Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Yunan siyasetinin geleceğini iki Kostas arasındaki mücadelenin sonucu belirleyecek. Yarın yapılacak seçimlerde, biri 44, diğeri 64 yaşındaki iki Kostas'tan hangisinin - Simitis'in mi, yoksa Karamanlisi'in mi - daha güçlü ve etken olduğu anlaşılacak...
Kıran kırana geçen bir aylık kampanyanın sonunda, kimin galip geleceği belli değil. Son nabız yoklamaları, iki Kostas'ın partileri arasındaki farkı "sıfır virgüllü" (yani yüzde birden az) bir rakamla gösteriyor. Bu, son dakikada PASOK'un da, Yeni Demokrasi Partisi'nin (YDP) de lehine dönebilir.
Simitis iki ay önce erken seçimlere karar verdiği zaman, bu kadar sıkışacağını, herhalde tahmin etmemişti. YDP'nin kampanyada rahatlıkla PASOK'u yakalayabilmesinde Karamanlis'in performansı kadar, halkın bir kesiminde değişim arzusunun etkisi olduğu açık. Yoksa (eskiden olduğu gibi) iki parti arasında önemli ideolojik bir farklılık yok. İki Kostas kişilik ve üslup farkları dışında (örneğin vakti ile Konstantin Karamanlis ile Andreas Papandreu arasında olduğu gibi) bir uçurum ayırmıyor.
Dolayısı ile hangi Kostas işbaşına gelirse gelsin, Yunanistan'ın iç ve dış politikalarında önemli bir değişiklik olmayacak...
* * *
BU, Türkiye'ye karşı izlenecek politika için de geçerlidir.
Simitis'in tavrı, "icraat"ından belli. Ama Karamanlis de iktidara gelirse, Atina'nın Türkiye ile ilgili siyaseti pek değişmez.
Seçim kampanyasında Türkiye ilk kez bir tartışma konusu olmadı. PASOK daha baştan kampanyada Türkiye ile ilgili konuları (Ege, Kıbrıs, vs.) seçim malzemesi olarak kullanmayacağını açıkladı. Ama YDP, istese idi, muhalefet partisi olarak, bunu yapardı. Yapmadı. Neden? Nasıl oldu da bu kez "Türk tehdidi"nin söz edilmediği, Türkiye'ye çatılmadığı bir kampanya yaşandı?
Bunun başlıca nedeni, herhalde Yunan politikacılarının da, Türk - Yunan yakınlaşmasının kamuoyunda destek gördüğünü ve "Türk düşmanlığı"nın seçim kampanyasında oy kazandırmayacağını kavramış olmasıdır.
Bu gerçekten önemli bir gelişmedir. İki tarafta da toplumun dostluk lehinde (veya düşmanlık aleyhinde) gösterdiği duyarlılık, artık politikaya yansıyan bir etken olmuştur.
Durum bu olunca, iki Kostas'tan hangisi seçilirse seçilsin, Yunanistan'ın Türkiye ile yakınlaşma siyasetinde fazla bir değişiklik olmayacak demektir. Çünkü bu artık bir "ulusal politika" haline gelmiştir.
* * *
TÜRKİYE açısından iki Kostas arasında mutlaka bir tercih yapmak gerekiyorsa, bunun Simitis'in lehinde olacağı kuşkusuz.
Bunun nedeni de şu: Simitis hükümetinin izlediği politika belli. Bunu aynen sürdürmek istediği de açık. Dolayısı ile bu politikada, herhangi bir gecikme veya aksama olmadan, devamlılık sağlanmış olacaktır.
YDP kazanırsa, aynı politikayı sürdüreceği varsayımından hareket etsek dahi, Karamanlis'in yeni hükümeti kurup Türkiye ile ilgili dosyaları ele alması, stratejisini belirlemesi, zaman alacaktır.
Ve en önemlisi: Türk - Yunan yakınlaşmasında (Yunan tarafında) Dışişleri Bakanı Yorgo Papandreu, "itici güç" olmuştur. Papandreu ile Cem arasında samimi ilişkiler ve bir "ortak frekans" kurulmuştur. Bu büyük bir kazançtır. Simitis tekrar işbaşına gelirse, bu kazancı - ve momentumu - koruyabilecektir. Karamanlis seçildiği takdirde, kimi Dışişleri Bakanı yapacağı - ve onun Türkiye'ye karşı tavrının ne olacağı - belli değildir.
İşte Türkiye açısından iki Kostas arasındaki fark da bundan ibaret...



Yazara E-Posta: skohen@milliyet.com.tr