilcinin -Hamas iktidarı adına Dışişleri Bakanı Mahmud Zahar ile Fetih adına eski Dışişleri Bakanı Faruk Kaddumi'nin- katılması, şaşkınlık yarattı. Ajanslara göre, iki bakan arasında garip bir söz düellosu da cereyan etti. Zahar Filistin'in esas temsilcisinin kendisi olduğunu söylerken, Kaddumi, bu işlerin "genç ve acemi" birine bırakılamayacağını ve kendisinin de onu "eğitmek için" Malezya'ya geldiğini söyledi!Hamas, Cumhurbaşkanı Mahmud Abbas'ın İsrail ile müzakere sürecinin başlatılması konusunda bir referandum yapılması fikrine de karşı çıktı. Oysa bu halkoylaması için esas alınan (ve hapisteki Fetih ve diğer örgüt mensupları tarafından hazırlanan) belge 1967 sınırlarına dönülmesini öngörüyor.Bu durumda, çözüm için yeni bir sürecin başlaması, imkânsız denecek kadar zor. Velev ki, bu yönde etkili olabilecek devletler ve kurumlar devreye girsin... skohen@milliyet.com.tr Filistin'de ikilik