İlk bakışta Mısır’daki son gelişmelerde çelişkili görünen bir durum ortaya çıktı: Hüsnü Mübarek’i devirmeyi ve demokratik bir rejim kurmayı amaçlayan halk hareketi, “Reis”i iktidardan uzaklaştırmayı başardı, ama sonuçta onun yerine bir askeri cuntanın işbaşına geçmesine yol açtı...
Mısır gibi ordunun “en güçlü etken” sayıldığı bir ülkede, Mübarek’in birdenbire bıraktığı boşluğu bir başkasının doldurması mümkün değildi. Daha önce özellikle Doğu Avrupa ülkelerinde halk ayaklanmalarından sonra muhalif sivil liderlerin ve kuruluşların demokratik rejime geçişi hızla sağladıkları görülmüştür. Ancak uzun yıllardan beri otoriter bir yönetim altında yaşayan ve bu nedenle siyasal kurumlardan yoksun kalan Mısırlıların böyle bir şansı yoktu...
Dolayısıyla 18 günlük halk ayaklanmasından sonra, Mübarek’in istifaya zorlanması gibi, ondan sonraki dönemin düzenlenmesi işi de, orduya kaldı.
Bütün mesele şimdi Mübarek sonrası dönemin, askeri patronaj altında “bir geçiş dönemi” mi, yoksa bunun bir nevi eski rejimin devamını sağlayacak bir “askeri yönetim devri” mi olacağıdır.
“Reis”in çekip gitmesiyle birlikte idareye el koyan Yüksek Askeri Konsey, resmi bildirilerinde birinci şıkkı seçmiş görünüyor. Nitekim Konsey (veya cunta) iktidarda kalış sürecini, etrafı toparlayıncaya kadar 6 ay olarak ilan etti; ancak bunun (ne zaman yapılacağı bilinmeyen) “seçimlere kadar” sürebileceğini de belirtti...
Askeri nezaret
Aslında halk hareketine katılan önemli muhalifler (El Baradey’den Eymen Nur’a kadar), bu geçiş döneminin “askerin nezareti altında” gerçekleşmesi gerektiğini söylediler. Yani şu anda, demokrasi isteyen Mübarek karşıtlarının da, çelişkili gibi görünen bu duruma pek itirazları yok. Yeter ki sonuçta asker sözünü yerine getirsin ve sivil, demokratik rejime geçişi sağlasın.
Askeri Konsey’in ilk yaptığı iş, Anayasa’yı askıya almak ve Parlamento’yu feshetmek oldu. Bu da normal bir hareket. Çünkü Mübarek döneminin ne anayasası, ne parlamentosu demokratikti. Amaç özgür ve demokratik bir rejim kurmak olduğuna göre, bunun altyapısını oluşturmak için yeni bir anayasa hazırlamak ve yeni bir parlamento için serbest seçimler düzenlemek şart.
Kuşkusuz Mısır’da bir an önce seçimlerin düzenlenmesi, herkesin arzusu. Ancak Mısır’daki değişimin sadece Mübarek’in gitmesinden ibaret kalmaması ve onun 30 yıllık rejiminin sonlandırılıp yeni bir düzene geçilmesi için siyasi yapılanmanın gerçekleştirilmesi gerekir ki, bu da zaman ister.
Bu bakımdan Mısır’ın önünde şimdi oldukça zor bir süreç başlıyor.
Demokratik düzen
Her şeyden önce bu geçiş döneminde daha temsili yeri bir hükümetin (yeni bir Milli Birlik Hükümeti’nin) kurulması lazım.
Demokratik bir anayasa için hazırlıkları yapacak komisyonun kompozisyonu da çeşitli siyasi eğilimleri temsil edebilmeli. Bu arada siyasi partilerin serbestçe kurulmasına imkân verilmeli, söz ve yazı (basın) özgürlüğü teminat altına alınmalı, eski kısıtlamalar yüzünden hapsedilenler serbest bırakılmalı...
Mübarek sonrası dönemin en hassas konularından biri de, Mübarek ailesinin ve çevresinin yolsuzlukları hakkında ne yapılacağıdır. Şimdi işbaşında bulunan askerler, halkın öfkesinin başlıca nedenlerinden biri olan bu konuda harekete geçmek isteyecek mi?
Kısacası Mısır’ın askeri yönetimi şimdi kendi otoritesini sürdürmek ile halkın beklentilerini yerine getirmek arasında bir tercih yapmak durumundadır...