Günlerden beri bir sorun haline gelen Türkmen gazı konusu tartışılıyor. Putin - Nazarov mutabakatından sonra, Türkiye'nin çok önem verdiği Trans - Hazar boru hattı projesinin suya düştüğü, hatta Ankara'nın Orta Asya politikasının iflas ettiği gibi değerlendirmeler yapılıyor.
Rusya'nın bu işte başarılı olduğu, Türkiye'nin bu aşamada beklentilerinin yerine gelmediği gerçek. Ancak bu sonucun sorumluluğunu, Türkiye'ye yüklemek, haksızlık olur.* * *
ORTAYA çıkan yeni durum, başlıca şu faktörlerin sonucudur:
* Rusya Devlet Başkanı Putin, işe başlar başlamaz doğal kaynak zengini Orta Asya ülkelerini yeniden kendi etkinliği altına alma stratejisini uygulamaya koyuldu.
Aşkabat'ta varılan mutabakat Putin'in bu "stratejik atağı"nın bir ürünüdür. Rusya'nın bölgedeki cumhuriyetler üzerinde, ekonomik, siyasal ve stratejik etkinliğini kullanması, artık dikkate alınması gereken bir faktördür.* Türkmen lideri, kendi doğalgazının önemli kısmını Rusya'ya, mevcut şebekeden sevk etmeyi, özellikle acil ihtiyacı olan parayı temin etme açısından, zorunlu görüyor.
Niyazov, Hazar geçişli boru hattı projesine başta sıcak baktı; fakat sonra - özellikle Amerikan şirketleri ile uyuşmazlıkları nedeni ile - umudunu yitirmeye başladı. Türkmenbaşı'nın sonunda bu işten tamamen vazgeçip vazgeçmeyeceği henüz belli değil.
Kendisi de, tüm potansiyelini Rusya'ya bağlamanın doğru olmayacağını ve Trans - Hazar opsiyonunun kendisine daha geniş manevra kabiliyeti vereceğini herhalde biliyordur...
* ABD ve özellikle bu projeyi üstlenen şirketler, kararsız, tutarsız davrandılar.
Washington'da resmi ağızlar, bu projenin ekonomik olduğu kadar siyasal bir önem taşıdığını söyleye dursunlar, ABD - Rusya ile ilişkilerini dikkate alarak bu işi gereken ciddiyetle yürütemedi. Şirketler ise - ticari çıkarlarını ön planda tutarak - daha da gevşek davrandı.
Kısacası gerek Türkmenbaşı'nın, gerekse Clinton yönetiminin ve gerekse şirketlerin Trans - Hazar projesine başta gösterdikleri ilgi ve heyecan kaybolmaya başladı. Ve zamanında devreye girmesini bilen Putin, parsayı topladı...
* * *
BU proje ölür mü, canlanır mı, yakında göreceğiz. Ankara bunu yaşama geçirmek için çabalarını sürdürmek kararında. Ancak kısa vadede, Türkiye'nin doğalgaz ihtiyacı konusunda alternatif kaynaklar bulması şart...
Bu bağlamda Türkiye'nin sıkıntısı, en kolay başvurabileceği kaynakların, "siyasal özürlü" olmasıdır.
Açıkçası, Irak ve İran, Türkiye'nin gaz ihtiyacının önemli bir kısmını karşılayabilir. Ama her iki ülke ile de malum siyasal problemler var. Türk diplomasisi şimdi bunları aşmanın yollarını aramak durumundadır.
Bu arada ortaya çıkan yeni bir seçenek var: O da, Azerbaycan'da Şahdenizi'nde geçenlerde büyük rezervleri keşfedilen gaz.
Azeriler Türkiye'ye kısa zamanda yapılabilecek bir boru hattı ile, bu gazı pompalamaya hazır.
Azeri yetkililer kadar, yabancı şirketler de bu hattın 1 - 2 yıl içinde devreye girebileceğini ve bunun ilerde Trans - Hazar projesinin ilk ayağı olabileceğini (eğer gerçekten bundan tamamen vazgeçilmiyorsa) söylüyorlar.
Özetle, Türkiye doğalgaz konusunda alternatif yollar arayacak ve (baştaki sıkıntılara rağmen) bulacaktır.
Ancak açıkçası başta büyük umutlar yaratan Trans - Hazar projesinin ölmesi - sadece Türkiye için değil, Türkmenistan dahil tüm ilgili ülkeler için - yazık olacaktır...
Yazara E-Posta: skohen@milliyet.com.tr