Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Sami Kohen

İRANLILAR, 1979 devriminden beri ilk kez, seçim sonucunu önceden bilemiyorlar...
Bunun nedeni sadece İran'da, demokrasilerde olduğu gibi, kamuoyu araştırmalarının yapılmaması değil. Esas sebep, dünkü 7. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ilk kez birbirlerinden farklı görüşlere sahip iki rakibin karşı karşıya gelmesidir.
Şu anda İranlılar kadar bütün dünya, Natık Nuri'nin mi, yoksa Muhammed Hatimi'nin mi önde gittiğini büyük merakla bekliyor. Bu heyecan, sonuçların açıklanacağı pazartesi gününe kadar devam edecek.
Bu belirsizlik, aslında İran'daki bu seçimlerin, öncekilerden daha serbest ve demokratik bir havada cereyan ettiğini ortaya koyuyor.
İlk kez rejimin "resmi" adayı sayılan bir adaya - Meclis Başkanı Ali Ekber Natık Nuri'ye - karşı, hatırı sayılır desteğe sahip, daha bağımsız rakip bir aday - Muhammed Hatimi - çıkmış oluyor.
Ve de ilk kez, sandıktan çıkacak sonucun İran'ın siyasal geleceği üzerinde yönlendirici bir etkisi olacak.
* * *
NATIK Nuri gibi Muhammed Hatimi de, İran'ın siyasal yaşamına hakim olan din adamı sınıfına mensup. Ancak Nuri, katı bir tutucu. Hatimi ise İran ölçülerine göre, daha liberal. Nitekim bu eğilimi nedeni ile 5 yıl önce Kültür Bakanı görevinden istifa etmek zorunda kalmıştı.
Seçim kampanyasındaki beyanlarından da anlaşıldığı gibi, Hatimi İslam devriminin temellerini bozmadan, birtakım değişiklikler ve düzenlemeler yapılmasından yana. Örneğin daha çok siyasal özgürlük, ekonomide daha fazla serbestlik, emekçilere daha çok sosyal haklar ve dış dünya ile daha sıkı ilişkiler istiyor.
Bu nedenle Hatimi, çalışan kesimden, eski solculardan, aydınlardan, gençlerden ve kadınlardan destek görüyor.
Gençlerin ve kadınların desteği önemli. İran nüfusunun yarısı 20 yaşından gençtir. Yeni kuşak, katı köktendinci rejimden hoşlanmıyor. Dünyanın bir parçası olarak yaşamak, aynı değerleri paylaşmak istiyor. Aynı şey kadınlar için de söylenebilir: Kadınların önemli bir kısmı, "kadının saçı gözükmemeli" diye düşünen Nuri'den çok, kendilerini eşit sayan Hatimi'yi tutuyor.
Bununla beraber Nuri'yi destekleyenler de çok. Bunların başında rejimin "Rehberi" - yani devlet otoritesinin bir numaralı adamı - sayılan - Ayetullah Ali Hamaney var. Ayrıca üst düzey Mollaların oluşturduğu Konsey de Natık Nuri'den yana.
Ama önemli olan, ilk kez İran'da iki akımın karşı karşıya gelmesidir. Bir yandan Hatimi'nin temsil ettiği "değişim"i isteyenler... Öte yandan da Natık Nuri'nin yansıttığı "yerleşik düzen"i savunanlar...
Anayasa'ya göre 3'üncü kez seçime giremeyen Cumhurbaşkanı Rafsancani bu iki akım arasında denge sağlamaya çalışıyordu. Gerçi Hamaney ve diğer Mollalara oranla, Rafsancani daha gerçekçi ve pragmatik bir lider olarak görülüyordu. Hatta kendisinin - resmen söylememekle beraber - özellikle ekonomik ve sosyal konularda Hatimi'ye daha fazla meylettiği de biliniyordu.
Şimdi onun yerine Hatimi gelirse, bu denge "liberal" kanadın lehine değişmiş olacak. Eğer seçimleri Natık Nuri kazanırsa, köktendinci görüş güç kazanacak...
* * *
İRAN'daki sisteme göre, Cumhurbaşkanı kendi başına "siyasal güç"ü temsil etmiyor.
Diğer bir deyişle Cumhurbaşkanı'nın yetkileri sınırlıdır. Onun üstündeki güç, "Rehber"dir (yani Ayetullah Hamaney'dir). Onun yanı sıra "devrim bekçileri" adlı Konseyin (yani Mollaların), yönetim üzerinde büyük nüfuzu vardır.
Bu nedenle Hatimi'nin kazanması halinde de, İran'da fiilen ve hemen büyük bir "değişim" beklememeli. Ancak böyle bir iktidar değişikliği, toplumun daha özgür, daha çağdaş bir yaşam için duyduğu özlemi sergilemiş olacak ki, bu herhalde zamanla yönetime de yansıyacak.
Eğer bunun aksi olursa, yani Natık Nuri kazanırsa, İran radikal çizgisini sürdürecek demektir...

Yazara Emails.kohen@milliyet.com.tr