Bu kez sıra, Güney Avrupa’nın minik ülkesi Slovenya’da idi. İki bin üyesi olan Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI)’nün yıllık kongresi, bu kez bu ülkenin 300 bin nüfuslu şirin başkenti Lyublyana’da yapıldı.
IPI’nın yıllık kongrelerinde, medyayı ilgilendiren çeşitli sorunların yanı sıra, yapıldığı yer de dikkate alınarak, bölgesel meseleler ele alınır. Dolayısı ile 65 ülkeden 500 kadar gazetecinin katıldığı Lyublyana’daki 3 günlük konferansta Balkanlar’ın ve özellikle eski Yugoslavya’dan ayrılıp bağımsızlığına kavuşan ülkelerin sorunları enine boyuna tartışıldı.
Bunlardan biri, Türkiye’yi de yakından ilgilendiren bir konu idi: Karadağ ile Sırbistan’ın yeni bir federasyon kurması...
***
SLOVENYA, Hırvatistan, Bosna - Hersek ve Karadağ liderlerinin paylaştığı kürsüde, bu satırların yazarı da, dört panelist arasında yer aldı.
Bu bize Karadağ Başkanı Milo Djukanoviç’e 14 Mart’ta Yugoslavya Başkanı Vojislav Kostunica ile imzaladığı anlaşma ile ilgili bir dizi soru sorma olanağını verdi.
Bu anlaşma imzalanıncaya kadar, Karadağ Sırp hakimiyetinden tamamen ayrılmak ve "kendi yolunda" ilerlemek niyetinde idi. Ancak 10 milyon nüfuslu "Yugoslavya" - yani Sırplar - buna izin vermiyor, hele Slobodan Miloseviç iktidarda iken, daha önce ülkesinin çeşitli bölgelerinde yaptığı gibi 650 bin nüfuslu Karadağ’ı da "yutmayı" planlıyordu.
Miloseviç’in devrilmesinden sonra da, Karadağlılar Yugoslavya’nın bir parçası olmak ve Sırp çoğunluğunun egemenliği altına girmek istemediler. Djukanoviç, Karadağ’da bir referandum yapılarak Yugoslavya’dan ayrılmasını tescil ettirmeye çalışıyordu.
Belgrad ile Karadağ arasındaki zıtlaşmanın, "yeni Bosna’lar, Kosova’lar veya Makedonya’lar" yaratmasından korkuluyordu. Bu kaygıyı duyanların başında da AB geliyordu.
İşte, bu yılın başlarında, AB’nin (özellikle dışişlerinden sorumlu Javier Solana’nın) devreye girmesi ile, bir müzakere süreci başladı. İki taraf da esnek davranarak sonunda anlaşmaya vardı.
***
BU anlaşma bir ara Kıbrıs’taki müzakerelerde Rauf Denktaş tarafından da gündeme getirildi. Ama Glafkos Klerides gibi, Kıbrıs’la ilgilenen AB ve diğer dış güçler, bu çözüm formülü ile pek ilgilenmediler...
Oysa, bu anlaşmada Kıbrıs için örnek olacak temel unsurlar var. (Tıpkı gene Denktaş’ın gündeme getirdiği Belçika’daki federal sistemde olduğu gibi)...
Anlaşma ile "Yugoslavya" tarihe karışıyor. Yerini "Sırbistan - Karadağ devleti" alıyor. Bu, iki ayrı eşit unsurdan kurulu bir ortaklık esasına dayanıyor. İki halk geniş bir özerkliğe sahip oluyor... Örneğin iki kesimde kendi paraları, kendi gümrük mevzuatı geçerli olacak... Ülke dışarıda (örneğin BM’de) tek devlet olarak temsil edilecek. Ama temsil hakkı da dönüşümlü olarak kullanılacak...
***
DJUKANOVİÇ’e sorduk: Bu anlaşma nasıl gerçekleşti? Bu başkaları için bir örnek olabilir mi?
Karadağ lideri, Miloseviç’ten sonra Yugoslav liderliğinin daha gerçekçi davrandığını anımsattı, ancak iki tarafın da böyle bir mutabakat sağlanamaması halinde, Sırplarla Karadağlıların artık tamamen birbirinden ayrılacaklarını, bunun kendilerine ve bölgeye büyük zarar vereceğini kavradıklarını ve bu yönde AB’nin de büyük katkıda bulunduğunu belirtti.
"Bu, iki tarafın da lehindeki tek çıkar yol, tek gerçekçi çözümdü" diye konuşan Djukanoviç, bu yönü ile Karadağ - Sırbistan deneyiminin bir örnek oluşturduğunu da vurguladı.
Acaba bugün Kıbrıs’a gelmesi ve taraflara bazı tavsiyelerde bulunması beklenen BM Genel Sekreteri Kofi Annan, bu örneği iyice incelemek fırsatını buldu mu?
Özay Şendir
Küfür çok ayıp, geçmişi yazmak yeter...
6 Haziran 2025
Abbas Güçlü
Yaşadığımız toprakların farkında mıyız?..
6 Haziran 2025
Zafer Şahin
Senin kısmetine Kent Lokantası düştü İstanbul
6 Haziran 2025
Abdullah Karakuş
Savaş tamtamları ile barış olur mu?
6 Haziran 2025
Mehmet Tez
Pink Floyd, Live in Pompeii: Woodstock’ın tam tersi
6 Haziran 2025