Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

IPInın yıllık kongrelerinde, medyayı ilgilendiren çeşitli sorunların yanı sıra, yapıldığı yer de dikkate alınarak, bölgesel meseleler ele alınır. Dolayısı ile 65 ülkeden 500 kadar gazetecinin katıldığı Lyublyanadaki 3 günlük konferansta Balkanların ve özellikle eski Yugoslavyadan ayrılıp bağımsızlığına kavuşan ülkelerin sorunları enine boyuna tartışıldı.Bunlardan biri, Türkiyeyi de yakından ilgilendiren bir konu idi: Karadağ ile Sırbistanın yeni bir federasyon kurması...***SLOVENYA, Hırvatistan, Bosna - Hersek ve Karadağ liderlerinin paylaştığı kürsüde, bu satırların yazarı da, dört panelist arasında yer aldı.Bu bize Karadağ Başkanı Milo Djukanoviçe 14 Martta Yugoslavya Başkanı Vojislav Kostunica ile imzaladığı anlaşma ile ilgili bir dizi soru sorma olanağını verdi.Bu anlaşma imzalanıncaya kadar, Karadağ Sırp hakimiyetinden tamamen ayrılmak ve "kendi yolunda" ilerlemek niyetinde idi. Ancak 10 milyon nüfuslu "Yugoslavya" - yani Sırplar - buna izin vermiyor, hele Slobodan Miloseviç iktidarda iken, daha önce ülkesinin çeşitli bölgelerinde yaptığı gibi 650 bin nüfuslu Karadağı da "yutmayı" planlıyordu.Miloseviçin devrilmesinden sonra da, Karadağlılar Yugoslavyanın bir parçası olmak ve Sırp çoğunluğunun egemenliği altına girmek istemediler. Djukanoviç, Karadağda bir referandum yapılarak Yugoslavyadan ayrılmasını tescil ettirmeye çalışıyordu.Belgrad ile Karadağ arasındaki zıtlaşmanın, "yeni Bosnalar, Kosovalar veya Makedonyalar" yaratmasından korkuluyordu. Bu kaygıyı duyanların başında da AB geliyordu.İşte, bu yılın başlarında, ABnin (özellikle dışişlerinden sorumlu Javier Solananın) devreye girmesi ile, bir müzakere süreci başladı. İki taraf da esnek davranarak sonunda anlaşmaya vardı.***BU anlaşma bir ara Kıbrıstaki müzakerelerde Rauf Denktaş tarafından da gündeme getirildi. Ama Glafkos Klerides gibi, Kıbrısla ilgilenen AB ve diğer dış güçler, bu çözüm formülü ile pek ilgilenmediler...Oysa, bu anlaşmada Kıbrıs için örnek olacak temel unsurlar var. (Tıpkı gene Denktaşın gündeme getirdiği Belçikadaki federal sistemde olduğu gibi)...Anlaşma ile "Yugoslavya" tarihe karışıyor. Yerini "Sırbistan - Karadağ devleti" alıyor. Bu, iki ayrı eşit unsurdan kurulu bir ortaklık esasına dayanıyor. İki halk geniş bir özerkliğe sahip oluyor... Örneğin iki kesimde kendi paraları, kendi gümrük mevzuatı geçerli olacak... Ülke dışarıda (örneğin BMde) tek devlet olarak temsil edilecek. Ama temsil hakkı da dönüşümlü olarak kullanılacak...***DJUKANOVİÇe sorduk: Bu anlaşma nasıl gerçekleşti? Bu başkaları için bir örnek olabilir mi?Karadağ lideri, Miloseviçten sonra Yugoslav liderliğinin daha gerçekçi davrandığını anımsattı, ancak iki tarafın da böyle bir mutabakat sağlanamaması halinde, Sırplarla Karadağlıların artık tamamen birbirinden ayrılacaklarını, bunun kendilerine ve bölgeye büyük zarar vereceğini kavradıklarını ve bu yönde ABnin de büyük katkıda bulunduğunu belirtti."Bu, iki tarafın da lehindeki tek çıkar yol, tek gerçekçi çözümdü" diye konuşan Djukanoviç, bu yönü ile Karadağ - Sırbistan deneyiminin bir örnek oluşturduğunu da vurguladı.Acaba bugün Kıbrısa gelmesi ve taraflara bazı tavsiyelerde bulunması beklenen BM Genel Sekreteri Kofi Annan, bu örneği iyice incelemek fırsatını buldu mu? skohen@milliyet.com.tr Bu kez sıra, Güney Avrupanın minik ülkesi Slovenyada idi. İki bin üyesi olan Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI)nün yıllık kongresi, bu kez bu ülkenin 300 bin nüfuslu şirin başkenti Lyublyanada yapıldı.