Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Yorum Evet, 15 Kasım 1983 sabahı Lefkoşa'dan ajansların verdiği bu haber, Türkiye dahil, bütün dünya için büyük sürpriz olmuştu.Türkiye'de ondan bir hafta önce (6 Kasım'da) yapılan seçimleri ANAP kazanmış, Turgut Özal da yeni başbakan olarak görevine başlamıştı.Doğrusu o günlerde Özal daha çok askeri yönetim sonrası iç meseleler üzerinde odaklanmıştı.O günlerde olayları izlediğim Lefkoşa'da, Denktaş'ın çevresinden ve çoğu gözlemciden duyduğum söz şuydu: "Denktaş bu ustaca manevrasıyla, bir "oldubitti" yarattı. Bu "de facto" durum hoşa gitsin veya gitmesin, artık değişemez"... O sabah, henüz gün ağarırken, Kıbrıs Türk Federe Devleti (KTFD) Meclisi üyeleri, sessizce salondaki yerlerini alıyorlardı. Çağrıldıkları bu olağanüstü toplantıdan Kıbrıs Türk halkının haberi yoktu. Ankara da bilmiyordu... Ta ki KTFD Başkanı Rauf Denktaş, Meclis kürsüsünden, "Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin kuruluşu"nu ilan edinceye kadar... Denktaş'ın sürprizi başta şaşkınlık yaratmakla beraber, Ankara yeni oluşumu tanımakta gecikmedi. Kıbrıs Türkleri, bir kez daha Türkiye'nin aktif desteğini görmekten mutlu idiler...Umutları bazı dost ülkelerin de benzer bir destek vereceği idi. Nitekim 2 gün sonra, Pakistan'ın KKTC'yi tanıdığı haberi geldi. Ama "resmi" olmayan bu haber sonra yalanlandı. Meğer Pakistan hükümeti bu yönde bir açıklama yapmaya hazırlanırken, ABD İslamabad'a baskı yapmış ve onu bu kararından vazgeçirmişti...KKTC'nin ilanı, genelde dünyada olumsuz karşılandı. BM Güvenlik Konseyi bu tek yanlı bağımsızlık ilanını yasadışı bir hareket saydı ve bu kararın geri alınmasını istedi.Denktaş yönetimi -ve Ankara- KKTC'nin ilanına kadar yapılan çeşitli müzakerelerde, "iki kesimli bir federal çözüm" tezini savunmuştu. Şimdi KKTC ile yeni bir durum ortaya çıkıyor, Türk tarafı "aynı çatı altında iki eşit devlet" esasına dayalı bir çözüm formülü getiriyordu.Gerçekten Denktaş'ın KKTC'yi ilan ederken okuduğu deklarasyonda da "iki eşit halk arasındaki ortaklığın bir federasyon çatısı altında yeniden kurulmasını engellemeyeceği, aksine kolaylaştıracağı" vurgulanıyordu.Yıllar boyunca yapılan müzakerelerin ve bu arada Annan Planı üzerindeki referandumun sonuç vermemesi, işte bu yeni esaslar üzerinde bir türlü mutabakat sağlanamamasının sonucudur. Eski şartlar Kıbrıs Türkleri dün, KKTC'nin 24. yıldönümünü, bir kez daha anlaşmazlığın ve çözümsüzlüğün devam ettiği bir ortamda kutladı.KKTC realitesinin bir yüzünde çözümsüzlükten kaynaklanan sorunlar ve sıkıntılar var: KKTC'nin Türkiye'den başka bir ülke tarafından tanınmaması, izolasyon uygulamalarının devam etmesi gibi... Ama diğer yüzünde de gurur ve cesaret veren gelişmeler var: KKTC'nin gerçek bir devlet olarak kurumlaşmış olması, pek çok ülkenin "fiilen" kendisiyle ilişki kurması ve de ekonomisini toparlayabilmesi gibi...KKTC'nin ilanından yaklaşık çeyrek yüzyıl sonra, o deklarasyondaki esaslar ve Rum tarafına yapılan çağrı hâlâ geçerlidir. Nitekim KKTC Cumhurbaşkanı M.A. Talat dünkü konuşmasında arzulanan çözümün "siyasi eşitliğe dayalı, iki kesimli yeni bir ortaklık devleti" olduğunu belirtti.Kıbrıs Rumları -ve dünya- Talat gibi, hâlâ bir şekilde "birleşme"yi savunan ve hatta bunun için bazı fedakârlıkları da göze alan iyi niyetli bir liderin çağrılarına kulak vermelidir.Aksi halde Kıbrıs Türkleri, bundan böyle bağımsızlık bayramlarını kendi başlarına kutlamaya devam edeceklerdir... skohen@milliyet.com.tr Yeni esaslar