BİR başkentte PKK "resmen", törenle büro açacak... Bu toplantıya, bir kısmı iktidardaki partiye mensup milletvekilleri katılacak, olayı daha önceden davet edilen gazeteciler izleyecek... Ve bundan hükümetin haberi olmayacak! Bu mümkün mü?
Atina'da önceki gün PKK bürosunun açılmasından sonra, hükümet sözcüsünün yaptığı açıklamayı, inandırıcı saymak mümkün değil. Büroyu açan yetkili, Şemsi Kılıç, açıkça bunun bir PKK ofisi olduğunu söylüyor, Apo'dan gelen mesajı okuyor, ama Yunanlı sözcü hala bu büronun ERNK'ye ait olduğunu, Yunanistan'ın silahlı eylemlere başvuran örgütlerin Atina'da faaliyetine izin vermediğini iddia ediyor!..
Yunanlılar, PKK'nın bir "oldu - bitti"si ile karşılaştıklarını, ERNK bürosunun PKK adı ile tanıtılmasını beklemediklerini söyleyebilirler. Ama yukarda belirttiğimiz gibi, herkesçe önceden bilinen - ve davete icabet edilmek suretile gövde gösterisi yapılan - bu olayı resmi makamların zamanında öğrenmemiş olması mümkün değil. Demek ki, Yunan hükümeti, bunu bile bile görmezlikten gelmiş. Zaten Atina'nın öteden beri PKK konusundaki genel tavrı da bunu gösteriyor...
* * *
"TIME" dergisi henüz birkaç hafta önce (30 Mart sayısında) "Elen Barınağı" başlıklı bir röportajında, Atina'da PKK'nın faaliyetlerini etraflıca anlatmıştı. Yazıda, Lavrion kampında ve Atina'daki ERNK merkezinde militanların nasıl yetiştirildiği ve bir kısmının PKK saflarında savaşmak üzere "Kürdistan'a" nasıl gönderildiği, bir PKK yetkilisine atfen belirtiliyor ve bütün bunlara "Yunan hükümetinin göz yumduğu" vurgulanıyordu. Yazının son bölümündeki şu cümle çok çarpıcı idi:
"ABD'de PKK'nın bu tür açık faaliyeti, 1996 tarihli anti - terör yasasının ihlali sayılır ve bunu yürütenler 10 yıla kadar hapis cezasına çarptırılır. Fakat Yunanistan'da PKK'nın terörist ateşi, kontrolsüz serbestçe yayılabiliyor"...
Duyduğumuza göre bu röportajın yazarı, ERNK ofisinde görüştüğü yetkiliye PKK'ya bağışta bulunmak istediğini bildirmiş ve yatırılan paraların Yunanistan'da vergiden düşürüldüğünü de tespit etmiş! (Yunan makamları acaba bunu da mı bilmiyor?)
"Time" dergisinde ve yabancı basında çıkan bu tür yazılara rağmen, Yunanistan, PKK'lılara (başka isimler altında dahi olsa) kendi topraklarında faaliyette bulunmak olanağını tanıdı. Bu konuda Ankara'nın defalarca yaptığı uyarıları da hiçe saydı. Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Korkmaz Haktanır, geçen ay Washington ziyareti sırasında ABD makamlarına PKK'nın Yunanistan'daki faaliyeti ile ilgili 2 kalın dosya verdi. Amerikalılar belgeleri görünce dehşete kapıldılar...
* * *
BU son olayı, Atina'nın Türkiye konusunda son zamanlarda güttüğü politika çerçevesinde değerlendirmek gerek. Bütün belirtiler, Yunan hükümetinin Türkiye'ye karşı sistematik bir kampanya yürüttüğünü ve nerede ise Papandreu dönemini anımsatan bir "kriz politikası" izlediğini gösteriyor.
Daha birkaç gün önce, AB Bakanlar Konseyi'nde Yunanistan, Türkiye'ye yapılması gereken 375 milyon ECU (410 milyon dolar) tutarındaki mali yardıma karşı vetosunu çekti. Bunun hemen ardından Yunan Dışişleri Bakanı Pangalos, Türkiye'ye karşı sert suçlamaların yer aldığı 13 sayfalık bir yazı dağıttı. Pangalos ayrıca Türkiye'yi destekleyen Fransa'ya hakaretler yağdırdı. Atina'da 24 Nisan'da "Ermeni soykırımı" ile ilgili bir toplantıya katılan Yunan Savunma Bakanı Çohacupulos, Türkiye'den "katil" diye söz etti...
Kısacası Atina, Türkiye aleyhindeki kampanyayı sürdürmek, Türkiye'yi sıkıştırıp zayıflatmak için, her fırsatı kullanıyor. Gerekirse "şeytan" ile (örneğin teröristlerle) işbirliği yapmayı dahi göze alıyor!
* * *
BU, çok tehlikeli bir oyundur. Yunanistan'da, bu tehlikeyi görenlerin, bunu (sadece Türk - Yunan dostluğu için değil, Yunanistan'ın kendi çıkarları için) açıkça söylemek cesaretini göstermeleri ve hükümeti bu "kriz politikası"ndan vazgeçirmeleri gerekiyor.
Bu arada ABD başta olmak üzere, dost ülkelere ve NATO, AB gibi kuruluşlara da, bu alanda büyük görev ve sorumluluk düşüyor. İş, artık Yunanistan'ın AB'de Türkiye'ye karşı vetosunu kullanmasının ötesinde, Türkiye'ye karşı terörün dahi bir araç olarak kullanılması gibi, vahim sonuçlar yaratacak boyutlar almıştır.
Bu ciddi durum karşısında bakalım dostlar ne diyecek, ne yapacak?..
Yazara E-Posta: S.Kohen@milliyet.com.tr
Özay Şendir
Ayıplı bir tartışma, 'işine yarayacak'
14 Mayıs 2025
Didem Özel Tümer
Türk şirketlere BAE’de finansa erişim kolaylığı
14 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
En son imparator!
14 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
EOKA’nın köyünde ölümle burun buruna! Neşe Karaböcek’ten Kıbrıs anıları…
14 Mayıs 2025
Dilara Koçak
Yaz gelmeden detoks değil, denge zamanı
14 Mayıs 2025