İSPANYA'dan Endonezya'ya, İsrail'den Kıbrıs'a kadar, yıllanmış sorunları olan ülkelerde şimdi pek çok insan, Kuzey İrlanda konusunda varılan anlaşmaya bakarak "bu bize de örnek olsun... Darısı başımıza" diyor.
Ancak bu ülkelerde resmi ağızlar buna (Endonezya'da Dışişleri Bakanı Tang Jiaxuan'ın deyişi ile) "bizim meselemiz farklı" şeklinde bir tepki göstermekte gecikmiyor ve "İrlanda modeli"nden esinlenmeye pek istekli görünmüyor.
Tabii yeryüzündeki çeşitli etnik ve dinsel uyuşmazlıklar ve gerginlikler, birbirlerinin kopyaları değil. Aralarında önemli farklılıklar var. Bu bakımdan Kuzey İrlanda için bulunan çözüm, diğer ülkelerin derdine deva olmayabilir.
Ama daha önce görüldüğü gibi yıllarca süren anlaşmazlıkların hallinde rol oynayan iç ve dış etkenlerin ve kriterlerin bir kısmı, başka hallerde de pekala başarılı bir sonuç verebilir.
En azından bu tür çözümlere yol açan faktörlerin dikkate alınmasında ve başka konularda uygulama şanslarının incelenmesinde büyük yarar vardır...
* * *
KUZEY İrlanda konusunda ulaşılan mutabakat, benzer sorunlara pekala çözüm bulunabileceğini gösteren yeni bir deneyim oldu.
Daha düne kadar bu mesele, halledilemez sanılıyordu: 300 yıllık bir etnik ve dinsel anlaşmazlık... 30 yıl süren ve 3 bin kişinin hayatına mal olan kanlı bir iç savaş... Bir yandan 1.6 milyon Kuzey İrlandalının çoğunluğunu (yüzde 53) oluşturan Protestan "birlikçiler"in mutlaka Birleşik Krallığın (veya Britanya'nın) bir parçası olarak kalmak ve tarihi üstünlüklerini korumak konusundaki ısrarı... Öte yandan halkın yüzde 47'sini oluşturan ve yüzyıllar boyunca Protestan (ve İngiliz) hakimiyeti altında hakir görülen Katolik "milliyetçiler"in Birleşik Krallık'tan ayrılmak (ve muhtemelen İrlanda Cumhuriyeti ile bütünleşmek) için giriştikleri direniş hareketi...
Tarihi nedenlerden kaynaklanan karşılıklı kin ve nefretin körüklediği öylesine karmaşık bir soruna çözüm bulmak elbet kolay olamazdı. Peki, bu kez taraflar nasıl uzlaşabildi? "Taraflar", sadece Kuzey İrlanda'da yaşayan Protestanlarla Katoliklerden, "birlikçi" ve "milliyetçi" kuruluşlardan ve eylem gruplarından ibaret değil. Taraflara, iki tarafın da "anavatan" olarak baktığı İngiltere ve İrlanda Cumhuriyeti de var.
Anlaşmanın gerçekleşmesini de, sadece tek bir faktöre bağlamak yetmez. Bunun sağlanmasında çok etkenin - ve de çok kişinin - payı var. Burada bunların belli başlılarını sayalım:
* Bu tür anlaşmaların gerçekleşmesini sağlayan ortamın oluşması yıllar sürer: Kuzey İrlanda'da terör eylemlerinin yanı sıra, iç savaşın sona ermesi ve bir uzlaşmaya varılması için, uzun süredir sıkı pazarlıklar yapılıyor. Bu bakımdan şimdi Başbakan Tony Blair'in selefi John Major'un rolünden övgü ile söz etmesi, iyi bir jest olduğu kadar, doğru bir teşhistir de...
* İrlandalılar "savaş yorgunu" düştüler. Halk, Belfast'ı ayıran 30 küsur beton duvardan ve bunun yol açtığı sıkıntılardan bıktı usandı...
* Bu tür uzlaşmaların sağlanmasında, liderlerin rolü çok mühim. İngiltere'de 44 yaşındaki Blair, İrlanda Cumhuriyeti'nde 45 yaşındaki Bertie Ahern, aynı cesareti, sağduyuyu ve vizyonu paylaşıyor. İkisi de, barış ve refah uğruna bazı fedakarlıkların yapılmasını değer buluyorlar. Bu anlaşmada iki "anavatan"ın genç liderleri gerçekten ciddi özverilerde (açıkçası tavizlerde) bulundular...
* Aynı şey, Kuzey İrlanda'daki Protestan ve Katolik örgüt liderleri için de söz konusudur. İRA'nın siyasal kolu Sinn Fein lideri Jerry Adams kadar Ulster Birlik Partisi lideri David Trimble de esnek ve gerçekçi davranmasını bildiler. En önemlisi, gerek İngiliz hükümeti, gerekse Protestanlar, terörist olarak gördükleri bir grubun destekçileri ile masaya oturmayı kabul ettiler...
* Nihayet bu işte ABD'nin rolünü belirtmek gerek. Eski Senatör George Mitchell'in çabaları, Başkan Clinton'un son dakikaya kadar telefonla baskıları olmasaydı, belki bu anlaşma gerçekleşmeyecekti...
Şimdi tarihi mutabakatın yaşama geçirilmesine sıra geliyor ki, bu da anlaşmanın gerçekleşmesi kadar önemlidir. Çünkü imzalanan metin bir son değil, bir başlangıçtır...
Yazara E-Posta: S.Kohen@milliyet.com.tr
Özay Şendir
Ayıplı bir tartışma, 'işine yarayacak'
14 Mayıs 2025
Didem Özel Tümer
Türk şirketlere BAE’de finansa erişim kolaylığı
14 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
En son imparator!
14 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
EOKA’nın köyünde ölümle burun buruna! Neşe Karaböcek’ten Kıbrıs anıları…
14 Mayıs 2025
Dilara Koçak
Yaz gelmeden detoks değil, denge zamanı
14 Mayıs 2025