Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etütler Vakfı (TESEV)’in “Türkiye’de dış politika algısı” konusunda yaptığı kapsamlı kamuoyu araştırması Türk halkının dış meselelere bakışı hakkında, dikkat çekici ve düşündürücü bulgular içeriyor.
Önceki gün bir basın toplantısında açıklanan raporda yer alan bu titiz araştırmanın sonuçları, Türk halkının dış politika konularına bir yandan akılcı ve gerçekçi bir şekilde yaklaştığını, ama diğer yandan da değerlendirmelerinde ciddi çelişkilere düştüğünü gösteriyor.
Araştırmanın sürpriz sayılabilecek ilk olumlu tespiti, dış politika konularıyla ilgilenenlerin sayısının yüzde 54’ü bulmasıdır ki, bu ABD başta olmak üzere birçok Batılı ülkenin üstünde bir orandır.
Raporun çarpıcı tespitlerinden biri de, Türkiye’de AB üyeliğini isteyenlerin sayısının yüzde 69 olarak gösterilmesidir. Bu, konu ile ilgili daha önceki birçok araştırmalardan çıkan sonucun bir hayli üstündedir.
Raporun sonuç bölümünde de belirtildiği gibi, Türk halkının AB üyeliği, ABD ve İsrail ile ilişkiler konusundaki tutumu, “Batı diye adlandırılan kavramla duygusal olarak uzlaşmadığına işaret ediyor. Türk insanı AB’ye üye olmak, ABD ve hatta İsrail ile ilişkilerin geliştiğini görmek istiyor”...

Çelişkili sonuçlar
Diğer dikkat çekici bir bulgu da, Kıbrıs meselesiyle ilgili. Halkın yüzde 22’si bu konuda uzlaşma yolu ile barışçı bir çözüm istiyor. KKTC’nin Türkiye ile birleşmesini isteyenler yüzde 8, KKTC’nin bağımsız kalmasından yana olanlar ise yüzde 6’dan ibaret.
Araştırmanın bu bölümü de, Kıbrıs müzakerelerindeki tıkanmaya rağmen, halkın geniş bir kesiminin, BM çerçevesindeki parametrelere dayalı bir çözümü hâlâ tercih ettiğini ortaya koyuyor...
Şimdi gelelim çelişkilere:
Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde araştırmacıların sorularını yanıtlayanların dost ve düşman algılaması gözlerin önüne şöyle bir tablo seriyor: Türkiye’ye dostça yaklaşan ülkelerin başında İran geliyor! Ardından Azerbaycan, ABD ve Pakistan geliyor... Buna karşılık Türkiye’ye düşmanca yaklaşan ülkeler şöyle bir sıralamada yer alıyor: Başta İsrail (yüzde 40) peşinden ABD (yüzde 33), sonra Yunanistan (yüzde 16) ve Fransa (yüzde 8)...
Ama asıl rekor “dış ülkelerin hiçbiri dost değil“ yanıtını verenlerde... Bu, Türk halkının dış ülkelere güvenmediğini ve “Türk’ün Türk’ten başka dostu yok” sözünü hâlâ geçerli saydığını gösteriyor. Ne var ki, bu, raporun değerlendirildiği basın toplantısında konuşan Kadir Has Üniversitesi öğretim üyesi Mustafa Aydın’ın da belirttiği gibi, “globalleşen dünyada yalnız başına hareket etme eğilimini” ortaya koyuyor...

Kafalar karışık
Sadece bu rakamlara bakılırsa, Türkiye’nin en yakın müttefiki olan ABD, düşmanlar kategorisinde yer alıyor. Oysa, araştırmanın başka bölümleri halkın farklı eğilimler taşıdığını gösteriyor. Örneğin Türkiye’nin ABD’ye dostça yaklaştığını düşünenlerin oranı yüzde 76 gibi yüksek bir rakam. ABD- Türkiye ilişkilerinin geleceğini olumlu görenler de yüzde 53... Daha ilginci, Başkan Obama’yı beğenenler yüzde 67, ki bu da diğer birçok ülkeden daha popüler olmaya devam ettiğini gösteriyor.
Bu ve buna benzer bazı bulgular, Türk halkının dış politikadaki eğilimlerinde ve algılamalarında birtakım çelişkiler ortaya koyuyor. Bu paradoksun ve kafa karışıklığının sebebi nedir?
Basın toplantısında belirtildiği gibi, bu toplumdaki ayrışma ve kutuplaşmanın sonucu olabilir. Veya bizce sağlıklı bilgi eksikliği, önyargılar ve saplantılar da önemli nedenler arasında sayılabilir.
Bunun ayrı bir araştırma ve etüt konusu yapılmasında yarar vardır.