Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

İstanbul'da Harp Akademileri'nde önceki gün TSK'nın AB üyeliği konusunda kararlılığını vurgulayan Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, dün de gazetecilerle sohbetinde hükümetin hazırladığı 6. uyum paketi üzerindeki çekincelerini dile getirdi. Bunu söylerken de, Türkiye'nin Bermuda üçgeni gibi bir cehennemin ortasında yer aldığını, bölge coğrafyasının yenilendiği şu sırada terör tehdidinin dikkate alınması gerektiğini belirtti.Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ise, kendi deyişi ile "mesaj vermek için" katıldığı bir seminerde, hükümetin bu ve bundan sonraki uyum paketlerini Meclis'ten geçirmeye kararlı olduğunu açıkladı ve askeri kesimin çekincelerine dolaylı bir yanıt vererek "Kendimize güvenmemiz lazım. Reformlar yapılırken elbet ülkenin özel şartları göz önünde bulundurulacak; ama bunlar uluslararası standartların dışına çıkamaz" şeklinde konuştu...***BU karşılıklı mesajlar, hükümetle TSK arasında 6. uyum paketi konusundaki görüş ayrılıklarını iyice yüzeye çıkarıyor.Org. Büyükanıt Akademi'deki konuşmasında daha çok TSK'nın AB'yle bütünleşmeye verdiği önemi vurguladı ve genel bazı ifadelerin dışında çekincelere değinmedi. Ancak askerin "reform paketi"nin (fiili Güvenlik Kurulu'ndan Kürtçe eğitime ve radyo - televizyon yayınlarına kadar) bazı maddelerine karşı itirazları olduğu biliniyor.Açıkçası bu itirazlar ve çekinceler, TSK'nın kuşkularını ve güvensizliğini yansıtıyor. Bunun belirtileri Org. Büyükanıt'ın konuşma metninde ve ayrıca sohbetlerinde de açıkça görüldü...***BUGÜNKÜ hükümetin AB üyeliği konusunda gösterdiği kararlılık, aslında TSK'nın vizyon ve niyetinden farklı değil. Ancak askerin rezervlerine ve daha temkinli duruşuna karşılık, AKP iktidarı bazı risklerin göğüslenebileceği inancı ile, daha atılgan davranıyor.Halen tartışılmakta olan 6. uyum paketi, kuşkusuz AB ile müzakere sürecinin başlamasında önemli bir adım. Ancak bizim buradaki Avrupalı diplomatlardan ve Brüksel'den aldığımız hava, AB'nin mutlaka bu paketin aynen şimdiki şekli ile çıkmasını şart görmediği yönünde...Karşılıklı mesajlarda görülen görüş farklılıklarına rağmen, hükümet ile TSK'nın bu pakette yapılacak bazı yeni düzenlemelerle bir orta çizgide buluşması mümkün. Şimdi bu yönde bir eğilim de seziliyor...***ASIL önemli olan, AB ile Türkiye arasında bir itimat ortamının oluşmasıdır.Bunda AB'ye daha çok sorumluluk düşüyor. Emekli Büyükelçi Gündüz Aktan'ın dün CNN - Türk'e dediği gibi, AB Türkiye'ye adeta bir okul öğrencisi muamelesi yapıyor; onu hep kapının önünde bekletip "önce ödevini bitir, sonra gel" diyor. Oysa Türkiye'nin halen istediği şey, - Org. Büyükanıt'ın açıkça beyan ettiği gibi - müzakere tarihinin verilmesidir. O zaman Türkiye müzakere süreci içinde daha büyük güvenle reformları gerçekleştirmeye devam edecek, ev ödevini tamamlayacaktır.Birçok ülkenin AB'ye girişi böyle olmuştur. Türkiye'ye de bu şans verilirse, kuşku ve kaygıların neden olduğu şimdiki tartışmalar da son bulacaktır. skohen@milliyet.com.tr AB ile ilgili tartışmalar sivil iktidar ile askeri kesimin üst üste verdiği mesajlar ile bir hayli kızışmış bulunuyor.