Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Ve eğer İslam dünyasında buna karşı gösterilen haklı tepkiler Danimarka ve diğer Avrupa ülkelerinin temsilciliklerine saldırılara kadar varan bir şiddet kampanyasına dönüşmeseydi, krizi çözmek ve gerginliği düşürmek herhalde daha kolay olacaktı...Ne yazık ki nedenleri göründüğünden çok daha derin ve karmaşık olan "karikatür krizi" şimdi uluslararası platformda kaygı verici gelişmelere gebe...Böyle bir noktaya gelinmekle beraber, durumun yatıştırılması ve bir uzlaşmanın sağlanması imkânı yok değil. Türkiye'nin üstlenmek istediği inisiyatifin bunda yararlı bir katkısı olabilir...* * *KARİKATÜR krizinin yarattığı yeni durumu ve olası sonuçlarını şöyle özetleyebiliriz: Genelde bu olay İslam dünyası ile Batı arasındaki uçurumu -veya kutuplaşmayı- daha derinleştirdi. Dünkü yazımızda izah ettiğimiz nedenlerden kaynaklanan eski veya yeni öfke, nefret, düşmanlık duyguları bu vesileyle gösterilen tepkilerle açığa vuruldu. Bu tepkiler karikatürün yayımlandığı Danimarka'nın ve Norveç'in ötesinde, tüm Batı'ya yönelik (dincisi, laiki, sağcısı, solcusu, Sünnisi, Şiisi, dahil) yaygın bir hareket olarak kendini belli ediyor. Bu olay İslam dünyasındaki radikal unsurlara -ve hükümetlere kendi nüfuzlarını artırabilecekleri bir ortam oluşturdu. Gerçekten bu militanların ve yöneticilerin eline- farklı gündemleri de olsa- halk kitlelerini yönlendirme fırsatı geçmiş oldu. Afganistan ve Pakistan'daki gösterilerde Taliban ve hatta El Kaide yanlıları, Mısır'daki protestolarda Müslüman Kardeşler, Filistin'de de Hamas ve diğer İslami gruplar yönlendirici bir rol oynadılar. Lübnan'da elçilik saldırılarında "yabancı" (özellikle Suriyeli) unsurların "provokasyon"ları saptandı. Suriye ve İran'da ise, Batı'dan öç almak isteyen yöneticilerin göstericilere karşı mutad dışı "müsamahalı" davrandığı da gözlendi... Bu olayların özellikle Ortadoğu'da radikal akımların güçlendiği ve Suriye, İran gibi ülkelerle Batı arasında uyuşmazlığın ve sürtüşmelerin kızıştığı bir sırada meydana gelmesi de bir rastlantı olmasa gerek. Sonuçta bu gerginlikler, uzlaşmayı daha da zorlaştıran bir tırmanışa geçiyor... Kısacası karikatür krizinin yarattığı sonuç, uluslararası bir cepheleşmedir. Olay dini sayılan bir konu etrafında cereyan ediyorsa da, sonuçlar olayın diğer niteliklerine uygun olarak, siyasal, ideolojik, kültürel alanlarda da ortaya çıkmaktadır...* * *BATI'da da, İslam dünyasında aklı başında her insan, bu durumun kimsenin yararına olmadığını, olayların kontrol dışına çıkmasının bütün dünyanın başını belaya sokacağını biliyordur. Bu nedenle krizi daha yayılmadan çözmenin yollarını acele aramak gerekiyor.Türkiye, bu konuda müstesna konumu nedeniyle, böyle bir misyona talip ve de bunu en iyi başarabilecek pozisyonda. Başbakan Erdoğan'ın İspanyol meslektaşı ile yaptığı çağrı, AB "üçlüsü"nü ('Troika'yı), İKÖ'yü ve uluslararası camianın önde gelen liderlerini devreye sokma çabaları yerinde ve zamanındadır.Ankara'nın bu girişimleri, karikatür krizinin çözümüne yardımcı olabileceği gibi, sonuç olarak Türkiye ile AB arasında yeni bir anlayışın ve yakınlaşmanın oluşmasına da yol açabilir. Yeter ki, temelde AB'ye karşı olan çevreler, davranışları ile bu, çabalara gölge düşürmesinler... skohen@milliyet.com.tr EĞER Hazreti Muhammed'e hakaret eden o çirkin karikatürün yayımlanmasından hemen sonra, Danimarka Başbakanı Rasmussen buna karşı bir tavır ortaya koysaydı ve "Jyllande Posten" gazetesi de o zaman özür dileseydi, son günlerde yaşanan ciddi kriz önlenebilirdi...